3. Bölüm: KAÇ!

30 2 3
                                    

Biz koridorda koşarken bir anda alarmlar çaldı ve bir görevliye denk geldik adam elindeki silah ile koşarken minho adamın üstüne koşarak karnına tekme attı ve görevliyi bayılttı.

Diana: vay canına minho!

Minho sırıtırken thomas adamın elindeki silahı aldı ve teresa'yı bulmak için koşmaya devam ettik.
Karşımıza çıkan hemşire kadın bize baktı ve konuşmaya başladı.

" burda ne arıyorsunuz çocuklar?"

Ben beklemeden kadının boğazını tutup duvara yasladım ve zorla teresa'nın yerini söylettim. Hemşire odasına benzer bir yere gelince odadaki tüm doktorları bir köşeye çektik.

Thomas: hadi yürüyün!

Thomas elindeki silahı minho'ya verdi ve yatakta yatan teresa'nın yanına gitti.

Teresa: ne oluyor thomas?

Thomas: gidiyoruz burdan!

Teresa ayağa kalkınca benden destek alması için yanına gittim ve tahmin ettiğim gibi ani baş dönmesi yüzünden omzuma tutundu ve kendine gelmeyi bekledi o sırada newt ve thomas bir sandalye ile camı kırıp üstüne yataktaki çarşafı örttüler diğerleri üstünden atlayıp geçince teresa'nın geçmesine yardım ettim en son eris ile frypan benim geçmeme yardım etti.
Biz koridorda koşarken eris durdu.

Eris: siz gidin benim kısa bir işim var!

Frypan: ben onunla giderim!

İkisi başka tarafa gidince önüme döndüm ve bizi sırada ne bekliyor diye düşünmeye başladım tam o sırada bir kapıya denk geldik. Büyük ve yukarıya doğru açılan türlerdendi. Thomas kartı okutmaya çalışıyordu ama asla algılamıyordu.

Dustin: hadi hadi!

Janson: thomas! Bunu yapmak istemezsiniz çocuklar!

Thomas: aç şu kapıyı janson!

Janson: dışarda yaşayamazsınız thomas! Orası ölümünüz olur.

Diana: ne olacağını sana sormadık şimdi aç şu kapıyı!

Janson: beni buna zorladınız çocuklar.

Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken janson duvara yaklaştı ve telsizi alıp konuşmaya başladı.

Janson: çipi etkinleştirin ve bırakın onu.

Bunu dedikten on saniye sonra uzun koridorun başından bir bot sesi gelmeye başladı.

İri yapılı ve üstünde Gri demire benzer zırha sahip birisini gördük, kafasının her yerini kaplayan bir kask vursak elimiz kırılır diyeceğimiz türden bir zırh tulumu vardı.

Bize doğru gelen bir ölüm makinesi vardı ve pek merhametli durmuyordu.
Dustin adındaki çocuk ölüm makinesi gibi duran adama hamle yapmak için elini kaldırdığı an adam onun yumruk olmuş elini tek eli ile tutarak ters çevirdi ve bir çok kırılma sesi geldi. Çocuk daha kolunun acısını unutmadan adam saçlarından tuttu ve duvara çarptı. Dustin'in kafası kanıyorken adam bir elini yumruk haline getirince eldiveninin üst kısmından bıçağa benzer bir şey çıktı ve elini yumruk yapmış adam bıçakla beraber yumruğunu dustin'in tam kalbine saplayıp söktü.
Bir çocuk elinde sopa ile ona yaklaştığında adamın sırtından çıkan küçük bıçaklar çocuğun yüzüne saplandı ve adam sırtından çıkardığı bıçak ile çocuğun yüzünü ikiye ayırdı.
Thomas hala kapıyla uğraşırken adam bana doğru gelmeye başladı minho beni korumak için önüme geçti ama zırhlı adamın tek hamlesi ile duvara çarptı ve yeniden bana döndü ben belimdeki bıçağı çıkartıp kendimi savunmak için hamle yapacakken bileğimden tuttu ve sıkmaya başladı o kadar güçlü sıkıyorduki bileğimdeki damarların patlayacağını hissettim ve daha yeni oranın acısını almam ile boynumdan tutup beni havaya kaldırması bir oldu ani ve kuvvetli hareketleri onu itmemi engelliyordu, bacaklarım ile onun karnına tekme atmaya çalışırken her saniyede o beni boğuyordu.

 RUN/YENİ BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin