y/n: yorum ve beğeni bekliyorum TAŞŞAK BİLE GEÇEBİLİRSİNİZ bu bölümü arka sokaklar tecrübeme göre yazdım 😎😎 ÖPÜYENZİ
Miraç zangır zangır titrerken kocaman açılmış mavi gözleri hararetle hazırlanan ve kendi aralarında plan kuran ondan kıdemli askerlerdeydi. Kimseyi kandırmaya gerek yoktu, deli gibi korkuyordu. Evet silah kullanmakta gayet iyiydi ancak nişan aldığı şey cansız bir mankendi, şu an bahsedilen şey kanlı canlı, nefes alan bir şeyi vurma fikri olduğundan delice midesini bulandırıyordu yaşananlar. Üstelik yapabileceği en ufak hata kendisiyle birlikte buradaki askerlerin canına da mal olabilirdi.
"Miraç, Miraç duyuyor musun?"
Rıdvan rengi atmış çocuğu hafifçe sarstığında suratında anladığını belli eden bir bakış vardı minyon adamın. O da bir acemi erin onlarla birlikte göreve gelmesine şiddetle karşıydı, Miraç'a şahsen tanıştığından beri kıl olsa da şu an çocukla empati kurabileceği bir andaydı. Mavi korkmuş gözler nihayet kendi yeşilleriyle buluşunca Rıdvan çocuğun eline silah tutuşturdu. Nutku tutulan, konuşamayan Miraç bir oyuncak gibi oradan oraya sürükleniyordu.
"4 kişi saydım. Köyden çıktıklarını düşünüyorum, diğer çocukları da örgütleyip kendi aralarına katmaya çalışıyorlar. 3 kişi gitsek hallederiz, bulunduğumuz noktadan gideceğimiz yer gözüküyor. Miraç ile bir kişi daha burada kalıp bizi korur."
"Kim kalacak? Kimin atışı iyi?"
Kendi aralarında konuşurlarken Miraç derin nefesleri içine çekerek kendisini sakinleştirmeye çalışıyordu. Hayatı boyunca panik atağa ve kalp krizine en yakın olduğu an belki de bu andı. Kendini zaptedemiyordu. Balamir'in kehribar endişeli gözleri sürekli ona kayıyor, plan kurduğundan çocuğa yaklaşıp sakinleştiremiyordu bile. Dişlerini sıkıp hızlıca toparladı.
"Ben, Ramazan, Gökhan gidiyoruz. Rıdvan ile Miraç burada gözcülük yapacaklar, arkamızı kollayacaklar."
"Ama Balamir komuta-"
"Rıdvan." Adamın sert sesi yeşil gözlü minyon adamı edeceği itirazından geri döndürürken Balamir tatmin olmuş gibi bakıp lafına devam etti. "Burada Miraç ile kalacaksın o kadar. Şimdi herkes hazırlansın, Miraç'la özel bir şey konuşmam lazım."
Miraç'ın adı geçiyordu. Onun hakkında bir şeyler söylüyorlardı, ne söylüyorlardı? Başında hain bir sancı, kafatasına sığamıyor gibi, özellikle göz kürelerinden fırlayıp bedenden çıkmaya çalışıyormuşçasına, ve Miraç saçını yolmak ister hâlde. Gözleri çıkamayacaksa saçlarının yerinden bu ağrı belki ondan kopup gider de kurtulur. Miraç derin bir nefesi içine çekebilir.
Ölmekten korkuyor, kim ölmekten korkmaz? Aslında ölmekten korkmayan bir sürü insan tanıyor, Balamir'in de bu kimselerin içinde olduğuna emin ama inanmak istemiyor. Tüm zorluklara rağmen yaşamak çok güzel, onu bekleyen bir ailesi ve arkadaşları var. Şu görevde ölebilir ve birkaç namussuz yüzünden ölmek istemiyor. Sigara içmek, buz gibi bir birayı kafaya dikmek, yavşak arkadaşlarıyla aynı yavşaklıkta konuşup eğlenmeyi hayal ediyor.
Rıdvan'ı ya da Ramazan'ı bekleyen yok mu? Gökhan'ı? Balamir'i peki? Kimse gerçekten beklemiyor mu? Neden suratındaki ifade her zamankiyle aynı duruyor komutanının? Neden her gün ölüme koşuyormuş ya da birini öldürüyormuş rahatlığında? Belki de her gün ölüme koştuğu ya da birini öldürdüğü için bu kadar rahattır ama gerçekten de bu adamı bekleyen yok mu? Asker olmak istediği her hücre yavaş yavaş içinde ölümünü gerçekleştiriyor, Miraç sadece güvenli evine dönmek istiyor.
Her erkeğin yaşadığı bir gerçek askere gitmek sonuçta. Zorunluluğu yerine getirmenin dışında bunu mesleği ve görevi hâline getiren insanlar da var, bir süredir kalbinde pamuklara sararak ağırladığı Balamir gibi mesela. Ülkelerin ve vatandaşlarının ayakta durabilmesi için gerekli bir prosedür. Kendisine bu kadar ılık göt olduğu için çok kızıyor. Oysa yıllardır askerlik yapan Ramazan'ın da, Rıdvan'ın da, Gökhan'ın da kalbinde aynı korku var sadece onlar artık daha iyi saklayabiliyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMTANIM
ChickLitaskeri textingtir. eğlence amacıyla yazıldığı için ciddi bir şey beklemeyin lütfen. olumsuz öğeler içerebilir baştan uyarayım. çoğu yeri salladım hatam varsa belirtin beraber dalga geçelim. iyi okumalar