"Vurgunum sana bir mahkum gibi
Uykular haram bir zehir gibi
Aşığım fakat hasretin deli
Ezelden beri."———
Neslihan uyandığında hava tam aydınlanmamıştı. Başlarındaki beladan Serhan görmeden kurtulmaları gerektiği için Güven'i evden ne kadar erken yollarsa o kadar iyi olacağını biliyordu. Yaman'ın odasının kapısında duruyordu ve sanki misafir konumunda olan kendisiymiş gibi ne yapacağını bilememişti. Kapı açıldığında Güven'i göreceğini bilmenin gerginliğiyle yavaşça kapıyı tıklattı. Başka kimse duymasın diye çaba gösteren kadın Yaman ve Güven'in onu duyup uyanmasını diliyordu. Bir kez daha kapıya vurdu ve seslendi
"Yaman!"
biraz bekledi ama hâlâ bir hareketlilik duymayan kadın burnundan nefes verdi. Gece geç saatlere kadar ayakta kaldıkları için uyanmayacaklarını anladı. Kapı kolunu kavrayarak aşağı indirdi ve kapıyı biraz aralayıp sessizce içeri girdi. Gördüğü manzara duraklamasına sebep oldu. Oğlu ve oğlunun babası aynı yatakta uyuyordu. Güven sırt üstü uzanıyordu Yaman ise babasının koluna kafasını koymuştu. Neslihan, aralarındaki bağın güçlü olduğunu her zaman biliyordu. Yaman, gerçeği bilmemesine rağmen onu bir dost olarak kabul etmişti. Güven de oğlunun ona verdiği sevgi ve saygıya aynı biçimde karşılık veriyordu. Neslihan hissettiği buruklukla düşünmeden edemedi
ya geçmişte olanlar hiç yaşanmasaydı ve bu aile olarak geçirdiğimiz sıradan sabahlardan biri olsaydı? o zaman nasıl olurdu...
Kendini suçlamayı bırakmalıydı ama elinden bir şey gelmiyordu. Yıllar önce hem oğlunun çocukluğu hem de kendi mutluluğu elinden alınmıştı. Güven olsaydı bunların hiçbirini yaşamayacaklarını biliyordu. Dalgın bakışları yine Güven'in yüzüne değdi. Fark etmese de bakışları yumuşamış ve anın etkisiyle dudaklarında küçük bir gülümseme oluşmuştu. Dışarıda yağan yağmur şiddetini arttırırken odayı aydınlatmaya yetecek kadar güçlü bir şimşek çaktı. Neslihan birkaç dakikadır neden dikildiğini bilmediği kapı önünden adımladı. Yaman'ı uyandırma planı olsa da oğlunun yorgun olduğunu ve ne yaparsa yapsın uyanmayacağını biliyordu bu yüzden Güven'i evden gönderme işi ona kalmıştı. Koluna dokunarak uyandırmaya çalıştı. "Güven..." tahmin ettiği gibi hiçbir hareketlilik yoktu. "Güven, uyan." küçük bir mırıltı kaçtı adamın ağzından. Kolunu birkez daha dürtünce yavaş yavaş haraketlenen adam Neslihan'ın elini tuttu ve güçsüzce yanına çekmeye çalıştı. Neslihan da elini kurtarmaya çalışırken bir anda Güven'in güç uygulamasıyla kendini yatakta buldu. Güven'in göğsüne kafası çarpan kadının bir bacağı yatakta öbür bacağı ise dışarıda kalmıştı. Neslihan, adamın böyle bir hareketini beklemediği için ani temasa şaşırmıştı. Kendi ağırlığıyla bile uyanmadığını görünce bulundukları durum yüzünden gerilmeye başladı. Hareketlenirken Güven yine onu durdurdu ve tam yanına çekti. Şaşkınlığı artan kadın şimdi Güven'le yüz yüze duruyordu. Gözüyle Yaman'ı kontrol etti. İki adamda da hiçbir uyanıklık işareti yoktu. Yaman'ın zor uyandığını bilse de gerilmeden edemedi.
"Güven!" geri çekilmeye çalışsa da Güven'in göğsü ve kolu arasında kalmıştı. Tek koluyla ve uykudayken nasıl bu kadar sıkı tuttuğunu düşünmeden edemedi. Güven kafasını Neslihan'ın boynuna yaklaştırmıştı. Sıcak nefesi boynuna vururken Neslihan yutkundu. Dudaklarını kulağına yaklaştırdı ve tekrar fısıldadı. bir homurdanma daha geldi Güvenden. Vücutları birbirine baskı yaparken küçücük kadın iyice kaybolmuştu yatakta.Kolunu zorlukla aradan çıkarınca Güven'in gözlerinin yavaş yavaş açıldığını gördü. Uyandığına sevinirken bulundukları pozisyondan dolayı ne yapacağını bilemedi. Kalksa daha saçma olurdu ama bu şekilde uyanması daha da saçma olurdu. Adam nerede olduğunu henüz idrak edememişti ama burnuna gelen Neslihan'ın kokusu uyanır uyanmaz aklının bulanmasına sebep olmuştu. Rüya mı görüyorum? diye düşünen adam gözlerini açtıkça Neslihan'ın telaşlı yüzü daha da netleşmeye başladı. İki yanında da hissettiği bedenle iyice kaşları çatılmıştı. Gözleri kadının üstünde gezindikten sonra belinden tutan ellerine baktı. Neslihan daha fazla dayanamadı ve lafa girdi.
"Sonunda uyandın! maymuna döndüm burada seni uyandıracağım diye." gerginliğinin sebebi sadece Güven'in uyanmaması değildi. Duyduğu laflardan sonra bakışları değişen adamın aklından neler geçtiğini çok iyi biliyordu.
"Sana da günaydın." Neslihan, Güven'in alaylı bakışları yüzünden göz devirip hızlıca kolunu itip yataktan kalktı.
"Serhan'ın karşısında da böyle rahat olabilecek misin acaba Güven." kadını baştan aşağı süzdükten sonra kafasını kaldırıp yanında yatan yamana ve odaya baktı anlık olarak. Gece olanları az çok hatırlıyordu ve buradan hızlıca çıkması gerektiğini de biliyordu. Az önceki ifadesine zıt olarak ciddi bir ifade takınan Güven yataktan kalkarken başına giren ağrıyla yerinde durdu.
"Of!" gözlerini kapatıp elini alnına bastırdı.
"İyi misin?" Neslihan'ın sesiyle gözünü açmadan kafasını salladı. İkisinin de az önceki halinden eser kalmamıştı ama ne kadar belli etmeseler bile başka bir şey düşünmüyorlardı.
"Başım ağrıyor sadece... iyiyim." ikisi de fısıldayarak konuşuyordu. Neslihan yerde duran botlara uzanırken Güven onu durdurdu.
"Ben alırım." biraz daha hafifleyen baş ağrısıyla uzanıp ayağına geçirdi botlarını. Yağan yağmurun sesi odaya doluyordu. Dışarı çıkınca karşılaşacaklarının habercisi gibiydi. Neslihan'ın bakışlarını hissetse de dönüp bakmadı. Ayaklanmadan önce Yaman'a dönüp saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Neslihan bu görüntüyle tırnaklarını avucuna geçirdi ve bakışlarını ayaklarına indirdi. Güven ayağa kalkıp önünde durduğunda bir süre ona baktı. Neslihan koyu gözlerine çevirdi bakışlarını. Güven bir adım daha attı. Göz temasını asla kesmeyen Güven iyice yaklaşmıştı Neslihan'a. Ne olduğunu anlamaya çalışan kadın Güven'in kalkan eline baktı. Eli tam yanındaki kapı koluna gittiğinde bir süre hareket etmedi.
"Neslihan... geçebilir miyim?"
"Ha... tabi, geç." kenara çekilirken Güven kapıyı sessizce açıp çıktı. Yan profilinden güldüğünü gören Neslihan tekrar göz devirdi. Güven'in önden önden gittiğini gören Neslihan hızlıca odadan çıktı.
"Beklesene Güven." merdivenlerin başında durup Neslihan'a dönen adam kadının hem telaşlı hem narin hareketlerini inceledi.
"Yanımdan kaçmak istediğini bu kadar belli etme." Neslihan, öyle olmadığını biliyordu ama ağzını aramak ya da onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu. Ne kadar ciddi bir ifadeyle konuşsa da sadece Güven'in bildiği alaycı tavrı kendini belli ediyordu.Güven tırabzanlara tutunmuş bir yandan da gözüyle etrafı kolaçan ederken fısıldayarak konuşmaya gayret ediyordu.
"Dün gece beni öptükten sonra kaçan sizdiniz Neslihan Hocam. Hatırlatmak isterim." Neslihan açılan gözleriyle etrafına baktı. Neden bu konuyu gündeme getirdiğini anlamamıştı. Utanan kadın Güven'in karşısında bunu belli etmek istemiyordu.
"Ne öpmesi Güven? sarhoşken benimle alakalı neler kurmuşsan artık." kollarını önünde birleştirip gözlerini kaçırması adama dün geceki tavrını hatırlatmıştı. Gözlerini kısarak bakıyordu Neslihan'a. Havanın biraz daha aydınlanmasıyla beraber içeri giren ışık Neslihan'ın makyajsız yüzünü aydınlatıyordu. Güven yüz hatlarını ezberlemek ister gibi incelerken Neslihan ne yapacağını bilemiyordu. Güven'in dudaklarına kapanması lafını tamamlamasını engellemişti. Ne olduğunu anlayamayan kadın bi anda kendini duvarla Güven arasında bulmuştu. Güven, Neslihan'ın dudaklarını emerken şoktan dolayı karşılık veremeyen kadın dudağının ısırılmasıyla Güven'in koluna tırnaklarını geçirdi. Daha karşılık veremeden Güven geri çekildi.
"İkimiz de gerçeği biliyorken yalan söylemene gerek yok Neslihan." konuşurken bakışları dudaklarına kaysa da kendini tuttu ve geriye doğru adımladı. Neslihan'ın inip kalkan göğsünü de fark eden adam bakışlarını çekip merdivenlerden inmeye başladı. Neslihan arkasından bakarken hareket etmesi gerektiğini biliyordu ama az önce olanlar yüzünden olduğu yerde kalmıştı. Kapının açılıp kapanma sesini duyan kadın gözlerini kapatıp destek almak ister gibi duvara yaslanıyordu. Güven'i görmek için büyük holdeki cama doğru hızla adımladı. Görüş açısını kısıtlayan yağmur yüzünden sadece duvardan atladığını görebilmişti. Bu anlar ona gençliklerini hatırlatırken beynini istila eden anılar yine huzurunu kaçırmıştı kadının. Eskiden geceleri gizli gizli Neslihan'ın odasına girer, gece beraber uyuduktan sonra sabah kimseye görünmeden evden kaçardı. Ne kadar inkar etseler de 20 sene önceki halleriyle hâlâ aynı olmaları Neslihan'ın hoşuna gidiyordu. Tanıdığı aitlik duygusu tüm vücudunu ele geçirmişti. Bu kısa sürelik vakitte bile Güven aklında tekrar yer edinmiş, unutmaya çalıştığı duyguları tekrar gün yüzüne çıkarmıştı. Yıllar geçmesine rağmen Güven'in ona olan hislerinden hiç tereddüt etmemişti. Aynı korumacılık, aynı başına buyrukluk ve cesurluk Neslihan'ın içindeki genç kızı tekrar harekete geçiriyordu. Kalbine işlenmiş bu adamdan artık kaçamazdı. Yıllardır süren ayrılık bile duygularına ket vuramamıştı. Duygularını bastırıp kendini mutlu eden her şeyden uzaklaşmak zorunda kalmak onu çok yormuştu. Susmayan zihni için en güzel karmaşaydı Güven'i düşünmek. Camdan dışarıyı izleyen kadın uzun zamandır kabullenmek istemediği her şeyi kabullenmenin verdiği rahatlamayla dolmuştu. O, Güven'i hiç unutamamıştı ve hâlâ ona aşıktı.