1. TACINI DÜŞÜRMÜŞ SUÇ KRALI

66 12 5
                                    




Oylarınızı ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen. Benim için düşünceleriniz çok önemli.

Bu bölümden itibaren oy sınırımız olduğunu da belirtmek isterim. İyi okumalar.

1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




1. TACINI DÜŞÜRMÜŞ SUÇ KRALI

Madalen Duke, How Villains Are Made

Arşe kemanın tellerine her değdiğinde gözlerini ağır ağır kapatıp yeni doğmuş bir bebek edasında geri açıyordu. Gözlerini ilk kapattığında dünyadan yok olmayı dilemişti ancak gözlerini açtığında tanrının bu dileğine kahkaha atmakla yetindiğini fark etti.

Yaklaşık yedi yüz küsür insanı barındırabilen opera binasında yalnızca iki kişi vardı. Biri kırmızı kumaşla kaplanmış koltukların tam orta hizasında otururken diğeri opera sahnesindeydi. Keman, opera sanatçısının öfkesini yansıtmak ister gibi notalarla beraber yükseldiğinde kemana yaslı olan çenesine doğru süzülen ter damlalarını çatık kaşlarla izledi. Kemanın sert seslerine karşılık zihninde yalnızca bir şiir belirmişti.

İstemez o son karşılama, alacakaranlık ülkesinde. İşte böyle kopar kıyamet; gümbürtüyle değil, iniltiyle.

Alt dudağına nazaran daha kalın kalan üst dudağını dişlerinin arasına aldı, ardından dişleriyle ezdi ve serbest bıraktı. Elindeki ağırlığı hatırladı. Bir saat öncesinde adını bile bilmediği opera sanatçısını evinden rehin almıştı. Kapısını çalıp elindeki silahı doğrultmuş, karısı ve çocuğunun gözü önünde kafasına dayadığı silahla evden çıkartmış ve kendi arabasına binmeye zorlamıştı. Ela gözlerinin üzerinde büyük bir özenle çizilmiş gibi duran kaşları çatıldığında alnındaki çukur belirginleşti.

Notaların çıkarttığı öfke dolu seslerle rahatsız olmuş gibi kafasını acele etmeden büyük bir yavaşlıkla etrafta gezdirdi. Mitoloji fügürlerinde gezindi gözleri, ardından boş koltuklara ve balkonlarda tırmandı. Güzel, diye düşündü. Çok kişi ölmeyecek.

Başını havaya kaldırıp gözlerini tavana diktiğinde izleniyormuş hissiyatıyla doldu içi. Küçük melek figürlerinin arasından onu izleyen Tanrı'yı görebiliyordu. Meleklerin çatık kaşlarının öfkesi kemanın sesiyle harmanlandığında kızgınlıklarını anlamak için başını indirdi, gözleri sağ elindeki metale dokunduğunda gümüş metalde kendi yansımasını görebildi. Namlu hemen bacaklarına dönüktü, silahtan çıkacak tek bir kurşunla bir daha yürüyemezdi. Güzel, diye düşündü yeniden. Eğer ben yürüyemezsem kötülük yayılmamış olur.

Çünkü ben, Şeytan'ın yeryüzündeki temsilcisiyim.

Yapılan her kötülüğün bir sahibi vardır, hiçbiri havada kalmaz. Her gece bir kötülüğün altında ölür bazılarımız, ardından uyanır; şafağın doğuşuyla beraber tabutundan, yatağından kalkar ayağa ve atar kendini çeşitli sokaklara. Sokaklarda gezinir ölüler, insanlığın arasına karışır; yaşam bulguları aramaya çalışır. Nefes alabilecek bir kuytu arar kendine ardından bir şeytan gelir ve onu hayattan usandırır.

KABİLİN KATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin