8

3 0 0
                                    

**Bölüm 8: Hayata Tutunma Çabası**

Fahriye, boşanmanın ardından kendini işine daha fazla odaklamaya karar verdi. Ofise girdiğinde yüzünde zoraki bir gülümsemeyle selam veriyor, iş arkadaşlarıyla kısa sohbetler ediyor ama içindeki yara hala tazeydi. Oğuz'un bıraktığı boşluğu doldurmak için çabalıyor, her gününü adeta bir başarı mücadelesi olarak görüyordu.

İş arkadaşları, onun içindeki bu mücadeleci ruhu takdir ediyor ve ona destek olmaya çalışıyordu. Yemek molalarında veya kahve aralarında Fahriye'nin yanında oluyorlar, onunla sohbet ediyor ve moral vermeye çalışıyorlardı.

Bir gün, ofiste yine yoğun bir günün ardından Fahriye, masasının başında oturmuş dosyaları düzenliyordu. Yanına gelen İpek, kahve getirip oturdu ve gülümseyerek sordu: "Nasılsın bugün? İşler nasıl gidiyor?"

Fahriye, kahvesini alıp içinden geçenleri düşündü ve şöyle yanıtladı: "Zor günler geçiriyorum İpek. Ama sizin desteklerinizle bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyorum."

İpek, anlayışla başını salladı. "Evet, bu süreç kolay değil. Ama biliyor musun, senin güçlü duruşunu herkes burada takdir ediyor. İşine verdiğin odak ve kararlılık gerçekten etkileyici."

Fahriye, İpek'in sözleriyle biraz daha motive oldu. İpek'in desteği, ona gerçekten iyi geliyordu. "Teşekkür ederim İpek. Gerçekten önemli bir desteksiniz benim için."

Bu konuşmanın ardından Fahriye, kendini daha da motive hissediyor, işine odaklanmaya devam ediyordu. Proje üzerinde çalışırken, zaman zaman Oğuz'un hatıraları onu rahatsız ediyor olsa da, bu duyguları işe daha fazla yoğunlaşarak bastırmaya çalışıyordu.

İşten çıktıktan sonra eve gitmek yerine genellikle dışarıda vakit geçirmeyi tercih ediyordu. Arkadaşlarıyla buluşmak, sinemaya gitmek veya yoga dersine katılmak gibi aktiviteler onun için birer kaçış ve yenilenme kaynağıydı.

Bir akşam, yoga dersinden çıktıktan sonra arkadaşlarıyla buluşmaya karar verdi. Buluşma yerine vardığında masaya oturdu ve gülümseyerek selam verdi. Sibel, ona doğru dönüp sordu: "Nasılsın Fahriye? Yoga nasıl gidiyor?"

Fahriye, içtenlikle cevap verdi: "İyi gidiyor Sibel. Yoga bana hem bedensel hem de zihinsel olarak çok iyi geliyor. İç huzuru bulmamı sağlıyor."

Sibel, anlayışla başını salladı. "Doğru seçim yapmışsın. Böyle zamanlarda kendine iyi bakmalısın. Biz de senin yanındayız, unutma."

Bu sözlerle Fahriye, arkadaşlarının desteğini bir kez daha hissetti. Onların varlığı, hayatının bu zorlu döneminde ona büyük bir güç veriyordu.

Zamanla Fahriye, yoga pratiği sayesinde iç huzurunu bulmaya başlamıştı. Her ders sonrası rahatlamış hissediyor, zihnindeki karmaşayı dağıtıyordu. Bu da onun, günlük yaşamındaki stresle başa çıkmasına yardımcı oluyordu.

Bir gün işten çıktıktan sonra eve dönmek yerine parkta yürümeye karar verdi. Parkın yeşillikleri arasında yavaş adımlarla ilerlerken, etrafı izleyip düşüncelere dalmıştı. "Belki de her şeyin bir nedeni var," diye geçirdi içinden. "Belki de bu ayrılık, benim için yeni bir başlangıç olabilir."

Bu düşüncelerle içini dolduran Fahriye, yeni bir güçle dolduğunu hissetti. Artık Oğuz'un bıraktığı boşluğu değil, kendi hayatını inşa etme yolunda adımlar atıyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde eve döndüğünde, biraz yorgun ama bir o kadar da huzurlu hissediyordu kendini. Duş aldıktan sonra kitaplığından yeni bir kitap seçip yatağına uzandı. Sayfalar arasında kaybolurken, içindeki umut ve direnç hissi daha da güçlendi.

Geleceğe dair belirsizlikler olsa da, Fahriye için önemli olan şey şimdiki anı yaşamak ve kendine iyi bakmaktı. Oğuz'un ayrılığı acı verse de, hayat ona yeni fırsatlar sunabilir miydi? Bu soru, içindeki umudu canlı tutmasına yardımcı oluyordu.

TEHLİKELİ BAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin