when i stare in your eyes, you'll be there forever to watch our life

459 28 1
                                    

İcardi'den

Teneffüs zili çaldı ve nihayet diyerek teker teker çıkmaya başladık. Ders kimyaydı ve bi sik anladığım yoktu o yüzden tabiri caizse davar gibi yatıp uyumuşum. Merdivenlerden inerken gözüm katlarda geziniyordu belki onu görürüm umuduyla ama hiç bir yerde yoktu. Her zamanki gibi kantine gidip sürekli oturduğumuz yere geçtik. Bizim grup tam toplanmamıştı. Futbol maçı için konuşacaktık ama ayrı sınıflardaydık. Bu yuzden toplanmamız biraz zaman alıyordu. Bizimkilerin hepsi daha gelmemişti ve burda olanlar ise saçma bi muhabbet döndürüyorlardı. "Olm bende olsam bende veririm taş gibi erkek amk" diye bi ses duydum Ferdi'den. Şaşırdım ve bir yandan etrafa onu götürüm umuduyla bakıyor bir yandan konuşulan muhabbete kulak vermeye çalışıyordum. "Ferdi sen vermeye dünden hazırsın illaki o adamın olmasına gerek yok" dedi Mert Hakan ve bizimkiler hunharca gülmeye başladı. Kantin bizim sesimizle doluyordu ve kimseyi siklemiyorduk, kimsede bir şey diyemiyodu dövüleceklerinden korkuyorlardı. Kafamı kantine doğru çevirdim ve sıraya girmiş olan miniğimi gördüm. gözü bizdeydi ve rahatsızca bakıyordu. Onunla göz göze geldiğimizde ise hafif şok olmuş gibiydi ve ismaile doğru döndü. Galiba ona bakmamı beklemiyordu. Benim gözüm ise hâlâ ondaydı.

Bunu fark eden Barış'tan bir ses duydum "olum onu bunu bırakında bizim mauro fena yanmış lan şu ineğe" inek demesiyle kaşlarımı çattım "lan piç düzgün konuş onun hakkında" diye çıkıştım. Cenk atladı söze "bakma sen bu salağa boş boş konuşuyo" dedi ardından barışa döndü " lan at hırsızı mauro'ya laf atmayı biliyorsun da ismaili görünce elin ayağın birbirine giriyor piç" barış ismaili duyunca toparlandı "ismail mi nerde ne zaman" barışın verdiği tepkiye bi posta daha güldük "gerzek herif benimkinin yanında sıradalar" dedim ve bakışları orayı buldu ve ayaklandı "beyler ben bi su alayım geleyim" barış giderken mert gülerek "yavşağa bak yavşağa" dedi. Barışa baktığımda sıraya girmeden miniğimin önündeki çocukların omzundan tutup eğildi ve konuştu artık ne dediyse çocuklar sıradan gitmek zorunda kaldı. Sıra barışa geldiğinde kantinciyle konuşmaya başladı. O sırada miniğimin yanaklarını şişirip ofladığını gördüm. Barış fark etti yeni görmüş gibi ismaille konuşmaya başladı. Miniğim ise her zamanki gibi karpuzlu soğuk çay, fıstıklı bitter çikolata ve çubuk kraker üçlüsünü almıştı ve kenara çekilmişti. Bunlar onun favorisiydi sanırım. Kantine her gittiğinde bu üçlüden alırdı.

Ben onu izlerken Abdülkerim bana yaklaştı ve sessizce konuşmaya başladı yazdı" yazdın mı dün" diye sordu "yazdım ama engelledi" dedim "kim bilir ne yazdında engelledi" ona döndüm " bir şey demedim ki" diyip telefonu açtım ve ona uzattım. Mesajlara hemen göz gezdirdi ve konuştu "oğlum böyle giriş mi olur insan düzgünce başlar şu konuşmaya ben çocuğun yerinde olsam bende engellerim" ofladım ve "yani biraz bodoslama girmiş olabilirim ama yinede iyi bir giriş yaptığımı düşünüyorum" dedim bana dik dik baktı ve "sen iflah olmazsın ne yaparsan yap" dedi. Ve zil çaldı herkes yavaş yavaş kalkıp veda ediyordu. Sanki diğer teneffüs birbirimizi görmeyecekmişiz gibi. Görüşürüz diyip kalktım ve merdivenlere doğru ilerledim. Abdülkerim'in söylediğini düşünüyordum.

Haklıydı kimse benle uğraşamazdı ne yaparsam yapmalıyım . Ama en çokta onu benim yapmalıyım.

🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟🌟

Ufaktan başladım nasıl devam ederim bilmiyorum. Şuan taslak biriktiriyorum siz bunu okuduysanız elimde 4-5 bölüm vardır. İstediğiniz ship ya da karakterler varsa yazabilirsiniz.

Oy vermeyi ve düşüncelerinizi yazmayı ve kendinize iyi bakmayı unutmayınnn

Oy vermeyi ve düşüncelerinizi yazmayı ve kendinize iyi bakmayı unutmayınnn

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Miniğim | Kerem x icardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin