~°⚜Cause I'm overcome in this war of hearts⚜°~
Mondstadt'a hoşgeldiniz Kral Zhongli ve Prens Xiao. Umarım yolculuğunuz güzel geçmiştir. Burda olduğunuz için gerçekten onur duydum."
Venti'nin naif sesi üzerine hem Zhongli hem Xiao reverans pozisyonundan çıkmıştı ve geri dik pozisyonlarına dönmüşlerdi. Xiao ne kadar gözlerini Venti'den kaçırmaya çalışsada bunu bir türlü başaramıyordu. Uzun, dar açık turkuaz elbisesiyle ve açıkta kalan omuzları ile heykel tanrıçalara benziyordu. Saçıda o kadar abartılı değildi. Sadece ön kısımlarından iki örgü örülmüştü, geri kalanı ise salıktı. Kafadında ki taç ise oldukça zarifti. Gümüş renkliydi ve ağaç dallarına kondurulmuş Sesilya çiçeklerini andırıyordu.
"O onur bize aittir majesteleri. Özellikle iki ülkeyi birleştirecek bir evlilik için bir araya geldiğimiz için gerçekten çok memnunum. Bu evlilik teklifini kabul ettiğiniz için çok mutluyuz Prens Venti. Oğlum ile birbirinizi tanıdıkça iyi anlaşacağınızı umuyorum."
Zhongli bir kaç adımda Venti'ye yaklaştı ve hem oğlunun omzunu tutarak hem gelininin omzunu tutarak onları birbirine yaklaştırdı. İkiside aniden birbirlerine itilmesiyle gözleri keşişti.
Venti Deja vu hissi yaşarken Xiao'nun kehribar rengi gözlerine kitlendi. Bu gözler garip bir şekilde onu daha yeni tanıştığı bu prense çekiyordu. Fazla yakışıklıydı ve gözlerinde ruhuna işleyen birşeyler vardı ama bu Venti'nin Liyue'dan nefret ettiği gerçeğini değiştirmiyordu. İkiz kardeşi ve babası onlar yüzünden ölmüştü. Annesini tanımamış olsada anneside yine Liyue'da ki bir doktor yüzünden ölmüştü. Kısacası tüm ailesi karşısında ki prensin halkı yüzünden ölmüştü. Yine de savaşı bitirmek içinde bu evliliği kabul etmişti.
Xiao'nun duygularıda çok da farklı değildi. Bir Alfa olarak bir Omega ile bu kadar yakın olmanın heyecanını yaşıyordu. Az önce duyduğu melodi de anında onu kendine bağlamıştı. Venti'nin turkuaz gözleri onu sebebi bilinmez bir şekilde geçmişe götürmüştü ama ondan nefret ediyordu. Onun yüzünden sevgilisinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bir anda zar zor düzene koyduğu hayatını anında paramparça etmişti.
Kısacası ikisi birbirlerinden etkilensede, kısa bir süreliğine kalpleri çarpsada ikisinin birbirlerine duydukları nefret çok daha ağır basıyordu. Bu da feromonlarına yansıyordu. İki prensten de ekşimsi kokular yayılıyordu ve ikiside bu kokuların farkındaydılar. İkiside birbirlerinden nefret ettiklerini biliyordu. En azından duyguları karşılıklıydı ama ikisininde aklında tek bir soru vardı. Bu evliliğin nasıl yürüyeceği.
İki prensinde gözleri nefretle biraz kısıldı. Bu kadar yakın olmak bile şimdiden onları fazlasıyla rahatsız ediyordu. O yüzden bu durumdan hemen kurtulmalıydılar.
"Ha ha bende öyle umuyorum Kral Zhongli ama ben 'anlaşacağımıza' eminim... Şimdi lütfen oturun ve düğün hazırlıkları hakkında konuşalım."
Venti nazikçe geriye doğru adımladı ve Zhongli'nin omzunu bırakmasını sağladı. Çıkarkende son kez Xiao'ya kötü bakışlarını attı ve sahte gülümsemesine geri döndü. Xiao da Venti'nin bu hareketine karşılık sinirle gözlerini yumdu ve yumruklarını sıktı. İlk başta sevecen ve nazik olduğunu düşünmüştü ama aldığı feromonlardan sonra yanıldığına kanahat getirmişti. Chongyun ile arabada yaptığı konuşma tamamen havada kalmıştı. Şimdiden Venti ile anlaşamayacağına tamamen emindi. Bu evlilik ikisininde hayatını zehir etmekten başka bir boka yaramayacaktı.
"Elbette, zaten buraya bunun için gelmedik mi?"
Zhongli ne kadar çaktırmasa da bu ikilinin yaydığı feromonları alıyordu ve ikisinin birbirinden nefret ettiğininde bilincindeydi. Buna rağmen ekşimsi feromanları görmezden geliyordu ve sanki herşey normalmiş gibi davranmaya devam ediyordu. İkisinin eninde sonunda birbirini seveceğinden emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under the Stars | XiaoVen (Royal Omegaverse)
FanfictionMondstadt ve Liyue arasındaki yüzyıllık düşmanlık, iki ülkeyi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. Barış umuduyla, Mondstadt'ın Prensi Venti ve Liyue'nin Prensi Xiao, zorunlu bir evlilikle birbirine bağlanır. Ancak bu evlilik yalnızca ülkeleri bir...