Dünyadan Uzak

Üçüncü Mektup | Asi.

Selam,

Tipin iyi. Yani baya iyi. Baya yakışıklısın yani. AMA insan onu ilk defa görecek olan birine alttan çektiği bir fotoğrafı mı yollar?? Yani tabi senin kararın falan ama çok saçma. Yüzünü göremedim resmen. Canımdan can gitti seni birşeye benzetene kadar.
Artık atarsın bir fotoğraf daha ;)

Sen bunu okurken kesin şey dersin şimdi "Ben senin yüzünü göremedim bile?" O yüzden zarfa güzelliğimden bir parça bırakıyorum! Haberin olsun da sonra yine kalbinin ritmini bozmayayım ;)

Şimdi;
Öncelikle, enerjimi hissetmene sevindim. Sonrasında, bende senin o şakamatik(!) ve flörtöz(!) enerjini hissettim merak etme. Maşallah her cümlen bir ironi barındırıyor.

Asıl konuya geçelim yoksa baya uzar bu.
İsmimi beğenmeme garip bir şekilde sevindim. Normalde insanlar her fırsatta laf sokar veya dalga geçer ama sen öyle değilsin. Hatta bu yüzden her defasında kendimi Deniz olarak tanıtırım. Annem koydu adımı -tabiki- aslında sadece Asi koymak istemiş ama sonra bu ismin bana zorluk çıkarabileceğini düşünüp birde Deniz'i eklemiş. Annemin adı Mevsim. Bence idolün ile tanışsan onu çok seversin. Senin gibi bir şakamatik de kendisi. Bunun dışında hayatımda tanıdığım en cilveli ve auralı insan. Hani dedin ya umarım kırıcı olmuyorumdur diye. Olmuyorsun. Fark ettiğin gibi annemle gurur duyuyorum ve babamın yokluğu sahip olduğum hiçbir şeyi kötüleştiremez.

Annem 19 yaşında hamile kalmış bana. O zamanlar babamla sevgililermiş. Çok yanlış bir zamanda olmuşum ben. Yani zaten ikisi de inanılmaz genç ve üstüne üstlük o zamanlar hayatları kederden geçinmiyormuş. Annem zaten ailesi tarafından yaralı, birde babamla işleri yoluna sokmaya çalışmaktan çok yorulmuş. Babam desen tam ailesi tarafından vurgun yemiş. Halamın genç yaşta ki ölümüyle tüm aile dağılmış. Zaten dedemden kalan mirasın bölüştürülmesi yüzünden herkes birbirine gizli küskün birde halam ölünce tüm sabırlar tükenmiş.
Annem başka çaresi olmayınca ve en azından babamla bir ailesinin olmasını isteyince bir gün sahile çağırmış onu. Hamile olduğunu söyledikten sonra babam beni istemediğini söylemiş. İçinde boğulacağı bir ailenin daha sorumluluğunu almak istemiyormuş Kenan bey. Sanki ben yaptım beni. Anlayacağın hayatım annem ve kendimden ibaret. Senin de aynı şekilde sadece babanla bir hayat kurman ve bunu benim aksime kendi başına yapman gurur duyulacak birşey. Demem o ki; kendinle sonsuzluk kadar çok gurur duy. Hak ediyorsun çünkü :)
Tahmin de ettiğin gibi kardeşim yok. Olmasını da istemezdim açıkçası, maazallah annemi çalarlardı benden. Hiç gerek yok böyle şeylere.

Annemle minik bir meslektaşlığının olmasına da ayrı sevindim bu arada ;) Kaynanan SEVİYORmuş :))

Benimle büyük bir meslektaşlığın var ama çok güzel. Konservatuvar bee.... Başarılar Alaz bey ;) Ha bu arada madem ben sana keman çalacağım sende bana gitar çalmayı öğreteceksin! Sözünü aldım zaten. Ayrıca sende mi sahne alıyorsuuunn?! Bu müthiş birşey farkındasın değil mi? Yani düşünsene bir gün beraber bir barda, hatta uçmak istersek bir konserde beraber sahne alırız!

Kedin de var üstelik! Ya Alaz acaba biz aynı kişi miyiz?? Yani tüm bunlar sadece tesadüf olamaz herhalde? İkimiz de konservatuvar okuyoruz, enstrüman çalıyoruz, kedimiz var ve biraz trajik olacak ama ikimizin de bir ebeveyni yok?

Acaba çoklu kişilik bozukluğum falan mı var? Bir ben varım birde arada bir yakyakışıklı bir beyefendiye mi dönüşüyorum? Yani övünmek gibi olmasın ama böyleyse ne zevkli karıyım bee!!

Ayrıca sanırım babanla annemi shiplemeye başlayacağım. Anlattıklarından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki mükemmel bir uyumları olur. Hem babanın babam olmasını çok isterdim, kıskandım açıkcası :/

Bugün baya karman çorman yazdım.
Mahzur görün zevcenizi Alaz-ül Vahşet paşa, hünkarım ;)

O zamaaaaan!

Bir gün kedinle tanışmayı ve senden gitar çalmayı öğrenmeyi umuyorum.

Kendine iyi bak.

Asi

Not: Zarfa bir güzellik bıraktım ;)