bonds of fate

13

Merhabalar ben geldimm. Çok uzatmadan minik bir uyarı yapıp geçeceğim.
-
#smutalarmı
Bölümde smut içerik yer almakta rahatsız olanlar bölümü geçebilir.

Çok bekletmeden yeni bölümü atacağım bu bölümü okumayanlar üzülemsin.

•

Taehyung evleneceği kadının Danielle olduğunu herkese duyurmuştu. Benimle inatlaşan prensesin bu haberi aldığında oluşacak yüz ifadesini oldukça merak ediyordum.
Taehyung ile evleneceğine ve beni saraydan attıracağına olan inancı o kadar fazlaydı ki bi ara ben bile kendimden şüphe duymuştum.

Büyük ihtimalle bu haberden sonra birçok prenses hayal kırıklığına uğrayacak ve Danielle'yi kıskanacaktı. Fakat hiçbiri perdenin ardındaki varlığımı bilmiyordu.

Düşüncelerimden sıyrılarak çizdiğim resimden başımı kaldırdığımda Taehyung ile göz göze geldim. Yaklaşık bir saat önce atölyede bulduğum toz pastellerle ne çizeceğimi düşünmüş ardından da lunapark çizmeye karar vermiştim.

Taehyung çizdiğim resme doğru baktığında kaşlarını çattı. "Bu garip şey de ne?" Sevgilimin tepkisine gülerek onu cevapladım. "Bu lunapark, benim geldiğim yerde eğlenmek için gidilir."

Ardından elimle dönme dolabı gösterdim. "Bu gördüğün şeyin adı dönme dolap. Uzunluğu neredeyse bu saray kadar. İnsanlar burdaki kabinlere biniyor ve tekerlek gibi yavaşça oldukları yerde bir kaç tur dönüyorlar."

Anlattıklarım Taehyunga oldukça ütopik gelmişti. Şaşkınca bakarak eliyle pamuk şekerini tutan çocuğu gösterdi. "Peki onun elindeki şey ne?"

"Onun adı pamuk şeker. Şekerden yapılan bir yiyecek bulut gibi gözüküyor. Ağızda hemen eriyor." Taehyung anladım dercesine başını salladı. "Jungkook geldiğini söylediğin yeri merak ediyorum bana biraz bahseder misin?"

Taehyungun merakı beni de mutlu ettiğinde sevinçle sordum. "Nerden başlayabilirim özellikle merak ettiğin bir şey var mı?" Taehyung biraz düşündü ve ardından sordu. "İleride krallığımızın soyunu kim yönetiyor?"

Bu sorunun cevabını söyleyip söylememe konusunda biraz çekindim ama en sonunda söylemeye karar verdim. "İleride krallıkla yönetilen ülkelerin sayısı çok çok az."

Taehyung'un düşünceli suratını gördüğümde ise konuşmaya devam ettim. "Sen sormadan söyleyeyim cumhuriyet sistemiyle yönetiliyorlar. Bir kaç kişi yönetim için aday oluyor halk ise yönetmesini istediği kişinin adını veriyor. En çok kimin adı çıkarsa o kişi ülkeyi yönetiyor."

Taehyung sormak istediği şeyleri biraz daha düşündü ve ardından bir soru daha yöneltti. "Peki buraya geldiğinde eksikliğini en çektiğin şey neydi?"

Buraya ilk geldiğim günleri anımsadım. Geldiğim yerde kimsem olmadığından dolayı herhangi bir insanın eksikliğini çekmemiştim. Fakat eksikliğini çektiğim alışkanlıklarım ve eşyalar vardı. Bu yüzdendir ki adapte olmam biraz zor olmuştu. "Sanırım teknolojik aletlerin yokluğu ve sürekli gitmeye alışık olduğum resim sergilerinin eksikliğiydi."

"Teknolojik aletler mi?" Başımı salladım. "Evet teknolojik aletler. Mesela telefon, televizyon, özellikle de mutfakta kullandığımız beyaz eşyaların yokluğunu çok çektim." Biraz bu eşylaradan ve ne işe yaradıklarından bahsettikten sonra aklıma gelen başka bir eksiklikle konuştum. "Ha bir de dinlemeyi çok sevdiğim şarkıları bir daha dinleyememiş olmak canımı sıkıyor."

Taehyung karşımdaki sandalyeden kalkarak yanımdaki sandalyeye oturdu. "Teknolojik alet dediğin şeyleri bilmiyorum, bunları sana veremem. Fakat burda senin için şarkı söyleyebilir, hatta kendi sergini açmak için yardımcı olabilirim."