Dilhun

264 28 32
                                    

Lütfen medyadaki müziği açarak okuyun.

Dilhun - içi kan ağlayan
                            
                                   •••

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin
Kocaman denizlerde ender bi balık gibisin
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır bir güldürür
Sen hem bir hastalık,hem de sağlık gibisin

"Artık uyanman lazım Cüneyd. Beni duyuyorsun biliyorum. Artık uyanman lazım sevgilim. Ben biliyorum sen çok güçlüsün. Biliyorum beni bırakmazsın. Ama onlar bilmiyorlar Cüneyd. Onlar anlamıyorlar. Eğer yarına kadar uyanmazsan hiç uyanmayacağını söylüyorlar. Bilmiyorlar ki, her şey Allah'ın elindedir. Onlara göstermen lazım sevgilim. Beni bırakmadığını göstermen lazım. Uyanman lazım. Ben... Ben artık..."

Titrek bir nefes aldım. Akan her bir göz yaşım tenimi yakarken kısık sesimle devam ettim.

"Ben artık devam edemiyorum anlıyor musun? Sensiz nefes alamıyorum. Kendimi unuttum Cüneyd. Sensiz kayboldum. Sensiz yok oldum. Gücüm tükendi. Bana çok güçlü olduğumu söylemiştin Cüneyd. Sensiz hiç güçlü değilim. Artık gücüm kalmadı.Ellerini yanaklarıma koyup gözyaşlarımı silmiştin. Sonra sıcacık ellerinle buz gibi ellerimi tutmuştun. (Bunla ilgili gelecek bölüm bir flashback gelecek) Yine öyle yapmana ihtiyacım var Cüneyd. Yine gözyaşlarımı silmene, ellerimi ısıtmana ihtiyacım var. Ben çok yoruldum. Çok yoruldum. Sen gittiğin günden beri hep aslan olmaya çalıştım. Sen gittin. Ben sensiz kaldım. Artık beni koruyacak aslanım yoktu. Ben aslan oldum. Ama ben yine ceylan olmak istiyorum. Yine senin ceylanın olmak istiyorum."

Sözlerim odanın duvarlarına çarpıp bana geri dönerken cevap olarak aldığım yine kocaman bir sessizlikti.

Nefes alamıyordum. Boğazım düğümlenirken hızla kendimi odadan dışarı attım. Yandaki duvara yaslandım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Yiğenim..."

Amcamın gözleri dolu dolu bana yaklaşıp sıkı sıkı sarılmasıyla hıçkırıklarım daha da artmıştı.

"Yapma güzel kızım, harap ettin kendini. Allahtan ümit kesilir mi hiç? Bilmezmisin O yoktan var yaratır. O buyurdu:"Şüphesiz ki her zorluktan sonra bir kolaylık gelir". Cüneydim uyanacak."

Ağzımı aralayıp bir şey söylemeye çalışırken hıçkırıklarım daha da artıyordu. Amcam beni koltuğa oturtdu. Onun da gözlerinden yaşlar akıyordu. Levent amca bana su uzattı.

"Hadi Zeynep, biraz sakinleşmeye çalış. Hadi derin derin nefes alalım birlikte."

"İstemiyorum Levent amca. İstemiyorum. Ben nasıl sakin olayım. Duymadın mı doktorun dediğini. Neymiş bugün de uyanmazsa yapacak bir şey yokmuş. Ne demek yapacak bir şey yok. Bir haftadır buradayız zaten. Bir haftadır! Hiç bir şey yapmıyorlar zaten. Saçma sapan bilmediğim bir sürü kablo... Bir sürü serum...ilaç... Hiç biri işe yaramadı. Şimdi de ölüme terk edecekler onu. Ölmedi ki o. Nefes alıyor. Kalbi atıyor. Kalbi attığı sürece hep bir umut yok mu? Şimdi bu umutsuzluk neden?!"

Levent amca başını eğip sessiz kalırken Mirayla annem kantinden gelmişti. Mira beni o halde görünce gelip sıkı sıkı sarılmıştı bana.

"Zeynep... Kardeşim..."

Ben de ona sıkı sıkı sarılmıştım. Gözyaşlarımı elleriyle silmiş bana gülümsemişti ama gözleri dolu doluydu. Coşkulu sesiyle konuştu.

"Kızım sen Cübboyu bilmiyor musun? Uyanacak o.Allah Allah! Valla uyanınca kızacak hepimize. Ne biçim baktınız zefceme diyecek? "

Ruhumun Aydınlık Tarafı - ZeyCün Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin