beş, 19 yrs old.

791 118 177
                                    

"ne zaman bir şeyler ters gitse sanki dünyanın sonu gelmiş gibi üzülüyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"ne zaman bir şeyler ters gitse sanki dünyanın sonu gelmiş gibi üzülüyorsun."

|


2025'e girerken Barış Alper yanımda değildi.

Aslında baş başa vakit geçirip yılbaşında birlikte olmak için sözleşmiştik fakat o planımızı iptal etmişti.

Son zamanlarda zaten uzak hissettiren sözleri, dokunuşları ve tavırlarının üstüne bir de bu olay eklenince berbat hissetmeye başlamıştım.

İçim içimi yiyordu.
Neden böyle yapıyordu?
Bir sorun varsa benimle konuşmalıydı, değil mi?

Tedirgin adımlarla turladığım odam buram buram gerginlik kokuyorken içimde baş gösteren bu rahatsız edici hisler yüzünden yerimde duramıyordum.

Telefonla arayıp gelemeyeceğini fakat telafi edeceğini söylediğinde ne diye sessiz kalmıştım ki?
Kırk yılın başı birlikte vakit geçireceğimiz sırada ortadan yok olmasına tepki göstermem gerekirdi.
Sevgilisi olarak bu benim hakkım değil miydi?

Göğsüme oturan yumru, şüphe ve birtakım boğaz düğümleten düşünceler çığ gibi büyüyüp gözlerimi yaşlarla doldurduğunda tek çareyi birileriyle konuşmakta bulmuştum.

Alelacele aradığım Mustafa beni evin önünden alacağını, yarım saate hazır olmamı söylediğinde çoktan giysilerimi seçmeye başlamıştım bile.

Tek yapmak istediğim kafa dağıtmaktı.

"Ağlamayı kesecek misin?"
Gözyaşlarım sicim sicim elmacık kemiklerimi aştığı sırada Mustafa göz devirerek konuştu.
Birlikte her zaman takıldığımız mekana gelmiştik, yılbaşı dolayısıyla kalabalıktı.
"Onun nasıl biri olduğunu hep biliyordun."

Kokteylimden bir yudum alarak ekşi tadın damağımı şenlendirmesine izin verdim.
Konuşacak halim yoktu.
Sözcüklere sığınmayı bırakalı uzun zaman olmuştu.

Barış Alper yanlış kişi miydi?
Yoksa onu yanlış kılan ben miydim?

"Herif daha cesaret edip sana, seni seviyorum bile diyemiyor." Mustafa biraz da yuvarlayarak konuştuğu sırada içsel hesaplaşmamdan sıyrılmış irkilerek ona bakmıştım.

"Ama-"

"Bana şunu koruma. Ona en çok öfkelenmesi gereken sensin, aynı zamanda vatan savunur gibi avukatlığını yapıyorsun."

Çünkü içten içe doğru söylediğini biliyorum, inanmak işime gelmiyor.

Gece yarısına kadar içtik.
Yılbaşına yakın dostlarımdan biriyle girip dertleşmek bile bir nebze olsun iyi gelmişti.

Siteye girerken gerek soğuktan gerek gözyaşlarımdan dolayı kızaran burnumu çektim.
Adımlarım sert zeminde ilerlerken karşıda fark ettiğim karartı ilgimi çekmişti.
Gözlerim hafiften bulanık görüyordu fakat demir kapının önünde bekleyen iri cüsseyi zifiri karanlıkta bile tanırdım.

until i bleed out, barsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin