8 BÖLÜM

2 0 0
                                    

Sabah olduğu gibi yine Orsonun yanına gitmiştim. Hala uyuyordu. Onu uyandırmamak için yavaş adımlarla yanına geçip oturdum. Hala kendimi yorgun hissediyordum. Gece iyi uyuyamamıştım. Kafamı duvara yaslayıp Orson'un uyanmasını bekledim. Biraz geçtikten sonra hafif sesler duymaya başladımki Orsonun uyandığını farkettim. "Ors?" Diyerek tamamen uyanıp uyanmadığını anlamak için ona baktım. Oda mavi gözlerini benimkilere dikip anladığını kanıtladı. "İyimisin? Bir yerin acıyor mu?"
"Hayır. Kendimi daha iyi hissediyorum." Rahatlamıştım. Tuttuğumu bilmediğim nefesini verdim.
"Seni nasıl yakaladılar ki? Sen öyle kolay lokma değilsin."Soru dolu gözlerimi onunkilere diktim"
"Arkadan gelmişti, geldiğini anlamadım. Sanki uçuyordu. Adım sesi falan hiç bir şey yoktu. Kafama ağır bir darbe aldığımı hissettim. Sonra senin beni bulduğun yerde uyandım. Benden mücevherlerin yerini istedi. Söylemeyince de bi güzel dövdü."
Yumruğumu sıkıp, derin nefes alıp sinirin bedenimin kontrolünü almasının karşısını aldım. Peki sen beni nasıl buldun?" Diyerek bana baktı.
"Ablamın yanından odama çıktım. Yatağımda otururken kapı çalma sesi duydum. Açıldığındsysa seni gördüm. Daha doğrusu senin görünüşündeki o adamı. İlk önce sen sandım. Ama bana Nov değilde prenses diye hitap edince sen olmadığını anladım." Ben devam ettikçe Orsonun gurur dolu bakışlarını üzerimde hissettim. "Giysileri falan hepsi seninle aynıydı. Ama üstünde kılıç ve hançerde vardı. Ve sen bünim odama asla hançerle girmezsin. Bu da sen olmadığın şüphelerimi kanıtlamıştı. Ama başkası olduğunu anladığımı belli etmemeye çalıştım. Benimle ormana gitmek istediğini söyledi. Mecbur kabul ettim. Çünkü gitmeseydim anlayacaktı. Çıkmazdan önce kendime daha rahat bir elbise seçip, kendime bir hançer aldım. Saraydan bayağı uzaklaşmıştık. Senle asla bu kadar uzağa gelmediğimiz için üçüncü kez sen olmadığını bana kanıtlamıştı. Saraydan yeterince uzaklaştığımızdaysa bana hançer çekti ve mücevheri sordu. Bilmediğimi söylediğimdeyse..." Orson cümlemi bitirmemi bekliyordu. "Söylersem bana deli deme tamam mı?" Orson kafasıyla onayladı. "...gözümün önünde buharlaştı." Orsonun gözleri 4 katı açılmıştı. İnanmak zor evet. Orson olanları sindirdikten sonra "Nov, ablanın yanına niye gitmiştin?"
"Ah, evet onu unuttum. Ablama İmparatorluktan mesaj gelmiş. Krallıkların dört bir yanından doğa üstü güçleri olan insanlar çıkmış." Orsonun şaşırmış gözleri bir az da açılmıştı. "Küçükken okuduğumuz masallardaki gibi?" Kafamla onayladım. "Mücevherler hakkında bir-kaç bilgi buldum. Tam olarak 20 mücevher var. 6 tanesi kalmış."
"Bunları nerden biliyorsun?"
"Eh, galiba o kişi bir prenses olduğum için çok dikkatli davranmadı. Tüm mücevherlerin fotosunu gösterdi."
Orson hafif kahkaha attı. Evet kesinlikle seni hafife almış. Bu arada diğer mücevherler nerede onu söyledi mi?"
"Hayır onu söylemedi. Kendimiz bulmalıyız."

İntikam PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin