"seni tanımak, beni sersemletti semih."
|
Sadece birinin en değerlisi olmak istiyordum.
18'lik bir delikanlının düşünmesi gereken en son derdi bile bu olmamalıydı belki de fakat benim hayatımda, kendimin bile kontrol edemediği sınırlarımın dışında süregelen onca sorun yalnız hissetmeme neden oluyordu.
Beşiktaş'ımın gözdesiydim.
Takımın neşesi, taraftarın biriciğiydim lakin tüm bunlar, sadece kulüple sınırlı kalıyordu.Milli takıma geldiğimden beri kendi değerimi sorgular olmuştum.
Gencecik, geleceği pırıl pırıl olan bir çocuğu benliğinden soğuttukları için utanç duyarlar mıydı bilmem; o zamanlarda tek düşünebildiğim yeteri kadar iyi olmadığımdı.Karanlıkta yolunu kaybetmiş bir gezgindim sanki, önümü aydınlatacak yıldızıma ihtiyacım vardı.
Barış Alper, tam da dibe vurduğum dönemde hayatıma dahil olmuştu.
Hatırlıyorum da, ikimizi sosyal medyada karşılaştıranlar ortaya çıktığında ertesi gün yanıma gelip benimle samimi bir sohbet etmişti.
Muhabbetin devamı boyunca yüzünden asla esirgemediği sırıtışı yerini korurken, gözleri tepemize dikilen güneşle birlikte kısılıyordu.Ilık rüzgar hafif yanık tenini, nemli saçlarını yalayıp geçerken hızlı konuşmasına karşı sürçen dilinin bazen Karadeniz ağzına kayıyor olmasına ben de gülmeden edemiyordum.
Barış Alper, renkli biriydi.
Kalbimi sarmalayan bıkkınlığım onun renkleriyle boyanıp, akıl kârı olmayan hülyalara doğru evrilirken bunu daha net anlıyordum.Konuşuyordu, susmuyordu ve neredeyse her an tatlı tatlı kıkırdıyordu.
Hareketliydi, temas bağımlısı herifin tekiydi. İlk konuşmamızda bile geniş avuç içleri tenimi cayır cayır yakarak omuzlarıma sarılmıştı.Kimseye prim vermemek adına aramızı yakın tutmaya çalıştığını, hemen herkese karşı böyle olduğunu bilsem de içimde küsmeye yüz tutmuş minik bir çocuğun beklentisiyle kıpraşan o ilgi bekleyen tarafım, mantığımı devre dışı bırakıyordu.
Antrenmanlar boyunca kendi takımımdakilerden bile görmediğim o şefkati, bir sohbetiyle bana veren bu adamın bir anda tüm hayatımı kaplayan; kalbimi yerle bir eden felaketlere sürükleyeceğini bilmiyordum.
Sadece yarım saat konuşmuştuk.
Fakat benim için anlamı büyüktü.
O otuz dakika, bana kendim olmayı tekrardan hatırlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
until i bleed out, barsem
Fanfictionbarış alper, semih'in gençlik aşkı, heyecanıydı. -düz yazı, toxic!love, barış alper × semih *** bu hikayedeki tüm karakter ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.