Hiç başınıza geldi mi; en korktuğunuz şeyin gerçekleşmesi?
Hiç karakollarda sabahladınız mı?
Kalbiniz kendi sesinizi bastıracak kadar yüksek sesle attı mı?
Umarım cevap hayırdır.3 gündür 1 dakika bile uyumadım. Buna rağmen gram uykum yok. Şu durumda nasıl uyuyabilirim?
Bugün günlerden pazar. Saat 21:30. Şuan ekran karşısında Cenan'a her saniye daha fazla hayran olmak yerine karakolda iyi veya kötü, her hangi elle tutulur bir haber bekliyorum. Sosyal medya son bölümde Cenan'ın neden olmadığıyla çalkalanıyor, fanları birbirinden korkunç teoriler oluşturuyordu. Artık hissetmediğim moralim daha da bozulmasın diye 3 gündür telefonuma dokunmamıştım bile bu yüzden.
Ve bilin bakalım ne? Yanlızım. Şu soğuk ve sert mavi koltukta yalnız başıma etrafta koşturan polis üniformalı kişilere bakıyorum yüreğim ağzımda ata ata. Cenan'ın o canından çok sevdiği ekip arkadaşlarından bir kişi yok burada. Peki ne yapıyorlar? Büyük ihtimalle televizyon karşısında aileleriyle birlikte gülüp eğlenirken kameranın kendilerini çirkin çektiğinden şikayet ediyorlar.
Polis merkezinin ortasındaki beyaz adada kulağında mikrofonla bilgisayara gömülmüş kişilere baktım. Hepsi harıl harıl çalışıyor, bir şeyler araştırıyordu.
Ve bir kadın polis kafasını bana kaldırdı. Adanın arkasından çıktı ve acı acı gülümseyerek yanıma geldi. Her adımında bir şey bulduklarına daha çok ümitlendim ve kalbim daha hızlı atmaya başladı.Polis gelip yanıma oturdu ve elini omzuma koydu güven verircesine.
"Arif bey, biliyorum acınız çok büyük ama lütfen biraz evinize gidip dinlenin. Kendinizi bu şekilde uyanık tutmaya zorlamanız ve kendinize bu kadar yüklenmeniz sizi daha çok yıpratıyor." Başımı yerden kaldırıp kadına baktım. Sanırım haklıydı.
"Eğer isterseniz ekip arkadaşlarım sizi evinize bırakabilir. Bu haldeyken araba kullanmanız hiç uygun değil." Her ne kadar istemesemde teklifi kabul ettim. Çünkü bu yapılan bir uyarıydı. Bir teklif değil.
"Teşekkür ederim şey..."
"İlkim" Gülümsedi.
"İlkim Hanım."~~
Teşekkür ettim ve polis arabasından indim. Yağmurun altında öylece bekledim bir kaç dakika, tamamen ıslanana dek. Karşımda duran yüksek apartmana baktım. İçine sığmayıp taşan anılara. 3 gündür nefes alıp verdiğini bile bilmediğim kalbimin sahibi olan adamla geçirdiğim her bir saniyeye baktım. Ardından apartmana girdim.
Paspasın altından yedek anahtarı alıp kapıyı açtım. Diğerinin nerede olduğuyla alakalı hiçbir fikrim yoktu.
O an evimin Cenan koktuğunu fark ettim. Her bir santiminde o vardı. Kahkahası, espirileri, şakaları, kokusu, ela gözleri...
72 saattir bir dakika bile umudumu kesmedim. Cenan'a bir şey olduğuna kendimi inandırmadım. İyi olduğunu söyledim. Tabii söz geçiremedim kendime, orası ayrı...
Salona girip daha geçen sabah gülümseyerek baktığım fotoğrafı elime aldım. Bir damla yaş gözümden çerçevenin camına damladı. Çerçeveyle birlikte odama yürüdüm. Fotoğrafı baş ucuma koyup tahta kutuya yöneldim. İçindeki bütün kağıtları yatağıma döktüm. Sayısız kağıdın arasında kalmış bir kaç fotoğrafı ayıkladım sabırla. Bunlar sadece birer fotoğraftan ibaret değildi. Hepsi birer anı, birer nefes, birer düşünce, birer yıldızdı. Önümüzdeki 2 yıl boyunca hıçkırarak ağlayacağımı bilmediğim anlar, anılardı.
Güldüm. Gülerken bir damla göz yaşı daha fotoğrafa damladı. Kağıdın iç gıcıklayıcı dokusu damlayı yuttu, bir anıyı daha saklamak istercesine.
Balkona çıktım. Gözlerim masanın üzerine, hala 4 gün önce içtiği sigaranın durduğu küllüğe kaydı. Gözlerimi kapatıp balkon demirlerinde yaslandım. Bir kaç dakika takılı kaldım orada, evimde içtiği son sigarasında. Daha sonra arkamı dönüp Ay'a baktım. Aydınlatamayacağını bile bile etrafına yaydığı ışığına baktım. Dalgaların sesinin sokaktan geçen tek tük arabanın sesiyle karışmasını dinledim. Sesli bir nefes alıp verdim. Ellerime baktığımda onlarında aynı nefesim gibi titrediğini gördüm.
Bu manzara karşısında gülümsedim. Kendima acıdığım için gülümsedim. Ellerim titriyor, kalbimin sesi 5 metre öteden duyuluyor, gözlerim uyku diye yalvarsa da beynim izin vermiyordu.Odamdan gelen, uzun zamandır duymadığım melodiyle yerimde zıpladım. Koşarak telefonuma gittim. Bilinmeyen bir numaranın aradığını görünce hayallerim paramparça olsa da istemeye istemeye telefonu açtım.
Tanıdık bir kadın sesi konuşmaya başladı.
"Merhabalar, ben emniyet bürodan amir İlkim Ateş. Arif Güloğlu ile mi görüşüyorum acaba?" Ellerim tekrar terlemeye başladı.
"Evet evet benim. Ne oldu? Kötü bir şey yok inşallah?" Heyecanım sesime de yansımış olacak ki telefonun diğer tarafından kısa ve küçük bir kahkaha geldi.
"Eğer müsaitseniz sizi karakola bekliyoruz Arif bey."
"Tabii hemen geliyorum!" Telefonu omzumla kulağım arasına sıkıştırıp dış kapıya koştum.
"Teşekkür ederiz, iyi günler."
"Sizede." Telefonu hemen kapatıp cebime attım.~~
Taksiden inip hemen polis merkezine girdim. Beni kapıda karşılayan polisler İlkim Hanım'ın yanına götürdü. Kadın beni önceki samimiliğiyle karşıladı ve elimi sıktı.
"Arif Bey, size ne kadar yardımcı olur bilmiyorum ama Cenan Bey'in evinde bunu bulduk." Göğsüm şiddetle inip kalkarken İlkim Hanım arkasından bir zarf çıkardı. Arka tarafını çevirdiğinde ise daha da terledim.
"Üzerinde isminizin yazdığını gördüğümde size vermek istedim."
Arif Güloğlu'na...
Zarfı bana doğru uzattı ve gülümsedi.
"Merak etmeyin okumadık." Samimi bir şekilde göz kırptı ve omzumu sıvazlayıp başka bir koridora yöneldi. Elimde zarfla öylece kalakaldım. Açmak için içim içimi yese de açmadım ve dışarı çıktim. Temiz havayı ciğerlerime doldurup hızlı adımlarla eve yürümeye başladım.2 Ay Sonra...
"İyiki doğdun Cenan..." diye fısıldadım penceremden geceye, Ay'a doğru. Belki bir şekilde beni duyar diye.
Gözlerim aldığım günden beri yakınına dahi yaklaşmadığım, kitaplığımda duran mektuba kaydı. Gözlerim üzerindeki harflerde gezindi.
Arif Güloğlu'na...Başımı tekrar Ay'a çevirdim. Parıltısını ela gözlerine benzettim ve tekrar fısıldadım.
"Umarım hala hayattasındır."__________________________________________
Eee şimdi canlar şöyle bi durum var ki........
Öncelikle bu bölüm biraz fazla kısa oldu.... Bunun için hepinizden özür diliyorum 🙏🏻
Kuzular aslında bu hikayeyi biraz daha uzatmayı ve farklı bir son yapmayı düşünüyordum ama aklıma yeni ve daha parlak bi fikir geldiği için farklı bir şekilde bitirmeye karar verdim😘 Yani yavaş yavaş bu hikayenin de sonuna geliyoruz....
Aslında bu Cenan olayı aşırı ani gelişti, hatta önceki bölümü yazmayı bitirdiğimde naptım lan ben dedim o derece kdndkdndksn
Ama sonradan fikir aklıma yatınca burdan finale bağlamaya karar verdim(merak etmeyin bu final bölümü değildi) 🥳
Ve neden böyle bi açıklama yaptım onu da bilmiyorum.Her neyse canlarım, uzun lafın kısası bir hikaye daha sona doğru gidiyor🥹 Gururlu bir anne gibi hissediyorum hepinize çok çok teşekkürlerimi sunuyorum🩷🙏🏻
Bu arada bu gece bir bölüm daha gelecek, bu gün bomboş bi gün olduğu için hikayeyle ilgileneyim dedim🥳🧸
Evet kuzularım, satır arası ve bölüm sonu yorum yapıo fikirlerinizi belirtmek unutmayın çok çoook seviliyorsunuzz❤💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırlangıç | ArCen
FanfictionArif ve Cenan isminde birbirine yabancı iki genç aynı gün BKM ye başvurdu. Aradan yıllar geçti, Cenan ekranların en sevilen oyuncusu oldu, Arif'i ise kimse tanımadı. Arif şizofreni hastası olduğundan alınmamıştı. Cenan, Arif'i ilk kez bir sahilde, b...