12

842 162 49
                                    

"Hyung?" dizlerinin üzerine çöküp, koltukta uyumakta olan Taehyun'un yüzüne yaklaştırdı yüzünü. Koca gözleri kapalı, dolgun dudakları ise düz bir çizgi halindeydi. Eliyle yavaşça kolunu dürttü. "Hyung?" diye tekrarladı. Kollarında sızmasının ardından Taehyun bir ara yeniden kendine gelmiş ve koltuğa kadar Beomgyu'nun yardımıyla ilerlemişti ancak görünen o ki şimdi yeniden uyuyordu.

Beomgyu farkında olmadan gülümsedi ve bir süre Taehyun'un yüzünü izledi. Kirpikleri sanki özenle yerleştirilmiş gibiydi. Saçları dalgalıydı ve bazı tutamlar alnına dökülüyordu. Sanki gerçek biri değildi de, özel bir kalemle çizilmiş bir karakter gibiydi.

Tuttuğu nefesini bıraktı yavaşça. Vücudu kendinden habersiz Taehyun'un yüzünü okşamak için elini havaya kaldırmıştı. Bunu fark eder etmez kendisini garipsedi ve eli havada kalırken, ayağa kalkmaya çalıştı. Çalıştı çünkü hareketlenir hareketlenmez beline yerleşen kollarla pek fazla kıpırdayamadan olduğu yerde kalakaldı.

Taehyun yarım yamalak açtığı gözleriyle ona bakarken Beomgyu anlamaya çalışıyordu. "Hyung?" diye fısıldadı sorgulayan bakışlarla. "Yalnız uyumak istemiyorum. Gitme."

Taehyun'un hala kendinde olmadığı konuşmasından belli oluyordu. Beomgyu bir şey söylemeden kafasını salladı ve belindeki kollar bir saniye bile yerinden ayrılmazken, koltuğun ucuna oturdu. Bu sırada Taehyun yeniden gözlerini yumdu. Hafif hafif terliyordu ve bu birkaç tutamın alnına yapışmasına neden oluyordu. Beomgyu bu manzaranın oldukça çekici göründüğünü kabul etmeliydi.

"Barda bir çocuk vardı." Taehyun konuşmaya başladığında pür dikkat devam etmesini bekledi. "Sana benziyordu, sen sandım." Taehyun kendi söylediği şeye güldü. "Ama sonra sen olmadığını anladım." dedi. "Nereden anladın?" Beomgyu merakına yenik düşerek soru sorduğunda Taehyun bir kez daha güldü. "Onda öyle bir parlaklık yoktu."

Beomgyu'nun kaşları çatıldı. "Ne demek o?" diye sordu anlamayarak. Hoş, Taehyun'un da kendi söylediğini anladığını düşünmüyordu. Taehyun cevap vermedi. Ardından Beomgyu'nun belindeki kollar gevşedi ve Beomgyu bunu fırsat bilerek koltuktan kalktı. Kalkıp gitmek istediği de yoktu. Bağdaş kurarak yere oturdu ve koltuğun hemen ucunda olan yüzü izlemeye devam etti.

Taehyun'un ne demek istediğini anlamamıştı ve bu andan itibaren bir daha soramayacağını biliyordu. Taehyun hareketlenip vücudunu da Beomgyu'dan tarafa döndürdüğünde, yüzü Beomgyu'ya iyice yaklaştı ve bir anda gözlerini açtığında Beomgyu'yla göz göze geldi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu ancak gözleri bambaşka bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibi bakıyordu.

Beomgyu yakınlık yüzünden midesinin kasıldığını hissetti ve yutkundu. Neden böyle hissettiğine de anlam verememişti. Tek bir gecede birden fazla anlamsız şey yaşanıyordu.

Taehyun biraz daha yaklaştı. Artık öyle yakınındaydı ki, nefesi Beomgyu'nun dudaklarına çarpıyordu. Beomgyu yerinden kıpırdamadan "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Gözleri Taehyun'un gözüyle dudakları arasında mekik dokuyordu. Neden kıpırdamadığını bilmiyordu. Ya da neden dudaklarına baktığını.

"Sana yakından bakıyorum." dedi Taehyun. Öyle sarhoştu ki, gülmeden duramıyordu. "Sence de bu çok yakın değil mi?" dedi gözleri kendinden bağımsız olarak yeniden Taehyun'un dudaklarına inerken. "Sen yakın görmemişsin."

Taehyun'un bunu söylemesiyle gözlerine baktı. "Göster o zaman." dedi garip bir inatla. Taehyun yüzünü biraz daha Beomgyu'ya yaklaştırdı. Burnu Beomgyu'nun burnuna değiyordu. Tam bir şey söyleyecekti ki, bir anda yeniden uyuyakaldı ve Beomgyu tam o an nasıl bir halde olduklarını idrak edip yerinden fırladı.

"Hasiktir lan." dedi kendi kendine. "Hasiktir."

**

optimus primela rakı balık

jay: günaydın
bana biraz aymadı gibi geldi ama size ayar umarım

winter: bana hiçbi zaman aymadı ki ben aysa da anlamam

beomgyu: ben vermek istiyorum

hueningkai: ne

yeonjun: NE DEMEK O AQ

jay: beomgyu.
canım.
ne diyosun sen yine
geri yat

beomgyu: BEN VERMEK İSTİYORUM

winter: KİME AQ

beomgyu: olmaz söylemem

hueningkai: taehyuna mı

beomgyu: hayır
nereden çıkardın onu.

jay: tam da senin vermek isticeğin türde biri ya oradan çıkarmıştır

beomgyu: YA OF
ÇOK ALAKASIZ Bİ ANDI

winter: hangi an.
oğlum taksit taksit anlatma

beomgyu: dün sarhoş olup evime geldi
daha doğrusu kendi evi sanıyodu
sonra tuttu çekti beni aq dibine dibine
napıyosun dedim
sana yakından bakıyorum dedi
ama görseniz
deniz derya oldum yani

hueningkai: ya pisleşme orospu çocuğu

beomgyu: ELİMDEN HİÇBİ ŞEY GELMİYO İSTEME BUNU BENDEN

winter: NASIL OLABİLİR BU

beomgyu: bilmiyorum amk ben de anlamadım kendimi
adam biraz daha yanaşsa gerçekten oracıkta vericektim
nereden çıktı bu istek onu anlamadjm
NOLUYO BANA DÖNÜŞÜYO MUYUM

jay: oğlum sen bu adama düşmüş olmayasın

beomgyu: yok
düşmedim
düşsem bilirdim ben onu

hueningkai: aynen bilirdin gerizekalı piç

yeonjun: beni şok dalgası vurdu bayılmışım amk

beomgyu: beni de vurdu

yeonjun: taehyun niye dibine girdi aq
acaba o da mı düştü sana

beomgyu: onun bana düşen tek şeyi star wars donuydu yeonjun
kaldı ki o da soobinindi hatırlatmak isterim

jay: ağlasam mı gülsem mi

beomgyu: sarhoş haliyle belki başkası sanmıştır beni ya

hueningkai: aynen şeytan falan sanmış olabilir simalarınız çok benzer çünkü

beomgyu: bi gün seni ben geberticem
bizzat ben

hueningkai: kısmet diyelim

winter: ee sen hiçbi şey olmamış gibi devam mı ediceksin şimdi

beomgyu: bu kız gittikçe gerizekalı oluyo ya
zaten bi şey olmadı winto.

jay: adamı arzulayan biz miydik amk ne kızıyosun
daha dün vermek istediğin kişi değilmiş gibi komşuculuk mu oynicaksın onu soruyo

beomgyu: yani gel ver dese ok derim ben şahsen
oynamam

yeonjun: bu asla iflah olmicak
bilimsel değil hisler

beomgyu: uyandı bi saniye
gelicem
bay

glue song • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin