Umut ışığı

506 45 54
                                    

Ümitsizlik köyüne gitme,
                       Ümitler var.
Karanlığa doğru yürüme,
                     Güneşler var.
                                                 Mevlana

"Cüneyd daha hızlı, daha hızlı salla"

"Zeynebim bu kadar hız yeterli değil mi düşeceksin diye korkuyorum"

"Korkma hadi, hadi daha hızlı"

"Dur bakalım artık biraz Zeynep hanım. Ne çok sevdin salıncağı MaşAllah hemencecik unuttun beni"

Beni durdurup salıncağın önüne geçmişti.

"Yaa Cüneydd, niye durdukki şimdi "

"Sana kaç kere dedim seslenme bana böyle diye. Kalbimi sana verdim zaten sonsuza kadar. Aklımdan ne istiyorsun gözbebeğim "

"Cüneydd..."

"Zeynep..."

"Seni çok seviyorum "

"Benim seni sevdiğim kadar sevemezsin güzelim "

"Hayır, severim"

"Sever misin gerçekten?"

Yine aynı bakışıyla bakıyordu bana. Başını eğerek gözlerimin en derinine bakıyordu boncuk gözleriyle.

"Seviyorum, her bir zerremle seviyorum. Sen neredesin Cüneyd? Neredesin?"

Elini kalbimin üzerine koydu.

"Ben buradayım Zeynep, bir nefes kadar yakınında "

Birden bire gözden kayboluşuyla gözyaşlarım süzülmeye başlamıştı.

"Cüneyd, Cüneyd neredesin? Nereye gittin? Bırakma beni... Neredesin Cüneyd?"

"Bir nefes kadar yakınında Zeynep... Bir nefes kadar yakınında..."

Nefes nefese uyanmıştım. Kan ter içindeydim. Gördüğüm rüyayı düşündüm. Tekrar uykuya dalmak istedim. Hep o anda kalmak istedim. Şu an yanımda olmayışı yine kalbime bir bıçak misali saplanmıştı.

Neden bilmiyorum lakin bu rüya diğerlerinden çok farklıydı. Bir umut ışığı düşmüştü sanki içime.

Belkide dün ettiğim dualardan sonra yüce Allah'ın takdiriydi bu rüya.

Sabah namazı saatinin yaklaşmasıyla kalkıp abdestimi aldım. Namazımı kıldım ve hiç halim olmasa da hazırlandım. Amcam benden rica etmişti, onu kıramazdım. Her zor anımda beni destekleyen, belki de en iyi anlayanımdı.

Bir gülümseme yerleşti yüzüme. Amcam diyordum ben Sadi Hüdai efendiye. Bir gün onunla bu kadar aramda böyle bir bağ kurulacağını söyleseler gülerdim herhalde. Ama işte hayat ihtimallerle doluydu.

Hala aynı gök kubbenin altında olma ihtimalimiz varmıydı? Aynı havayı soluma ihtimalimiz varmıydı? Bir gün tekrar gözlerimizin buluşması, kalplerimizdeki hasret ateşinin sönmesi ihtimali varmıydı?

Zihnim yine allak bullaktı. Düşüncelerimi, acımı bir an olsun göz ardı etmeye çalıştım.

Tam evden çıkacaktım ki kapının çalınmasıyla kalbim küt küt atmıştı. Ama biliyordum yine boş bir ümide sığındığımı.

Kapıyı gidip açtığımda karşımda annem vardı. Hiç kusura bakmayacaktı ama bu sefer onu alttan alamazdım. Cüneyd hakkında söylediği her bir söz yaralı ruhumu biraz daha paramparça etmişti.

Ruhumun Aydınlık Tarafı - ZeyCün Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin