Mücevheri sakladığım yer yatağımın altındaki kilitli kutuydu. "Onu orada saklamayacaksın, değil mi? Güvenli değil."
"Tabii ki hayır. Eğilsene bi yatağın altına." Orson'la birlikte kendimde yatağın altına eğildim. Elimi yatağın baş kısımı tarafında gezdirip duvardaki düğmeyi aradım. Bulduğumda basıp gizli bölmenin ortaya çıkmasına izin verdim. Orson şaşkınlıkla "Burayı nereden buldun?"
"Ablam göstermişti." Kutuyu içeri koyup gizli bölmeyi kapattım. "Tamam, bu işide hallettik. Yerini yanlızca sen biliyorsun. Tamam mı?"
"Tamam."
"Bu yanlızca ikimizin bildiği bir sır. Şu an kimin hain olduğunu bilmiyoruz. Bir-birimizden başka kimseye güvenemeyiz. Her kes hain çıka bilir."
"Evet güvenebileceğimiz sınırlı kişi olacak, ama şimdilik yanlızca bir-birimize güvene biliriz."
Üstünden birkaç dakika güçtikten sonra Orson:
"Şimdi ne yapalım?" Diyerek sessizliği bozdu.
"Bilmem. Gezelim mi? Stresimizi, yorgunluğumuzu atarız."
"Tamam."
*Bir süre gezerler*
"Orson" diyerek sessizliği bozmaya çalıştım. Gözlerimin içine bakarak sorumu sormamı bekledi. Vazgeçmek istedim ama sonda pat diye söyleyiverdim. "Beni neden bu kadar umursuyorsun?" Sorum onu şaşırtmış olmalı ki, yüzüme bakakaldı. "Senin gibi birisini nasıl umursamayayım ki?
Neden sordun?"
"Hiç, sadece beni neden bu kadar umursadığını bilmek istedim. Prensesim diye mi yoksa kişiliğimlemi alakalı." Sarılarak "Kişiliğinle alakalı. Ben Midland'a ilk geldiğimde ilk ve tek arkadaşım sendin. Beni bir az bile yanlız bırakmadın." Yüzüme bakıp güldü. "Senin gibi birisini yanıdığım için çok şanslıyım Nov. Hadi Saraya dönelim. Bizi merak etmeye başlamışlardır."
"Evet. Büyük ihtimalle bizi aramaya başlamışlardır bile." Gülerek saraya doğru yol aldık.
Saraya vardığımızda her kesin bizi aradığını farkettik. Aynı anda bir-birimize bakıp "Naneyi yemedik mi" bakışını attık. Sonra cesaretimizi toplayıp saraya doğru ilerledik. Bizi ilk farkeden eski hizmetçim Domi oldu. Direkt yanımıza koşmaya başladı. Derin bir nefes alıp sorularını cevaplamaya kendimi hazırladım. "Eğer bir kişi gelecekse sorun yok" diyerek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Onun yanıma geldiğini gören diğer herkeste yanıma geldi. "Bu hiç iyi değil." Arkaya doğru bir kaç adım attım. Anksiyetem olduğunu bir tek Orson biliyordu. O yüzden diğerlerinin ordu gibi üzerimize geldiğini gördüğü gibi bana baktı. Nefes alış-verişimin hızlandığını ikimizde farkettik. Ama gözümün kararmasını yanlız ben anladım. Kendimi tutmaya çalıştım. Ama olmayınca olmuyor işte. "Orson" boğuk bir sesle onu çağırdım
Anlamış gibi arkama geçti. Gözüm tamamen karardıktan sonra kendimden geçtiğimi farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Prensesi
ActionTüm ailesi öldürülen Nova Farrel. Yanlız ablası Acris yaşıyordu. Nova Farrel ailesinin intikamını ala bilecek mi?