∽∽∽∽∽∽∽∽∽∽∽17.Bölüm∽∽∽∽∽∽∽∽∽∽∽
👑1.kısım👑
Gelecekten Parçalar
Elini soğuk duvarla birleştirdiğinde koridor boyu arkasından akan kan yoluna döndü ve saniyeler akarken bacağındaki korkunç acıya karşın eğilerek duvarın desteğiyle yürümeye devam etti. Karşıdaki camlardan içeri dolan ışık boydan boya yarılmış olan bacağındaki kızıl sıvıyı parlatırken kendi kan gölünün içine düştü, saçları ise zemine yayıldığında kanıyla kirlenirken elleriyle kendini sürüklemek için kalan tüm enerjisini harcamaya başladı ama acının yayılışına karşın yapabileceği hiçbir şey yoktu.
2.İmparatorluk Karlisyen krallığı (Urcol) gezegeni yıl 10.007
Zemin karanlık bir örtüyle kaplanmış gibi geceyi yansıtırken perdeler içeriye yağmurun damlalarını taşıyan rüzgar için dans ediyordu. Yeri ıslatan damlalar yenileriyle buluşurken üzerlerine bir tane kar tanesi tüy gibi inerek yavaşça kondu. Konduğu gibide suyun içinde eriyerek varlığını kaybetti, kaybetmese bile karanlıkta odayı dolanan adım sesleri onu bulacaktı. Kar tanesinin eridiği yere basarken kraliçenin odasında ilerleyerek yüzüne savrulan damlalara, saçlarını akıntısına ait eden rüzgara karşın duraksamadan devam etti. Balkonun üzerine gölgesi düşene kadar da durmadı. Birleştirdiği avuçlarının tam ortasında sönmemek için direnen mumu balkonun korkuluğuna yerleştirdiğinde saçına bir kaç tane daha kar tanesi uçuştu, kışa girmişlerdi.
Hissettiği soğukluk sanki ona zarar veremezmiş gibi öylece karanlığı seyreden Yoye de dolandırdı siyahın içinde kaybolmuş gözlerini, mum ise yalnızlığına karşı gelemeyerek ışığını çekti.
"İfera'dan haber var mı?" Donmuş ellerini üst üste yerleştirerek parmaklarının korkuluğu sarmasını sağladı.
Rüzgar fırtınanın seslerini ulaştırırken şiddeti cam kapılara damlaların ok gibi saplanarak çarpmasını sağlamaya başladı. Burada mı kalacaktı? Bütün krallık karanlığın zincirlerine sarılıydı ve yanan mumlar çok geçmeden sönüyordu. "İfera'yı krallığını korumak adına imparatorluğun korumasına almak istediğini söyledin." Islanan saçlarından damlalar halinde akan su yerdekilere katılırken yüzünden de damlalar süzülüyordu. "Ama ben sanırım düşündüğünüz kadar aptal değilim." Sakin olmak için nefesinin düzene girmesini bekleyerek konuşuyordu.
"Zamanında babanda buna bezer bir cümle kurmuştu, sonu pek iyi bitmiş gibi durmuyor." Yağmur damlaları kar tanelerine üstünlük tanırken zemindeki damlalar daha çok karla buluşmaya başladı, bu şekilde yağmaya devam ederse tutacağı kesindi. "Sana bu hikayeyi anlattılar mı, yoksa Aridi kendine saklama konusunda kararlı mı?" Bir saniye olsun dönüp ona bakmadı. "Tahmin edeyim bunu bilmenin senin için gereksiz olacağını düşündüler."
İçindeki öfkenin ateşle buluştuğunu hissedebiliyordu, daha önce İfera'ya bir çok kez sorsa da cevap alamamıştı. Aridi de konuşmayı reddettiğinden hakkı olduğunu düşündüğü bir bilgi lanetiymiş gibi kelimelerden uzak tutuluyordu. "Ona ne olduğunu biliyor musun?" Kelimelerine duygu karıştırmak istemediği için öfkenin onları bastırmasına izin verdi.
"Işık taşını bulabileceğini umuyordu. Bunun için Koarn gezegenine gitti. Lanet ormanında havanın zehirden ırak olduğu söylenir, bu yüzden taş varsa bundan etkilenmemiş olacaktı. O ormana gittikten bir kaç hafta sonra beklenmedik bir şekilde taşı bulduğu söylentileri yayıldı, herkes böyle bir risk aldığı için aptal olduğunu düşünüyordu, varlığı kesin olmayan bir taş için ölümü göze almasını." Açık kapıya dönerek adım sesleriyle yağmurun ıslattığı odaya girdi, soğuk havaya yenik düşmüş çiçeğin yapraklarının üzerine bastığında çekmecenin önüne eğilerek yavaşça kendine doğru çekti. "O zamanlar annenle baban evli değildi, daha gençlerdi." Çekmeceden altın yüzüğü çıkardığında Laryı'nın avucuna koydu. "Gerçekten taşla Nores gezegenine geri döndü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geleceğin Krallığı (1)
Science FictionGelecek bir çok yeniliği sunmuştu en büyük getirisi ise hastalıklar ve lanetlerin korkusuydu. Bir kehanet vardı, söylentilerle krallıkların duvarlarında yer bulan, fısıltılara dönen. Geçmişin yıkımı acı olduğunda imparatorlukların kuralları kurdukla...