Geçen bir ayın ilk günü
Doktor çok hızlı adımlar atmamanı söyledi Hyunjin, yavaş yavaş ilerleyelim." Hyunjin, Jisung'un dediklerini onaylarken bir adım daha atmıştı. Yürüdükçe ayaklarının açıldığını hissediyordu.
Hyunjin, sabah Chan'in odaya girmesiyle uyanmıştı. Chan gece boyu salonda oturmuş gün aydığında ise şirkete geçmeden üzerini değiştirmek için odasına girmişti. O sırada uyanmıştı Hyunjin. Chan ona uyumasını söyleyip odadan çıktığında uyumayı denemiş fakat başaramamış ve diğerleri uyanana kadar beklemişti.
İlk uyanan Jisung olmuştu ve uyandığı gibi üzerini bile değiştirmeden soluğu Hyunjin'in yanında almıştı. Hyunjin, sonunda biri uyandığı için fazlasıyla mutlu olmuştu. İkili beraber aşağı inmiş ve birlikte vakit geçirmişlerdi. Ev halkı Hyunjin'in krizlerine şahit olup ve yaşadıklarını öğrendikten sonra fazlasıyla pişman olmuş ve yem konusundan vazgeçmişlerdi. İkili önce tv'de yayınlanan güncel bir dizinin son bölümünü izlemişler daha sonra ise Jisung'un aklına gelen fikirle televizyonu kapatmışlardı.
Jisung, Hyunjin'in rahat bir kahvaltı yapmasını istediği için ona kahvaltı hazırlama teklifinde bulunmuştu. Hyunjin bu fikri elbette kabul etmiş ve ikili beraber mutfağa geçmişti. Onlar birlikte kahvaltı hazırlarken Felix uyanmış ve gelip onlara yardım etmişti. Masanın hazırlanmasına yakın Jeongin de uyanmıştı.
"Günaydın hyunglarım ve Hyunjin. Kim hazırladı bu masayı?"
"Tabiki ben. Benden başka becerikli görüyor musun burada?" Felix şakayla karışık övünürken Hyunjin ve Jeongin gülmüş, Jisung ise göz devirmişti.
"İyi ki gastronomi okuyorsun sende her gün övün bununla." diyerek Felix'i sinirlendirmeye çalıştı Jisung. Amacına da ulaşmıştı.
"Ben olmasam aç kalırsınız siz. Şükretmelisiniz varlığıma." Jeongin ikilinin tartışmasını umursamadan bir pankek alıp üstüne nutella sürerek yemeye başlamıştı. Hyunjin ise buruk bir tebessümle Felix'e bakıyordu.
"Gastronomi mi okuyorsun?"
Mutfakta Hyunjin'in kısık sesi duyulduğunda Felix hemen ona dönüp gülümseyerek başını salladı. "Üniversiteye geçmeden önce yemekleri hep ben yapardım evde. Küçüklüğümden beri ilgim var. Bu yüzden gastronomi okuyorum."
"Başka üniversite okuyan var mı?" diye sordu bu sefer Hyunjin. Bir pankek alıp üzerine bal sürerek yemeye başlamıştı bir yandan da.
"Ben bilgisayar mühendisliği okuyorum. Hatta ikinci sınıf öğrencisiyim." Jeongin kahvesinden bir yudum alarak konuştuğunda Hyunjin meraklı bakışlarını ona çevirmişti.
"Yirmi yaşındasın o zaman?" Ağzına yeni bir lokma attığı için başını sallayarak onayladı Jeongin. Hyunjin meraklı bakışlarını bu sefer de Jisung'a çevirdi. Jisung sıranın kendisine geldiğini anlayarak çayından bir yudum alıp lokmasını yuttu.
"Ben bu salakların hepsinden daha zekiyim Hyun, dördüncü sınıf tıp fakültesi öğrencisiyim." Hyunjin ışıldayan gözlerle Jisung'a baktı. Gerçekten çok havalıydı.
"Kaç yaşındasınız siz, diğerlerinin meslekleri neler, aranızda nasıl bir ilişki var? " diye ortaya birden fazla soru attı Hyunjin. Diğerleri onun bu haline gülmüşlerdi. Hyunjin ilk defa onlarla konuşmaya çalışıyordu ve bu onlar için çok güzel bir olaydı. Bu yüzden hiç bıkmadan Hyunjin'in sorularını yanıtlayabilirlerdi.
"Uzun uzun konuşuruz Hyun, sakin ol." Hyunjin, Felix'in gülerek söyledikleriyle utangaç bir şekilde gülümseyip kahvesinden bir yudum aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
close my eyes - hyunchan
FanfictionHyunjin sessiz ve sakin bir çocuktu, babası ise onun hayatı mahvetmişti. yarım bırakıldı.