"Peki nasıl bulacağız, Nov?"
"Keşke bende bilseydim. Ama şimdilik aklıma gelen tek mantıklı çözüm araştırmak."
"Evet. Başka çare yok. Antrenmanı bitirdikten sonra araştırmaya başlaya bilirim.
"İstersen bende yardım ederim."
"Nov. Bir şey soracağım. Neden bunu direk Kraliçe Acris'e sormuyoruz?"
"Onu bende düşünmüştüm Ors. Ama bildiğin gibi bende şüphelilerin başını Kral Rory çekiyor. Ablam da ona çok güvendiği imin eğer ablama söylersem gidip Kral Rory'e söyleyeceğine şüphem yok." Orson anlamış gibi kafasını salladı.
"Tamam o zaman."
"Yaraların acıyor mu? Seni bi güzel pataklamıştılar." Küçük bir kahkaha atıp kafasını 'Evet' anlamında salladı. "Daha iyiyim kalkabilirim artık"
"Emin misin?" Orson kafasını bir kez daha evet anlamında salladı.
"Yiyecek bir şey ister misin?"
"Fena olmaz açıkçası" Hafif gülümsemesini gördüğümde kalbime nedenini bilmediğim şekilde ferahlık yayıldı. "Tamam." Gülemseyerek mutfağa doğru yol aldım.
Aşçı Noxin beni gördüğü gibi saygılı bir şekilde önümde eğildi. "Hayır hayır. Eğilmene gerek yok" gülümsedim.
"Peki. Sizin buraya teşrif etmenizin sebebi nedir?" Diye geliş sebebimi sordu. "Ah evet. Orsonun yanından geliyordum. 3 tane yumurta haşlayıp revire getire bilir misin acaba?"
"Tabii ki." Teşekkür edip yine revire döndüm. "Bir kaç dakikaya gelir" gülümseyip yanına geçtim. "Teşekkürler, Nov." Gülümsedim.
Bir kaç dakika sonra revirin kapısının çaldığını duydum. "Gelmiş olmalı." Kalkıp kapıyı açtım. Aşmı Nixon elinde yemek dolu tabakla kapıda dikilmişti. "Çok teşekkür ederim." Elinden tabağı aldım. Gülümseyip gitmesini izledim ve yine Orsonun yanına geçtim. Tabağı kucağına koyup yerime oturdum. "Afiyet olsun"
"Teşekkürler." Gülümsedim. Orson yemek yerken izlenmeyi sevmediği için masadan bir kitap alıp okumaya başladım. Bir az sonra Orsonun tabağı masaya koyduğunu duydum ve Orsona döndüm. "Bitirdin mi?"
"Evet." Orsonun kalkmak istediğini farkettim. Yardım etmeğe çalışırken beni durdurdu. "Kendim hallederim." Ne kadar inatçı olduğunu bildiğim için arkaya geçip kalkması için izin verdim. Tamamen kalktıktan sonraysa istemeden gülümsedim. "2 gün önce pataklanan biri için fena değilsin muhavız." Sözüm ikimizide güzelce güldürmüştü. Orson kalktığı gibi vücudunu esnetmeye başlamıştı. "Hala dikkatli olman gerekiyor. Biliyorsun değil mi?"
"Bu kadarcık şeyden bir şey olmaz"
"Ya, ne demezsin" şakacı bir şekilde gözlerimi devirdim. "Heey." O da alınmış gibi kollarını göğüsünde birleşdirdi. İkimizde gülmeye başladık. "Sonunda kendine geldin, bay Yakışıklı"
"Sayende." Şakacı tavrıma devam edip saçımı arkaya savurdum. "Evet sayemde. Ben mükemmelim ya." Küçük kıkırtısını duyduğumda ne kadar zorlasam da gülümsememe engel olamadım. "Bekle, doktoru çağırayım. Son bir kez muayene ettitken sonra çıkarsın." Diyerek doktoru çağırdım. Doktor son bir kez muayene ettikten sonra iyi olduğunu söyledi. Teşekkür edip Orsona yardım etmeye koyuldum. Odasına kadar eşlik ettim ve yatağına oturtdum. Bende yanına geçtim. "Mücevherlerin yerini bula bilecekmiyiz sence?"
"Denemeden bilemeyiz Nov."
"Haklısın Ors"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Prensesi
ActionTüm ailesi öldürülen Nova Farrel. Yanlız ablası Acris yaşıyordu. Nova Farrel ailesinin intikamını ala bilecek mi?