Ben bu muameleyi hak etmedim ki

9 1 0
                                    

Yeni güne "Merhaba" yatağımdan kalktığımda yine evin içinde hummalı bit hareketlilik vardı . Kerem abim işe gitmek için hazırlanırken Deniz erkenden kalkmış olmanın verdiği bir mahmurlukla hazırlanmaya çalışıyordu . Deniz evet ablam ama benden birkaç yaş büyük olduğu için abla demiyorum kendisine . Evdeki herkes birşeylerle uğraşıyordu  . Okul için çantamı hazırlarken bir taraftan Deniz ile atışmaya  başlamıştık bile .
"Tarağı nereye koydun  "
"Benim pantolonum nerde "
" Bu evde ben neden hiçbirşey bulamıyorum "
" Deniz bi sessiz ol "
" ne bileyim ben koyduğun yere bak "
Herkesten  bir ses çıkarken herkesin sesini bir anda kesen tek bir cümle oldu .
"Heyy bu bağırış ne herkes ne yapacaksa yapsın sessiz yapsın zaten ehem kesildi " babamın bağırarak bu cümleyi söylemesi herkesin susmasını sağladı . Kelimeyi yanlış yazmadım "ehem " kesildi doğru yazılmış ne olduğunu hala bilmem ama babam çok yorulup nefes nefese kaldığı anlarda söyler ve o anlarda çok sinirlidir.
Ben hazırlandıktan sonra mutfakta  birkaç lokma atıştırıp  odaya geçtim babam duştaydı direk pantolonunun günlük harçlığımı alıp kapıdan çıktım . Babam bir cebine geceden benim alacağım miktarı koyardı yol param olurdu . Otobüs durağına gidip beklemeye başladım.  Geldiğinde yine tıklım tıklım dolu olan otobüse kendimi zor attım . Okulum uzaktı ama tek otobüs ile gidiyordum . Merkez noktada  olduğum için birçok öğrenci de aynı otobüsü kullanırdı üst üste  giderdik ama hergün  aynı yüzler olduğu için birbirimize aşina idik . O tıklım tıklım dolu otobüste bile eğlenecek birşey illaki bulurduk . Birisi telefondan müzik açar yüksek sesle herkes söylemeye başlardı. Tam nakaratının  en güzel yerinde mezarlığın geçiş noktasına geldiğinde birisi bağırırdı yüksek sesle
"El FATİHAAA" ki genelde bunu söyleyen ben olurdum :)
Ve o anda müzik kapanır herkes ölülerin ruhuna bir Fatiha okur ve hep bir ağızdan "AMİN " diye bağırılırdı. Tabi bu burada sonlanmaz her amin kelimesinin ardından bir başkası " EL FATİHA " der yine okunurdu . Bu birkaç defa tekrarlanacak artık yavaş yavaş gerilenler  olur ve sonlandırılırdı. Yine aynı ritüel devam etti . O gün de aynı şeyi yaptık . Ve işte aslında büyük günde bugündü . İki sınavı birlikte verecektim . Hem matematik  sınavım hemde santranç turnuvam vardı . Bugün olacağını Butterfly a söylememiştim . Çünki kaybedersem dalga geçmesinden korkmuştum . Otobüsten iner inmez sınıfa gittim . İşte arkadaşlarım karşımdaydı . Gamze ilk gelenlerden oldu . Gamze ile aramızdaki ilişki çok daha başkaydı . Hem küçük kardeşim gibi hem arkadaşım hem sırdaşım gibi . Bu belki de zayıf sıska olduğu içindi . Bilmiyorum ama bana çok savunmasız gibi geliyordu ve ben o yüzden daha çok koruyordum . Birbirimize sımsıkı sarılıp sıralara geçtik . Neden gelmediğini sordular ve anlattım . Böyle durumlara alışık oldukları için yadırgamadılar . Konuşurken öğretmen geldi . Ben bu dersten muaf olacağımı giremediğim sınava öğretmenler odasında yapacağımı öğrendikten sonra kalemimi silgimi alıp öğretmenler odasına doğru yol aldım . İçimden  abime kızıyordum . Gerçekten  şu düşürdüğü durum bir öğrencinin istemeyeceği bir durumdu . Öğretmenler odasına girdiğimde matematik  hocam karşımdaydı . Sınav kağıdım da önünde . Allah'tan seviyorduk birbirimizi . Gidip karşısına oturdum . Ve bana sınava neden gelmedin dediğinde dürüstçe cevap verdim . Biliyordum ki yadırgamazdı tam aksine dürüst olduğum için daha tebrik ederdi. Oysa elimde raporum da vardı abim verdiği sözü tutmuş gitmeme bile gerek kalmadan arkadaşına raporu düzenletmişti. Tam da dediğim gibi öğretmen dürüst olduğum için tebrik etti ama dürüst olduğum için sınavıma yardım etmedi tabi ki .
Sınavım güzel geçmişti . Okul günü sona ermişti ama turnuva saati de gelip çatmıştı.  Karşı taraf 4 biz 4 kişi idik . Rakipler bire bir paylaşıldı . Hangi tarafta fazla kazanan olursa aralarında seçtikleri kişi ile teke tek karşılaşma yapılacaktı her takım içinden bir kişiyi seçecekti . Herbirimiz masaya oturduk santranç tahtasına taşları yerleştirdik ve müsabaka başlamıştı . Süreli oynayacaktı. Her hamle için verilen bir süre olacaktı . Herkes buna itiraz etse de bu durum benim hoşuma gitmişti.  Ben Butterfly ile de hamle süreli oynuyordum ve alışıktım. Oyuna başladığımız anda diğerlerinin stresini hissedebiliyorum. Benim  karşımdaki ile maçım umduğumuz kısa sürmüştü birkaç hamlede şah mat yapmıştım . Bilmiyordum ne yaptığımı ama hoca omzumu tutup aptal matı yaptın dediğinde karşımdaki kişi gerildi . Hoca hemen açıklamasını yaptı. Bu hamleler ile kazanılan maç sonucuna aptal mat yapılır dedi. Nasıl yaptım bilmiyorum ama kazanmıştım.  4 ayrı maç 3 zaferimiz ile tamamladı o gruptan yenen bir kişi vardı onlar aslında hükmen mağlup olmuşlardı . Ama hoca son maçı yapmak istiyor musunuz sorusuna bizim cevabımız evet olmuştu . Çünki bir mağlubiyet onlara az gelecekti . İkinciyi de bir tokat gibi kazanacaktık. Bizim gruptan son maça ben geçtim . Arkadaşlar o anda bana bakıp sen dediklerinde mutlu olmuştum .  Herkes hamleleri tek tek takip ederken son hamleyi rakibimiz gözlerine bakıp sinsice gülerek yaptım ve
-ŞAH MAT
Diye bağırdığımda bizimkiler ile birlikte sarılıp sevinmeye başladık . O anda hoca nın sesi bizim sesimizi bastırdı. Rakiplerimizi yenmiştik ama yine de tebrik ettik elimizi uzattığımızda içlerinden bir kişi hariç diğerleri elimizi tutmadı. 
Okuldan çıkıp durağa gittik mutluyduk.  Bir anda ben uygulamadan bahsedip  Butterfly sayesinde dediğimde ses tonuma dikkat eden senem
- hayırdır sen bu haller sende görmediğim haller
- Ne alaka balım sadece birlikte oynadık pekiştirdim  diye öyle söyledim
- yok yok seni biliyorum tanıyorum var sende birşeyler
O anda Gamze
- Kız ne oluyor güvenme öyle kimseye tanımıyorsun bile
- Kızlar ne sanıyorsunuz  sakin olun sevgiliyiz demedim oyun oynadık dedim alt tarafı
Senem - tamam öyle olsun bakalım
Zeynep - e ne yapıyoruz şu an nereye gidelim
Gamze- sizi bilmem ama ben dershaneye gidiyorum
Gamze yi babası dershaneye yazdırmıştı sınav senesindeydik hepimizin gitmesi gerekiyordu ama Gamze hariç değerlerimizin durumu çok da iyi değildi . Bu konuyu babamla konuşacaktım. Gamze dershaneye gideceği için değerlerimiz de ortak karar alıp evlere dağıldık .
Kapıdan içeri girer girmez bağırmalar vardı evde belli ki yine birşeyler olmuştu . Kapıyı açıp içeriye girdiğimde babam bana bakıp
-Bundan sonra hiçbiriniz sesini çıkarmayacaksınız  şerefsizler sizinle mi uğraşıp duracağım ben en büyüğünüz abiniz yarın bana birşey olsa sahip çıkacak olan size o herkes o işyerine seferber olacak çalışacaksınız orada . Sizde akıl olsa soyadımız der orayı ayağa dikmek için uğraşırsınız .
Bir anda ne olduğumu şaşırdım Bidmillah kapıdan yeni girdim hedef seçilmiştim. Kerem abim koltukta Deniz koltuktaydı . Belli ki büyük abim yine babamı gaza getirmeyi başarmıştı . Kısa bir süre dalmıştım  ki kafama sert birşekilde parmak uçlarıyla vuran babamın hareketi ile kendime geldim
-duyuyor musun sen beni kime diyorum ben
Başım acımıştı ama gururum da incinmişti o ana kadar olup biten hiçbirşeyden haberim yoktu ki bu muameleye maruz kalayım . Sustum . İçime attım . Gözlerim doldu ama belli etmedim . Biliyordum ki o gözden o yaş akarsa  dayak yerdim . Çünki babam ağlayanı sevmezdi . Sessizce sesimi bile kendim zor duyarak cevap verdim .
- Tamam
Babam söylemlerine devam etti nutuk veriyordu kendince ama gururumuzu kırarak . Susunca usulca kalktım ve odama geçip ağlamaya başladım .

HİÇBİR AŞK İMKANSIZ DEĞİLDİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin