"Ay'ı Sever Misin?"

52 6 52
                                    

Gitarımı kiler yerine odama, yatağımın baş ucuca koymuştum. Belkide bir daha çalmayacak olmama rağmen o gereksiz eşyaların arasına koymaya gönlüm el vermemişti.

Başımı önümdeki kağıtta yazanlardan kaldırdım ve yan tarafıma baktım. Dolabımın kapağındaki boy aynasından kendime baktım. Karşımdaki aciz adama baktım. Hiç bir şeyden emin olamayan, herşeyi fazla düşünen paranoyak adama baktım. Burnumun ucuna kaymış gözlüğümü, göz altımdaki siyah halkaları, karışmış saçlarımı ve omuzlarımdan düşecek gibi duran hırkamı inceledim. Nasıl gelmiştim bu duruma? Daha önemlisi nereden, neden gelmiştim? Cenan'ın 2 haftalık yokluğu bana bunu yapabilmiş miydi cidden?

Aklıma yine Cenan gelince ofladım ve gözlüğü çıkartıp masaya koydum. Dirseklerimi bacaklarıma dayadım ve yüzümü ellerimle kapattım. Gözlerimi ovalayıp sandalyeden kalktım. Kaç saattir oturduğumu hesaplamamıştım ama sırtımdaki ağrıdan en az 3 saat olduğunu tahmin edebiliyordum. İlk önce banyoya gidip yüzüme şu çarptım. Daha sonra mutfaktan bir bardak su içtim. İki elimle mutfak tezgahına yaslanıp bir süre durdum öylece. Halsizdim. Enerjim yoktu. Neden? Neden böyle hisssediyordum?

Gece süzülerek geldi ve tezgaha, tam önüme kondu. Başını yana yatırdı.
"Arif," dedi. Sesindeki naiflik sadece bir kişinin daha sesinde vardı.
"Arif iyi misin?"
"Değilim." Derin bir nefes verdim.
"İyi değilim Gece. Neden böyleyim ben?"
Ellerimi tezgahtar ayırıp arkamı döndüm ve sırtımı yasladım. Gece bu sefer uçarak karşımdaki masaya kondu.
"Cenan yüzünden mi?" gözlerimi kapatıp kafamı arkaya attım.
"Neden soruyorsun ki? Biliyorsun zaten."
"İçini dökmen için." dedi Gece hafif bir sitemle.
"İçini dökmek iyi hisse-" sözü odamdan gelen telefon ziliyle kesildi. Bende oflayarak odama yöneldim. Cenan'ın görüntülü aradığını görünce elim ayağıma dolaştı. Üstümdeki sünüp bana 2 beden bol gelmeye başlamış hırkamı çıkartıp bir kenara attım ve saçlarımı üstünkörü düzelttim. Bunları 1 saniyede nasıl yaptım bende bilmiyorum.

Aramayı daha fazla bekletmeden açtım. Cenan bir apartmanda olduğundan sesi yankılanıyordu. Turnede otelde olduklarını düşündüm.
"Cenan!" dedim heyecanla.
"Napıyorsun. Konuşamadık uzun zamandır." Cenan'ın sesi internet yavaşlığından kesik kesik gelse de dediğini anlamıştım. Kocaman gülümseyerek konuşuyordum.
"İyiyim. Öyle oturuyorum evde. Asıl sen neler yapıyosun turne nasıl geçiyo?" Cenan tam ağzını açacakken bir şey gördü ve üzüntüyle bana döndü.
"Arif seni birazdan arayacağım. Kusura bakma."
"Sorun değil." telefonu kapattım. Sorundu. Her konuşmamızda araya bir şey girmesi sorundu. Yaklaşık 2 dakika sonra zil çaldı. İstemeye istemeye gittim kapıya doğru.

Kapıyı açtım kim olduğunu sormadan veya kapı deliğinden bakmadan. Başımı açarken yere çevirdiğimden kim geldi ilk başta görememiştim. Kapıya baktığımda ise gözlerim doldu. Mutluluktan mı özlemden mi ayırt edemedim. Belkide ikisi birdendi.

Düşünmeden öne atılıp kollarımı boynuna doladım. Az bir süre dahi olsa ondan uzak kalmak canımı çok yakmıştı. Ara sıra olan kısa sarılmalarımız dışında ilk kez içime çektim kokusunu. Şey gibi kokuyordu...
Çikolatalı kek...
Çok saçma ama nedense aklıma bu gelmişti.

Cenan dan ayrıldım ve buruk bir gülümsemeyle ona baktım. Abartıyor muydum? Sadece 2 haftalığına görüşmememize bu kadar tepki fazla mıydı? Bilmiyorum. Sadece içimden geldiği gibi davrandım.

Elindeki bavulu aldım ve ileri koydum.
"Cenan hoşgeldin!" diyebilecek gücü bulabildim en sonunda kendimde. Cenan
"Hoşbuldum!" diye karşılık verdi benden daha enerjik bir şekilde. Bavulunu içeri aldığım için onu davet ettiğimi anlayıp ayakkabılarını çıkardı ve ardından kapıyı kapattı. Ben bavulunu salona sürüklerken bir yandan konuşuyordum.
"Çok özlettin kendini. İyiki geldin!"
Cenan özlediğim sesiyle küçük bir kahkaha attı.
"Aslında buraya gelip gelmemek konusunda kararsız kaldım. Otobüsten indiğim gibi, onca eşyayla gelip rahatsız etmek veya yük olmak istemedim. Ama sonra bende seni çok özlediğimi fark ettim."
"Ne rahatsızlığı ne yükü saçmalama. Seninde evin burası." Mahcubiyetine o kadar takıkmıştım ki ardından söylediğini duymamıştım bile. Beynim biraz daha geç idrak edince yanaklarımın kızardığını hissettim.
O da mı beni özlemişti.

Kırlangıç | ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin