1. Bölüm

378 60 40
                                    

Nice to meet you, where you been?

I could show you incredible things

Ilgımla beraber okulun koridorlarında yürürken bir yandan da şarkı söylüyorduk. Etraftaki öğrenciler bize ne 'yapıyor bu mallar' bakışı atmıyorlardı çünkü bu hallerimize alışmışlardı. Yıllardır, yıllardır ve yılardır böyleydik. O an canımız ne isterse onu yapar, elalemin ne dediğine, ne düşündüğüne bakmazdık. Bize göre isteyen istediğini düşünebilir, bizi ne düşündürdükleri genelde pek ilgilendirmez yada arkamızdan ne söyledikleri çünkü düşüncelerini asla değiştiremezsiniz, arkamızdan söyledikleriyse... O konuya girmek dahi istemiyorum ama gerçek şu ki ağzı olan konuşur, birini sustursan öbürü başlar konuşmaya. Asla hepsini susturamaz, asla hepsine cevap veremezsiniz. İşte tamda bu sebepten uzun zaman önce kimsenin düşüncesini umursamamaya karar verdik.

Zaten insanlar bir süre sonra alıştılar bu halimize. İlk başlarda hepsi yadırgayarak bakarlardı fakat bir süre sonra... İnsanın istedikten sonra alışamayacağı hiçbir şey yoktur. İşin doğrusu istese de istemese de insanlar bazı şeylere alışırlar. Hem de hiç farkında olmadan.

Macig, madness, heaven, sid

Saw you there and I thought

Sınıfa girdiğimizde bütün sınıf arkadaşlarımız bizim bu halimize güler geçerken, ileride, cam kenarının en arka sırasının bir önündeki sırada oturarak boş boş bize bakan çocuğu gördüm. Çantamı sıraya bırakmak için ilerlerken onun mavinin en güzel tonuna sahip olan gözlerine bakarak söylemeye devam ettim şarkıyı.

Oh my God, look at that face

You look like my next mistake

Love's a game, wanna play?

Gözlerimi o çocuktan alamıyordum. Biçimli kaşları, güzel mavi gözleri, mükemmel burnu, yataktan yeni kalktığını belli eden saçları ve dolgu dudakları... BU ÇOCUK RESMEN YUNAN TANRILARINA BENZİYOR. Bu çocuk benim için yaratılmış.

'Hadi güzelim. Göster bakalım kendini, bu kadar yakışıklı çocuğu buradaki şıllıklardan birine kaptıramazsın.' dedi Chucky. Evet Chucky. Biliyorum, iç seslerimden birine korku filmi kahramanı, hatta ve hatta başrolü ismi vermiş olmam çok garip ama inanın bana benimki kadar psikopat bir iç sesine sahip olsaydınız sizde onun adına Chucky verirdiniz. Yaptığım bütün manyaklıklar onun yüzünden ve kesinlikle ona en uygun takma ad bu.

'Hayır Hayal. Bunu yapamazsın.' dedi Saftirik. İşte bu da bir diğer iç sesim. Diğeri ne kadar psikopat ise bu da o kadar masum, saf ve şefkatli fakat genelde saflığından dolayı çok acil durumlarda onun söylediklerini dinliyorum. Ha, bu arada ona Saftirik dememe şaşırmamış olmalısınız. Diğer iç sesime bir korku filmi karakteri adı verdim ben yahu, buna kitap ismi vermişim çok mu?

'Hayal. Onu dinlemiyorsun. Allah aşkına. Şu çocuğa bir bak. Çocuğun bakışlar, hareketler ne kadar da cool. Bu çocuk tam sana göre.' Ah, baktım Chucky baktım, o güzel yüze bakmamak mümkün mü? Ayrıca haklısın, bu çocuk tamda benim dişime göre ve bu çocuğu asla kaçıramam. Hey yakışıklı, seninle çok eğleneceğiz.

"Hayal, Hayal." diyip ellerini gözümün önünde sallayan Ilgım sayesinden düşüncelerimden sıyrılarak ona 'ne var?' ismini verdiğim bakışımı attım. Yüzüne o sinsi gülümsemesini yerleştirerek kolumdan tutup sıraya oturttu. "O kadar gözünü dikip bakma, anlayacak."

"Neyi?" diyerek bilmemezlikten geldim fakat yaptığım bu küçük oyun Ilgım'ın gözünden kaçmadı. "Uzatmada aklından geçeni söyle."

Dudaklarımı yalayarak ileride sırasına oturmuş telefonu ile ilgilenen sarışına baktım. "İnan bana aklımdan çok ama çok güzel şeyler geçiyor." Yerimden katlım ve sarışın afetin yanına giderek sırasına oturdum.

"Merhaba. Ben Hayal."

"Doğu." dedi kafasını telefonun üzerinden kaldırmadan . Tek kaşımı kaldırarak sarışına baktım. Peki sert çocuk, madem umursamazı oynamak istiyorsun, oyna o zaman. Ama şunu bil; ben seni yola getirmesini bilirim. Er yada geç, hepiniz yola gelirsiniz.

"Güzel isim, Doğu." dedim adını bastırarak. Beni geçiştirmek istercesine kafasını salladı ve sırt çantasından çıkardığı kulaklığını telefonuna taktı. Sen. Beni. Umursamıyorsun. Ha, ha ve ha. Güldürme beni. Ben onunla konuşurken benimle ilgilenmeyecek kişi daha anasının karnından doğmadı tatlım.

Elindeki telefonu hızla çektim, ardından da konuşmaya başladım. "Bak Doğu. Ben seninle konuşursam benimle ilgilenirsin, başka bir şeyle değil."

Ve ilk defa yüzüme bakıp tek kaşını kaldırdı. "Öyle mi?"

"Öyle."

"Hiç sanmıyorum güzelim." dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan telefonunu elimden kaparak oturduğu yerden kalktı. Sınıfı terk etmek için harekete geçmeden önce ikinci kez suratıma baktıktan sonra o gün bir daha dönememek üzere sınıftan çıktı.

Sinirle soluyarak yerimden kalktım. O kim oluyor da bana o şekilde davranır? Bunu ona ödetirim, hem de çok kötü bir şekilde. Bu güne kadar gözüme kestirdiğim hiç kimse elimden kurtulamadı ve sen sarışın, bugün yaptıklarından sonra o kadar ucuz kurtulamayacaksın.

Ayrıca şunu açığa kavuşturalım; kesinlikle o kasıntı, yapmacık, kendini beğenmiş kızlardan değilim. Tamam, kendimi beğeniyor olabilirim ama bu egoist olduğum ve o nefret ettiğim kızlar gibi olduğumu göstermez. Sadece bir şeyi kafama koydum mu yaparım ve hiçbir şey beni durdurama. Bazen bu konuda çok inatçı olabiliyorum lakin istediğim her şeyi elde etmeye alıştım, bu olay böyle de devam edecek.

"Aov. Hayal. Az önceki olay gerçek miydi?" dedi arkamdan Mete.

Mete...

Benim Ilgımdan sonraki en yakın arkadaşım ayrıca da Ilgım'ın erkek arkadaşı. Arkadaşlar, tabi ki onların arasını ben yaptım. İkisi de birbirlerini deli gibi seviyorlardı fakat açılamıyorlardı ve bende hayırlı bir arkadaş olarak onların arasını yaptım. Bu kadar basit.

Ay, nerede kalmıştık? Mete. O benim her şeyimi bilir, hep yanımdadır ve kafama bir şey koydum mu ucunda ne olursa olsun onu gerçekleştireceğimi bilir. Ayrıca inanın bana az önce olan olay beni şaşırttığı kadar Ilgımla Mete'yi de şaşırttı.

"Galiba." dedim Doğu'nun arkasından bakmaya devam ederek.

"Az çok ne yapacağını, daha doğrusu demin ne yapmaya çalıştığını tahmin ediyorum ve pes etmeyeceğini umuyorum."

"Sence pes eder miyim ben Mete?"

Güldü. "Tabi ki etmezsin."

"Aynen öyle. O çocuk benim olacak. Hazır ol sarışın. Çünkü ben geliyorum ve benden bu kadar kolay kurtulamazsın." dedim ve arkamı döndüm.

"Mete, Ilgım. Sıkı bir oyuna hazır olun. Zorlu bir oyun olacak ve ben, o çocuk benim olana kadar durmayacağım."

Eveet yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Aslında bu hikayeyi daha önce yayımlamıştım, daha doğrusu üç bölüm, fakat sildim düzenledim ve yeniden yayımlıyorum. Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir. Sizleri seviyorum. :*

Siyahım (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin