Prens Taehyung 🥺🤏
•••
Biraz daha Taehyung ile vakit geçirdikten sonra odasından ayrılmıştım. Çok fazla konuşmamıştık, konuştuklarımız ise daha çok sorunlarımızdan uzaktı. Özellikle de bu gece onun kendine bir eş seçmek zorunda olmasından asla bahsetmemiştik.
Jimin servise bakması için bir kaç eleman seçmişti. Ben de kendi isteğimle bu ekibin içinde bulunuyordum. Müstakbel kraliçe adaylarını kendi gözümle görmeliydim.
Yanımdaki Jin eğilip konuşmaya başladı. "Soylularla uğraşmak epey zordur. Lütfen söylediklerini görmezden gel ve kendini iyi hissetmediğin zaman odana git." Ona iyi olduğumu belli etmek ister gibi hafifçe omuzunu sıktım.
Etrafa bakınırken yavaş yavaş salonun dolmaya başlaması gerilmeme sebep oluyordu. Servis ekibi olarak dümdüz siyah takımlar içinde soyluların süslü tarzından oldukça uzak bir şekilde giyinmiştik.
Etrafı incelediğimden dolayı yanımıza gelen Namjoonu biraz geç fark etmiştim. Fark eder etmez önüme dönüp selam vererek tüm ilgimi ona çevirdim. "Bir şey mi istemiştiniz efendim." Namjoon gamzelerini göstererek gülümsedi ve başını iki yana sallayarak konuştu. "Hayır sadece iyi olup olmadığını kontrol etmek istedim. Yine solgun görünüyorsun."
Herkesin kötü göründüğümü söylemesi oldukça moral bozucuydu. Onlara göre çökmüştüm ve çirkin görünüyordum. Bunun bilincinde olmak kendime karşı olan güvenimi zedeliyor, etraftaki süslü kadınları görmek ise moralimi daha da bozuyordu.
"İyiyim, beni düşündüğünüz için teşekkürler." Namjoon yüzündeki tebessümü silmeden yanımdaki Jin ile konuşmaya başladığında onu inceleme fırsatı yakaladım. Üzerinde kahverengi bir takım vardı. Takımın omuz kısmından sarkan altın sarısı püsküller ve boğazındaki taşlı aksesuar onu oldukça şık gösteriyordu.
Namjoonun omuzunun üstünden arkaya baktığımda salonun şaşalı kapısından içeri giren Danielle'yi görmek benim için oldukça şaşırtıcıydı. Kendisi Taehyung'un çocukluk arkadaşıydı. Taehyung ile aramızdaki ilişki henüz kesinleşmeden önce onu Danielleden kıskandığımı hatırlıyordum.
Danielle güzel bir kadındı, bunu onu ilk gördüğümde de fark etmiştim. Dalgalı uzun saçları beline doğru dalda dalda dökülüyordu üstündeki mor kabarık elbiseyi ise oldukça iyi taşıyordu. Yavaş yavaş yürüryerek yanındakilere selam verdi ve ardından kendisi için ayrılan masaya ulaştı.
Gözlerimi ondan ayırarak diğer prenseslere çevirdim. Hepsi Taehyung ile evlenebilmek için can atıyordu. Eleştirici bir tavırla birbirlerini süzüyor ve suratlarına taktıkları sahte gülümsemelerle birbirleriyle sohbet ediyorlardı.
Namjoon yanımızdan ayrıldığında Jin'in suratında sersem bir gülümseme fark ettim ama bunun üstünde fazla durmadım. Sonuçta bu Namjoondu ve herkesi etkilemek için gülümsemesi bile yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bonds of fate
Historical FictionJeon Jungkook gittiği resim sergisinde çok eski zamanlarda yaşamış prens Taehyung'un bir tablosunu görür ve ondan etkilenir. Tablonun sahibi yaşlı kadınla tanışıp birlikte prens Taehyung hakkında sohbet ederler. Ardından her şey yolunda giderken Jun...