ᴋᴀᴢᴀɴᴍᴀᴋ

54 12 4
                                    

~Bölüm 9 : Kazanmak~

Bölüm Şarkısı:

Everglow - 'First'

{♤}

Onlar... kanser olduğumu biliyorlardı, biz bunu herkesten gizlerken onlar kanser olduğumu biliyor ve şimdi tam şuanda tam 50 tane kameranın önünde bana kanser olduğumun doğru olup olmadığını soruyorlardı.

Kendimi bir anda Tae'nin kollarında buldum, o an kendimi, kendi benliğimi kaybettim ve bacaklarım gücünü yitirdi, ellerim uyuşmaya, kollarım titremeye başladı.

O an sanki esen rüzgarlar durdu, hayat durdu, herşey durdu. Ben kendimi Tae'nin kollarına bırakırken, yarı ayık yarı baygın bir halde hatırladığım kadarıyla, beni arabasının arka koltuğuna yatırmıştı ve kendiside sürücü koltuğuna geçmişti.

"Jennie, dayan güzelim yetiştireceğim seni hastaneye."

"Jennie, nolursun bak aç gözünü güzelim."

"Jennie..."

Tae bile susmuştu sadece arabayı sürüyordu ben o an hiçbir şeyi tam olarak idrak bile edemiyordum...

"Jennie, kendini bırakma lütfen bak nolursun güzelim, dayan lütfen..."

Lütfen Tanrım Jennie'yi bana bağışla. Ona bir şey olursa ben yaşayamam...

Tam 20 dakika içinde Tanrı'ya 1 milyon tane dua ettikten sonra Jennie'yi hastaneye yetiştirmiştim.

"SEDYE YOK MU? HEMŞİRE YOK MU?" Diye bağırarak hastaneye kucağımda Jennie'yle birlikte girerken 5 kişilik bir ekip Jennie'yi kucağımdan alıp sedyeye yatırdılar.

"Hocam, nabzı çok düşük ayrıca tansiyonu çok yüksek."

"Hemen 20 Miligram tansiyon iğnesi vurun."

Doktorlar Jennie'ye tansiyon iğnesini vururlarken bende bizimkileri aramıştım, bu halde yalnız kalamazdım birinin beni sakinleştirmesi ve zapt etmesi gerekiyordu çünkü o gazeteciyi bulur bulmaz bu yaptığının hesabını soracaktım.

Kendi içimde türlü türlü şeyler düşünürken sağ arkamda Suga'yı görmemle ona sarıldım.

"Tae-Hyung, neler olmuş böyle? Bu halin ne kardeşim gel otur şöyle."

"Suga, o gazeteciye haddini bildirmem lazım. Videoyu izlemişsindir."

"Tae, bu böyle olmaz önce bir sakinleş ondan sonra bir hal çaresine bakarız. Hem şuan Jennie'nin sana hiçbir zaman olmadığından daha çok ihtiyacı var, sen onun yanında olmalısın. Sacma sapan bir intikam oyununun içine girmemelisin."

Suga haklıydı, kendimi toparlamalı ve Jennie'nin yanında olmalıydım. Ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkamak için koridorda duran hemşireye lavabonun yerini sordum. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve biraz olsun kendime gelmeyi amaçladım. Jennie'nin bana ihtiyacı vardı onu yalnız bırakmazdım, hayatım boyunca gerçek aşkla tanışmamıştım ve Jennie bana Tanrı'nın bir hediyesiydi. Onu da kaybedemezdim.

THE MOONLIGHT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin