Visal - kavuşma
Beynim uyuşuyor, sanki elimdeki kağıt parçasını algılamakta güçlük çekiyordum. Cüneyd buradaydı. Bana bir işaret veriyordu. Onu bulmam için bana bir işaret veriyordu. O kadar çok hayal kırıklığına uğramıştım ki onu bulmaya çalışırken hala kendi kendimi inandırmaya çalışıyordum hayal olmadığına.
Hızlıca dönüp dergahı incelemeye başladım. Bu kağıt uçak belliki yüksekten atılmıştı. Ama burada hiç öyle bir yer gözükmüyordu. Ayrıca Cüneyd burdaysa niye şimdiye kadar beklemişti bana bir işaret vermek için? Dergaha şimdiye kadar 2 polis baskını ama hiç birinde tek bir iz bile bulunamamıştı.
Kafam o kadar allak bullak olmuştu ki. Hem sevinçten ağlıyor, hem de kafamda her geçen saniye yeni bir soru işareti oluşuyordu.
Hızla kafamı sallayıp düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım. Hemen çıkmalıydım buradan. Uzun zaman sonra bir umut ışığı bulmuşken o ışığı takip etmeyi asla bırakmayacaktım.
Hızlıca evin yolunu tutarken yolda amcamla Levent amcayı arayıp acilen eve gelmelerini ve kimseye tek kelam etmemelerini söyledim.
Yolda giderken düşünüyordum. Eğer ki Cüneyd bunca zaman bana haber yollayamadıysa demekki zor durumdaydı. Ayrıca 2 polis baskını sonucunda hiç bir ipucu bulunamadıysa demekki gizli bir yerde tutuluyordu.
Bunu düşünmemle nefesim sıkıştı, başım dönmeye başladı. Kim bilir ne haldeydi, ne haldeydi de bunca zamandır daha şimdi bana bir işaret yollaya bilmişti.
Kafamda dolanan türlü senaryolar başımın daha da ağrımasına sebep oluyordu.
Alacaklı gibi çalınan kapıyla hemen kendime geldim. Kapıyı açmamla içeri telaşla amcam ve Levent amca girdi.
"Kızım Allah aşkına noldu? Başına bir şey mi geldi? Biri bir şey mi yaptı?"
"Evet Zeynep, buraya gelene kadar kafamda bir sürü şey dolandı, noldu?-"
"Ya Allah aşkına bir durun , anlatacağım her şeyi, geçin içeri soluklanın"
Salona geçip masanın etrafına oturdular. Buruşmuş kağıt parçasını önlerine koydum.
"Bu ne Zeynep?" diye merakla sormuştu Levent amca. Amcamda aynı merakla bana bakıyordu.
"Amca, kağıdın üzerindeki el yazısına bak hemen"
"Kızım, Allah aşkına ne diyorsun?"
"Amca, hadi bak"
Kağıdı alıp üzerindeki el yazısına bakmış Cüneydin el yazısını görmesiyle şaşkınca başını kaldırıp hemen bana bakmıştı.
"Ama bu...."
Onca soru işaretinin olmasına rağmen varlığını hissetmek bile bana öyle bir güç vermiştiki... Kendimi hiç bu kadar yakın hissetmemiştim onu bulmaya. Lakin şimdi sanki uzun zaman sonra ilk defa nefes alıyordum. Sevinç ve heyecanla konuştum.
"Evet amca, evet! Bu Cüneydin el yazısı!
Cüneyd burda amca, Cüneyd burda!""Nasıl ben hiç bir şey anlamadım?" Levent amca şaşkın şaşkın bize bakıyordu.
"Kızım nolur her şeyi bir en baştan anlat"
"Amca ben bugün Feyzanın nişanı bittikten sonra dergahın arka tarafindaydım-"
"Arka tarafında mı? Kızım orda kimseler olmaz ki, ne işin vardı orda?"
"Müyesserle Vahitin hararetli hararetli bir şeyler konuşarak o tarafa gittiklerini görünce belki işime yarayan bir şey öğrenirim diye onları takip ettim. Tam ordan ayrılacakken önüme bu kağıt uçak düştü "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Aydınlık Tarafı - ZeyCün
Fiksi Penggemarİki kalp arasında en kısa yol: Bir birine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde gösterisi zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum Bir şeyin provası yapılıyor sanki Kuşl...