𓆸

471 36 23
                                    

"Hadi, al götür beni, hâlâ benimmişler gibi
evime, yurduma."

———

Hava kararmış, gecenin kasveti eve çökmüştü. Kış serinliği kendini belli ederken Serhan ve çocukların odalarına çekilmesiyle ev sessizleşmişti. Herkes uyurken Neslihan endişeyle salonda oturuyordu. Yaman yemekten sonra dışarı çıkacağını söyleyip apar topar evden ayrılmıştı ve kimle, nerede olacağına dair bir bilgi vermemişti. Saatler ilerledikçe Neslihan daha da endişeleniyordu oğlu için. Ne aramalarını yanıtlıyor ne de mesajlarına dönüyordu. Oflayarak ayağa kalktı ve gözlerini ayırmadığı telefonuna uzandı. Saatlerdir olduğu gibi hiçbir haber yoktu hatta oğlu mesajlarını bile okumamıştı.

"Nerede bu çocuk... çıldırmak üzereyim ya!" 
oğlunun numarasını 20. kez çevirirken vurulan kapıyla hareketlerini durdurdu. Gelenin Yaman'dan başkası olamayacağını tahmin eden kadın hızlıca kapıya yöneldi. Kapıyı açıp oğlunun yüzünü görmesiyle bir 'oh' çeken kadın kapıyı iyice araladıkça yanındaki kişi de görüş açısına girmişti. Gördüğü yüzle kaşları çatılan Neslihan ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yaman Ali gecenin bir yarısı neden Güven'i buraya kadar getirmişti? bakışları ikisinin arasında gidip geliyordu. Oğlunun masum masum bakan gözlerini görünce bir şey olduğunu anladı.

"Ali, hoş geldin diyecektim ama çok da hoş gelmemişsin. Bu ne böyle?" Neslihan'ın sesini duyan Güven kafasını kaldırmıştı. İlk önce geceliğini inceleyen adamın bayık ve kızarmış gözleri sonra da karşısında duran kadının yüzüne çıkmıştı. Neslihan da Ali'ye yönelik konuşsa da bakışları Güven'deydi. Halinin berbat olduğu belliydi. "Anne içeride açıklayacağım, kızma sakın. Doktor'a kız valla her şey onun suçu." kapının girişinden çekilmeden çatık kaşlarıyla konuşmaya devam etti kadın. "Ne işin var burada Güven?"   "Anne! bak lütfen diyorum içeri geçelim..." Neslihan'ın hoşnutsuz tavrından dolayı mahcup hissetmişti Yaman Ali. Güven ne kadar istese de bir cevap verememişti zaten ayakta duracakta mecali yoktu. Neslihan, oğlunu da Güven'le birlikte kapıdan kovamayacağını bildiği için el mahkum geri çekilip ikilinin geçmesi için yer açtı. Yaman, Güven'in kolundan tutup destek oluyordu. Sendeleyen adam için Neslihan'da endişeyle yanaştı ama ne yaptığını fark edince hemen olduğu yerde durdu. "Sessiz olun bak, herkes uyuyor." Güven gözlerini açık tutmakta zorlanırken tüm ağırlığını Yaman Ali'ye vermişti. Neslihan arkalarından kapıyı kapatırken Ali, Güven'i koltuğa bırakmıştı. "Şu halinize bakın ya! bir açıklama bekliyorum Ali." kısık sesle konuşurken endişeli gözleri ikilinin üstünde geziyordu. Güven'in sırtı yumuşak zeminle buluşur buluşmaz gözleri kapanmış, sızmış kalmıştı. "Ya anne, akşam doktor aradı beni, onun yanındaydım işte..." Neslihan'ın kaşlarını kaldırmasıyla duraksadığı konuşmasına devam etti. "İşte...biraz içtik doktor çok içti tabii sonra sarhoş oldu baya kötü haldeydi yani. Ben de evinin adresini bilmediğim için buraya getirdim. Adresini de öğrenmeye çalıştım ama sayıklamaktan başka bir şey yapmadı." annesinin kızacağını bildiği için tek nefeste açıkladı kendini. Annesiyle doktorun aralarında bir türlü sebebini anlamadığı bir gerginlik vardı bu yüzden kendisi de gerilmişti. Neslihan bir süre konuşmadan bekledi. Gözleri uyuklayan adamın masum yüzünde gezindi.
"Ne demek çok kötü haldeydi? yani... niye kötüymüş ki canım." merakını gizleyemiyordu kadın. Adamın halini görünce suçluluk hissi yine kendini belli etmişti.
"Bilmiyorum anne, hem buna mı takıldın şu an. Kızmadın mı yoksa?"
"Tabii ki kızdım oğlum! ama şu an benim evimde ve benim koltuğumda sızıp kaldığı için bir şey yapamıyorum!" kısık sesle tekrar konuşmaya başladı. "Hem burada mı kalacak böyle?"
"Anne, bir yukarı benim odama çıkaralım sonra ayıltmaya çalışırız ya... kızma da yardım et annem, hadi." Serhan'ın onları bu halde görmemesi gerekiyordu bu yüzden çok sessiz ve yavaş olmalıydılar. Yaman Ali adamın belinden tutup ayağa dikerken annesine baktı. Bu bakış yardım isteme bakışıydı. Neslihan bir an ne yapacağını anlamaya çalıştı. Güven'i mi taşıyacaktı? Yaman Ali tek başına da taşırdı neden ona ihtiyaç duyuyordu... burnundan nefes vererek kolunu omzuna attı Güven'in. Adamdan gelen alkol kokusu burnunu kırıştırmasına neden oldu. Bu kadar içtiğine göre gerçekten de çok kötüydü. Kim bilir o evden gittikten sonra nasıl hissetmişti adam. Güven'in bir öne bir arkaya düşen başını sabit tutmaya çalışıyordu bir yandan da. Aslında oldukları durum onun için çok komikti. Güven'i terk ettiği için kendini içkiye vurmuştu hem de yanında oğluyla beraber... Yaman Ali, Güven'in annesi için bu halde olduğunu bilse kim bilir ne düşünürdü.

İkimizin Oralar | GüvNesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin