üç, 19 yrs old.

948 121 121
                                    

"dört duvarı ev yapan sensin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"dört duvarı ev yapan sensin."

|

Kader mi kısmet mi şans mı bilinmez ama gönlüme düşenin aklına düşmüştüm.

Barış Alper'e olan hislerim karşılıksız değildi, en azından kısmen.

O gün yaşananlardan sonra, utanç içinde yok olmayı dileyip durmuştum oturduğumuz yatakta.
Sık nefeslerimiz kızarık dudaklarımızı terk edip birbirine değiyorken kapattığım gözlerimi aralamamak için büyük gayret sarf etmiştim.

"Güzel gözlerini göreyim." diye mırıldandığında benim ona olan sonsuz zaafım kontrolü eline almıştı.
Zar zor sakinleştirebildiğim kalbim, sınırlarını zorlarcasına teklemeye başlamıştı yine.

"Barış'ım." diye fısıldadım dudaklarına doğru.
Gözlerimi açtığım sırada dudaklarının iki yana büyük bir keyifle kıvrıldığını gördüm.
Sessizliğimiz bile bize özeldi.

Bundan iki gün sonra, Barış Alper bizi ilk randevumuza çıkarmıştı.

İstanbul'un pek de bilinmeyen bir yerinde, deniz kenarında güzel manzaralı bir yere getirmişti ikimizi.

Aptal gibi sırıtışıma engel olamıyordum.
Onun her dediğine gülmeden edemiyor, gözlerimi kısarak seyrediyordum baldan tatlı yüzünü.

"Beğendin mi?" diye sormuştu kalın parmaklarını benimkilerle buluşturup ellerimizi iç içe geçirirken.
Gözlerim kumların üstüne serdiği desenli örtüde, yan yana duran kadehlerde ve şarap şişesinde gezinmişti.

Barış Alper bana öylesine tatlı gelmişti ki o an, durup yanaklarını mıncırmak istemiştim.
Elinden geldiğince uğraşmışa benziyordu. Büyük ihtimalle klişeleşmiş birkaç öneri dinlemişti.
Yüzünde küçük bir çocuğun sabırsız ifadesi, hafif pembe yanakları ve dudaklarımdan dökülecek beğeni cümlesini duymak için can atan hareketli haliyle gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

"Seni daha çok beğendim." dedim bakışlarım onun beyaz gömleğinin sardığı kaslı göğsünde, siyah pantolonunda, şekillendirdiği yumuşak saçlarında gezinirken.
Yüzü anında rahatlamış, tuttuğu elimi kendine çekerek bileğime ufak bir öpücük bırakmıştı.

Birkaç dakika sonra başımı boyun girintisine yaslamış halde şarabımızı yudumlarken dalgaların sessiz çığlığını dinlemeye başlamıştık.
"O kadar huzurluyum ki." diyerek sessizliği dağıttım. "Gerçekten buna ihtiyacım varmış."

"Ben de böyle sürprizler bitmez bebek fakat senin en büyük sürprizin benim. Unutma bunu sakın." dediğinde başımı dakikalardır teninin kokusunu aldığım boynundan ayırarak olduğum yerde hafiften yükselmiştim.

until i bleed out, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin