Ne zaman kendimi cennetteymiş gibi hissetsem, mutlaka cehenneme giden yoldan bir kavşak çıkıyordu önüme...
Bölüm 5 : Son...
Bölüm Şarkısı:
Lisa - 'Rockstar'
{♡}
O an toparlanmam zor olmuştu açıkçası, çünkü Tae'nin beni aldatabilme gerçeği kulaklarıma bağırıp çağıran o şeytanın ta kendisiydi, kendimi toparlamalı ve bu kızın kim olduğunu bulmalıydım, uykumunda geldiği gerçeğini varsayarak Tae'nin telefonunu kapatıp eski yerine aynı şekilde şarja taktım ve uyumak üzere gözlerimi kapatıp, yorganımı üstüme çektim.
Derin uyku beni yavaştan kendine çekmişti ve en sonunda uykuya dalmıştım.
Sabah uyandığımda Tae yanımda yoktu, tahminimce mutfakta kendine kahve demliyordu, onun kahve demlemesine bi süre izin verip konuya girecektim.
Üzerimdeki pijamaları çıkartıp, günlük kıyafetlerimi giydim ve odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indim. Tam tahmin ettiğim gibi Tae kendine kahve demliyordu. Yanına gittim ve, "Günaydın, kocacığım, nasılsın?" dedim yapmacık bir neşeli sesle. Çünkü beni aldattığını biliyor olmam bu siniri tetikliyordu, beni yapmacık haraketler yapmaya itiyordu.
"Günaydın, karıcığım." dedi oda sesindeki gerçek neşesiyle, keşke bu neşeyi gerçekten bana saklasaydın Tae...
İkimizde balkondaki masamıza oturmuş kahvelerimizi yudumluyorduk. Hyori'nin kahvaltısını yedirmiş içeride oyun oynaması için ona izin vermiştim. Oda buna sevinip odasına çekilmişti, sanırsam ona yeni aldığım oyuncaklarla oynuyordu, güzel kızım benim.
"Nasılsın hayatım?" dedi Tae gözlerindeki ışıltılı yalanlarla ve sonra devam etti, "Biraz solgun duruyorsun, hasta değilsin değil mi? Hastaysan bugün işe gitme, evde kal ve dinlen." dedi sanki beni umursuyormuş gibi.
"Gideceğim Tae, hem sana ne hastaysam, sen git işine bak. Kahveni iç ve işine git." dedim ona en sert sesimle, artık bardak yavaş yavaş taşmaya başlamıştı, sinirim tepeme âdetâ şelaleden hızla akan suymuş gibi çıkıyordu.
"Jennie, kendine misin güzelim? Gerçekten hastalandın sanırım," dedi ve elini alnıma uzatıp ateşimi ölçtü, "Ateşinde yok ama, bugün bir kara bulut yığını var üstünde sanırım." dedi.
"O kız kim Tae?" dedim öfkemi bastırmaya ve bağırarak Hyori'yi korkutmamaya çalışarak.
"Anlamadım ne?" dedi bana. Salak mısın Tae sen ya.
"O kız diyorum 'Şirket Kai' diye kaydettiğin ama sana 'Aşkım' yazacak o samimiyeti bulan kız, kim Tae?"
Sustu, konuşamadı sanki sakladığı ceset polisler tarafından bulununca yüzünü yere bakarak gizlemeye çalışan Katiller gibi. Bu sefer daha çok bastırarak söyledim.
"Tae, bu kız kim?" diye sordum Tae'ye ama ondan cevap gelmeyince sinir kat sayım giderek artmaya başladı. Öğrenmeden bırakmayacaktım bu işin peşini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE MOONLIGHT
FanfictionHayat insanı fazlasıyla yorar değil mi? THE MOONLIGHT İdollerin hayatındaki çeşitli zorlukları anlatan ve aşkın iyileştiremeyeceği hiçbir şeyin olmadığını anlatan bir aşk hikayesi. Kim Jennie : Tae-Hyung benim elimden tutarak hayata tutundurdu ve b...