"Her fizik dersinden sonra beynim eriyor."
"Hayatım, olmayan bir şey eriyemez." dedim çok sakin bir şekilde Ilgım'a dönerek. Kollarını göğsünün altında birleştirerek öldürücü olduğunu düşündüğü bakışlarından birini attı.
"Bir kere laf sokmasan ne olur?"
"Sıkılıyorum o zaman." deyip yanağından makas aldım. Sıramdan kalkarak enerjik bir şekilde zıpladım. "Hadi al şu sigarayı da gidip içelim tuvalette. Kaç gündür içmedim acayip canım çekiyor."
Ilgım kafasını sallayarak çantasından paketi ve çakmağı çıkartarak cebine attı. Tuvalete doğru giderken etrafta bir hoca var mı diye de çevreyi gözlüyorduk ki şansımıza tek bir tane bile yoktu. Bugün şanslı günümüzde olmalıydık yoksa bunun başka bir açıklaması yoktu.
Tuvalete girer girmez Ilgım sigarayı çıkartıp bir dal ve çakmak uzattı. Dalı alarak ucunu dudaklarıma yerleştirdim, çakmakla da yaktım sigaramı. Sigaranın o bağımlılık yapan tadını içime çekerken dumanın bir-iki saniyede vücudumun her yanında dolaştığını hissettim. Allah'ım, bu hissi özlemişim.
Birkaç saniye daha dumanı içimde tuttuktan sonra işaret ve orta parmağımla sigarayı dudaklarımdan çektim, ardından da dumanı dışarıya üfledim. Ben ikinci nefesi içime çekerken Ilgım kendi sigarasını yakarak bir nefes aldı.
"Yemin ediyorum bütün derdimden, bütün stresimden kurtuldum." Ilgım'ın söylediği şeye güldüm ve biz girdiğimizde yeni temizlendiği belli olup çamaşır suyu kokan, fakat artık sigara kokmuş olan, tuvalette ona arkamı dönerek küçük cama ulaştım. Dışarıdan gelen temiz havayı içime çektikten sonra sigaramdan bir nefes daha aldım.
"Hayal, üç gün oldu. Üç gündür Doğudan hiçbir hamle yok. Sence ne yapacak?" Dudaklarımı büzüp dumanı üflerken konuştum. "Bilmiyorum ama merak ediyorum. Acaba ne kadar düşecek?"
Sözlerimi bitirmemle kapının açılarak Ayla hocanın kaşları çatık bir şekilde içeri girmesi bir oldu. Gözleri bir Ilgımla bende, birde ellerimizdeki sigaralarda gidip geldikten sonra sinirle konuştu. "Onları atın ve hemen odama gelin. DERHAL." Son kelimesini bağırarak söyleyip çıktı tuvaletten. Onun arkasından çarpan kapı korku ile yerimden sıçramama neden oldu.
Lanet olsun, yakalandık. "Bu sefer bittik."
Korku ile yutkundum. "Saçmalama. Teyzen bize bir şey yapmaz." dedim düşüncelerim tam olarak aksini söylerken. Şimdi güçlü görünmem gerekiyordu, her zamanki gibi sert durmam gerekiyordu. Ben güçlü durmalıydım ki Ilgımda durabilsin, yoksa her an ağlayabilirdi ve ağlaması bizim için hiç iyi olmazdı. Benim güçlü durarak ona destek olmam gerekiyordu. Tıpkı annem bizi terk edip gittiğinde güçlü içim kan ağlarken güçlü görünerek babama destek olduğum gibi.
Ilgım'ın gözlerinden yaşlar hızla akmaya başlarken kollarından tutarak sarstım onu hafifçe. "Ağlayamazsın Ilgım. Güçlü duracaksın."
Titrek bir sesle konuştu. "Korkuyorum."
Ellerimi yanaklarına koyup anlımı anlına yasladım. "Korkma Ilgım. Bir şey olmayacak. Hem o senin teyzen, bize bir şey yapmayacak. Şimdi sil gözyaşlarını." dedikten sonra sıkıca sarıldım arkadaşıma.
Ellerim ile sırtına hafifçe vurarak konuştum. "Hadi gidelim."
Tuvaletten çıkıp Ayla hocanın odasına giderken ikimizin de içinde büyük bir korku vardı ama aramızdaki fark Ilgım'ın bunu belli etmesi, benimse içime gömmemdi. Ilgım'ı arkama alarak kapıyı tıklattım.
Bir saniye sonra Ayla hocanın o melodik sesi duyuldu. "Gel." Kapıyı açarak içeri girdim ve Ilgımda peşimden girdi. Önde ben, arkada Ilgım Ayla hocanın masasının önünde durduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahım (Ara Verildi)
Novela JuvenilO siyahken, ben beyazdım. O gökyüzüyken, ben denizdim. Aslında çok farklıydık birbirimizden ama bir o kadar da aynıydık. Bir eksik, bir fazla tamamlıyorduk birbirimizi. Birbirimiz olmadan yapamıyorduk ama beraberken de olmuyordu. Ne ulaşabiliyorduk...