Tekstil fabrikası imha edildi.
- "Havai fişek fabrikası imha edildi."
- "Yağ fabrikası imha edildi."
- "Plastik fabrikası imha edildi."
- "Petrol fabrikası imha edildi."
- "Akçakale ilçesinde bulunan araziler imha edildi."
- "50 bin dönümlük fıstık arazisi imha edildi."
- "30 bin dönümlük arsa imha edildi."
- "Çatışma başladı. Bize engel olanlar indirilmektedir."
- "Üç adamımız çatışma sırasında vuruldu."
- "Hilvan'da bulunan evler imha edildi."
- "Çevre illerde bulunan yerleri imha etmek için onayınız gerekmektedir."
- "Demirel çiftliği imha edildi."
- "Demirel su fabrikası imha edildi."
- "Demirel konağı ve yanındaki evler imha edildi."
- "Demirel saat fabrikası imha edildi."
Ertal Şanlıkan, tek tek gelen telsiz anonslarını dinledi. Karşısındaki manzaraya, yanan yerlere bakıyordu. Bir şehir düşünün, yarısı alevlere teslim olmuş şekilde.
"Efendim, haber kanalları bunu aşiret kavgası olarak geçecekler," dedi korumalardan biri.
"O şerefsizi buldunuz mu?"
"Daha iz yok efendim," dedi adam, kafası yerde, elleri önünde bağlı bir şekilde.
"Yer yarıldı da içine düşmedi ya bu adam, Halil! Bulun şunu!" diye kükredi.
- "Demirel oyuncak ofisi imha edildi.
- "Demirel beyaz eşya fabrikası imha edildi."
- "Demirel halı yıkama fabrikası imha edildi."
Karşısındaki manzaraya bakarken telsizden gelen sesler devam ediyordu. Her yer alev alev yanıyordu ama Süleyman Demirel hâlâ ortalıkta yoktu.
"Binin arabalara, gidiyoruz," dedi yanında duran silahlı adamlarına.
~~~~
Yerde oturmuş, dizlerini kendine çekip saatlerdir ağlayan Aden Duru...
"Abicim, yapma ama böyle," dedi Ömer, yanında oturmuş onu sakinleştirmeye çalışarak.
"Duymadın mı doktoru, Ömer? Yaşaması mucize diyor. Yaşasa bile sakat kalacak. Yusuf bunu kaldıramaz ki," hıçkırıklarının arasından konuşmaya çalıştı Aden.
"Allah'tan ümit kesilmez," dedi Ömer, onu kendine çekerek.
"Ömerrr, Yusuf'a bir şey olursa ben yaşayamam. Kardeşime bir şey olmasın, lütfen. Allah'ım, ne olursun onu benden alma. Allah'ım, benim canımı al ama onu alma. Allah'ım, onu bize bağışla, lütfen Allah'ım," omuzları sarsıla sarsıla ağlayıp Rabbine dua etti.
"Duru," gelen sesle arkasına döndü Ömer. Yanında korumalarla, ortada heybetli, yaşı büyük ama yaşlanmamış adama baktı.
"Baba..."
"Babacım," Ertal, yerde oturmuş dizlerini kendine çekip ağlayan kızına yaklaşıp onu ayağa kaldırdı.
"Baba, kızının canı çok yanıyor," dedi, babasının gözlerinin içine bakarak.
"Kızımın canını yakanın canını alacağım," dedi Ertal ve onu kendine çekip sarıldı.
"Babaaa, ne olur bir şey yap. Onu kaybedemem!" Duru'nun feryadıyla Ertal'ın gözünden yaş geldi, ama hemen sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALMIŞ İNTİKAM {ARA VERİLDİ}
Ficção Adolescente-Rıha toprakları bir kez daha bir annenin acısıyla kavruldu. Bebeği ellerinden alınıp başka bir bebek verildi o annenin ellerine.Kız çocuğu doğurduğu için aylardır rahminde büyüyen onun bir parçası olan kızını aldılar. Bir anne nasıl dayanabilir di...