*:・゚✧*:・゚✧
"Ecem yeter!"
Son on dakika içinde en çok duyduğum cümle kesinlikle buydu. Sera bana elinden geldiğince kızgın bir şekilde bakarak önündeki işe döndüğünde çaktırmamaya özen göstererek tabağa dizdiği sarmalardan bir tanesini daha ağzıma attım. Şans benden yanaydı ki bu sefer fark etmemişti. Yapabileceğim bir şey yoktu,zeytinyağlı sarma aşığıydım. Sera özenle plastik paketteki sarmaları cam tabağa yerleştirirken ben destek olmaktan çok köstek oluyordum. İki tane yerleştiriyorsa bir tanesini tırtıklıyordum ve buna biraz daha devam edersem beni gerçekten boğabilirdi.
"Kızdırma sevgilimi." Ferdi yeniden mutfağa girdiğinde Sera'yı yanağından öperek üst üste dizdiğim tabakları içeri götürmek için aldı. Sevgilisinden ayrı kendisinden ayrı azar işittiğim için şımarıkça dil çıkardım. Silik bir gülümseme eşliğinde mutfaktan ayrıldığında Sera da tabağı komple sarmayla doldurmuştu.
Gözdelerin evindeydik. İrfan ve Ferdi masayı hazırlıyor,Gözde Ata'yı emziriyor,Sera ve ben mutfakta aldığımız şeyleri bu şekilde sunamayacağımız için -sanki çok önemli insanlar geliyordu- cam tabaklara koyuyorduk. Yani daha çok Sera koyuyordu çünkü bende sarmaları gördükten sonra film kopmuştu. Mert ve Mert Hakan da Can ile oynamakla meşguldü. En güzel görevi onlar kapmıştı.
Ata daha yeni doğduğu için İrfan abinin milli takımdan birkaç arkadaşı lig başlamadan önce hayırlı olsuna gelecek diyeydi tüm bu olaylar. İrfan, arkadaşlarına gerçekten çok değer veriyordu,madem oğlunu görmeye geleceklerdi o zaman güzel bir karşılamayı hak ediyorlardı. Kimin geleceğini sormamıştım ama çok kişinin gelmeyeceğini biliyordum.
Ben hariç herkes birbirini tanıyor olacaktı,ortamdaki tek yabancı bendim. Yabani de Mert Hakan'dı. Duyduğuma göre Kerem Aktürkoğlu da gelecekti. En son görüşmelerinde pek iyi şeyler yaşamadıklarını biliyordum. Mert Hakan'ın sabahtan beri söylenmesi de bu yüzdendi. Ferdi,Mert ve o sanki başka gün yokmuş gibi bugün gelmeyi tercih etmişlerdi. Ferdi ve Mert sorun değildi onlar aynı takımda oynadıkları için araları iyiydi ama Mert Hakan için işler aynı şekilde işlemiyordu. Bu yüzden İrfan abi bir sıkıntı istemediğini son derece net bir dille belirtmişti.
Ben zaten neredeyse her gün buradaydım. Gözde ile abla kardeş gibi büyümüştük. O çağırdığı zaman itiraz edemezdim. Sera da benim burda olduğumu bildiğinden gelmişti. Genel olarak birkaç gün misafir gelip gitmişti ama ilk defa hiç yüz yüze tanışma fırsatı bulamadığım insanlar gelecekti.
Mutfaktaki her şeyi salondaki masaya taşıdığımızda Sera hızlıca sevgilisinin yanına oturdu. Bana kötü kötü bakmasından şikayet etmeye başladığını anlamak zor değildi. Ona havadan bir öpücük yolladığımda Gözde de kucağında Ata'yla salona geldi.
"Arabayı park ediyorlarmış,gelirler şimdi."
Diğerleri bir şeyler mırıldanırken ben üstümdeki mini elbiseye dikkat ederek Can'ın yanına oturdum. Orta sehpaya koyduğu boyama kitabını dikkatli bir şekilde boyuyordu. Bana yandan bir bakış atıp gülümsediğinde yanağına sıkı bir öpücük bıraktım. Dudaklarımdaki gloss onun yanağında belirgin bir iz yaptı. Normalde eliyle hemen silerdi ama önündeki kitabı dikkatli bir şekilde boyamakla meşguldü.
"Bak." dedim çizimin kenarına taşmış mavi boyayı gösterirken. "Taşırmışsın."
"Bişi olmaz Ecem,bişi olmaz."
Beni hiç umursamadan tekrar işine döndüğünde kapı çaldı. İrfan kapıyı açmaya giderken Can elime sarı boyayı tutuşturdu. "Sen de buraları boya." Bana gösterdiği yıldızları daha rahat görmek için masaya iyice yaslandım. Aynı onun gibi dikkatle boyamaya başladım. Boyamasını mahvedersem bana kızabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stargirl interlude
Fanfiction"İstediğim şeyleri almaya alışığım." dedi genç kadın,karşısındaki adam bunun farkındaydı. Şımarık bir kadındı o ama en sevdiği özelliği de buydu genç adamın. "Şimdi de seni istiyorum." Uzun tırnaklarıyla genç adamın göğsüne dokundu. "Almam uzun sürm...