Gözlerimi açtım ve barışı ittirdim. Noluyor aq.
"Eyvah eyvah" diye mırıldandım. Gözlerimi büz-büyük açtım ve çaresiz bakakaldım. Barışa bakıyordum. Kırmızı rujum dudaklarını lekelemiş. Göz devirip yine yaklaştı. Elini lavaboya yasladı ve yine öpmeye yüzüme yaklaştı."Siktir et sen gelsene buraya, doyamadım." diye mırıldandı ve çenemi parmaklarının arasına aldı.
Göğsünden hafif ittim ve sızlandım "Yandık, valla yandık. Bizi böyle görürse ayıp olacak." diye fısıldadım elimi ağzıma çarptım. Girdiğimiz hale bakın. Ağlayacam. Barış Alper sabır çekti.
"Dur ben iki dakika konuşayım denizinle." dedi ve kapıya doğru gitmeye başladı. Hemen önüne dikildim elerimi göğüsüne koydum, durdurup, kafa salladım. Kalbim boğazımda attıyordu. Saten sakat bir durumdu bunuda çekemezdim.
"Barış! Delirdin mi?" Diye fısıldadım. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Rüya? Giriyorum." Dedi deniz ve kapının kolu indi. Yanık Allah. Barışı lavabonun duvarına ittikledim ve sus anlamında parmağımı dudağıma koydum.
"Ehhh...Şey... ben geliyorum rujum baya dağılmış!" Diye bağırdım kapıya gittim ve kapının kolunu tuttum sıkıca. Kapıyı sadece beni görebilecek bir şekilde açtım.
"Of " Dedi ve kıkırdadı. "Kızım bu halin ne?" Diye sordu.
"Ya su geçirmez ruj sürdüm. Eh...suyla çıkarmaya çalışırken bu hale geldim."
Hayatın yalan oldu rüya aferin.."İyi hadi çabuk ol, sana dondurma yedirip döneriz?"
Dedi ve kafa salladım."Çok güzel olur"
Dedim ve kafasını bir kere salladı, tamamladı.. Kapıyı kapatıp, belimi yasladım, gözlerimi kapattım. İç çektim ve rahatladım. Barış sinirlendi ve kapıya doğru geldi."Var ya o dondurmayı yediririm Ona. Götüne sokarım. Orospu çocuğuna bak amına koyayım. Bide görmedi sanma, dudağınıda elledi. Belasını sikerim. Benimle dönüyorsun"
Dedi ve Sinirli gene diş sıktı. Belimi kapıdan ayırdım ve gülmemeye çalıştım. Yüzüme baktı ve yaklaştı."Komik mi? Gülüyor muyum? Saten sinirim tepemde sana patlamıyım." Dedi ve dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Palyaço gibi olmuşsun" dedim ve kahkaha atarak güldüm. Bana tehlikeli bir bakış attı ve yalan falan yok gerçekten sinirliydi. Elimi ağzımın önüne getirdim ve ciddi kalmaya çalıştım.
"Tamam gülmüyorum" dedim ve kıkırdadım. Rüya gülmesene adam patlayacak.
"Sen kendine bak, heryerin ruj olmuş" dedi ve dahala beni kapıya ve kendinin arasında hapisleyordu.
"Ben şey...geçeyim" dedim ve
aynaya doğru gittim, baktığımda rujumun dağıldığını gördüm ve güldüm. Burnum bile ruj olmuştu. Adam nasıl öptüyse. Bende öptüm ama bu onun suçu.Peçete alıp rujumu sildim. Barış arkamda durup aynadan beni seğiriyordu. Gülme kızım. Kendine bunu yapma. Evet çok yakışıklıydı ama ruj baya dağılmıştı.
"Yakışmış" dedim ve kırmızı rujumu bir kere daha sürdüm dudaklarıma. Arkama geçip boynumdan bir kere öptü. Kaş çatım. Evet aferin kaş çat.
"Öpme. O tiren geçti. Biti yani. Öpme." Dedim
ve umursamadan bir kere daha öptü. Göz devirdim ve gitmek istedim ama bırakmadı."Ne öpüyorsun hayvanat, hem dahala sinirliyim." dedim ve aynadan bana bakış attı.
"Gördük sinirini kıvırcığım." dedi ve beni döndürüp lavaboya oturttu. Bacaklarımın arasına girdi ve peçete alıp bana verdi.
"Hadi sil şu ruju, gidelim"
Dedi ve kaş kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviyor sevmiyor
Fanfiction"Adam aşkından ölüyor. Bırak biraz daha sürünsün." "Ne aşkı be"