σ̈lmє...

38 6 2
                                    

~Bölüm 2 : Ölme...~

Bölüm Şarkısı :

Rope - 'Mayıs 10'

{♡}

Silah sesleri susmuyordu, Tae kucağımda baygın yatarken Hoseok titrediği elindeki telefonla ambulansı aramaya çalışıyordu. Kâbus gibi anlar bizi hiç bırakmayacaktı sanırım.


"Jungkook bir şey yap, sen sağlık lisesi okumadın mı? Nolur bir şey yap."

"Jennie, hiçbir ilk yardım malzemesi yok, istesemde yapamam." dedi Jungkook, sonra durdu aklına bir fikir gelmiş olacakki haraketlendi. Masanın üstünde serili masa örtüsünü aldı ve Tae'nin vurulduğu noktaya baskı yapmaya başladı.

"Bu biraz kanamayı durdurur." dedi.

Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum, çıkmaz bir sokağa girmiş gibiydim.

Hayat bizi nerelere götürecekti...

Tae hastaneye ben ise mezarlığa kaldırılmış gibi hissediyordum.

[3 YIL SONRA]

"Ahyeon'cum ben çıkıyorum, Hyori'ye bakar mısın? Tae'nin yanına gideceğim."

"Bakarım unnie sen dert etme git kocanın yanına."

"Teşekkür ederim Ahyeon, sen ve Asa olmasa sanırım kafayı yerdim. Hyori o kadar yaramazlaştı ki..."

"Ne demek unnie, hadi sen git."

Ahyeon'un git demesi üzerine evden çıkıp otoparka indim ve arabama binmek üzere anahtarla kapıyı açtım. Arabaya binip otoparktan çıktıktan sonra direksiyonu Gyyeonyang Devlet Hastanesine doğru kırdım, araba 60 km hızla giderken beynimin içinde dönüp duran seslerle boğuşmayı engellemek üzere bir şarkı açtım.

Çalan şarkı 1 yıl önce dağılan grubumuz Blackpink'in stay şarkısıydı, evet grubumuz dağılmıştı hepimiz tek başımıza kariyerimize devam ediyorduk. Ama bağımız kopmamıştı hâlâ haftada 4 kez buluşuyorduk.

Ve evet, Tae 3 yıldır uyuyordu... Onun uyuması her ne kadar benim için cehennemden farksız olsa bile Hyori için güçlü kalmam gerekiyordu, babasız bir kız çocuğu büyütmek.. dünyanın en zor işlerinden biriydi.

Hastaneye vardığımda, arabamı hastane otoparkına park edip Tae'nin bulunduğu odaya çıkmak üzere asansöre bindim ve 21. Katın tuşuna bastım. Tae'yi görmek benim için bi nimetti çünkü onu gördüğüm zaman kendime geliyordum ve tüm acılarım bir anda kayboluyordu.

Tae'nin odasına girdiğimde, gözüme uyuyan bedeni gözüktü. Yatağının yanıbaşında duran koltuğa oturdum ve dolu gözlerle, "Tae, sevgilim... ben geldim, güzel karın geldi.. seni çok özledim Tae... artık uyan nolur... Kızımız sensiz büyüyor, babasının sonsuz uykuya daldığını düşünüyor, ona her defasında gerçekleri söylüyoruz ama o bizi dinlemiyor... Kızımızın adını düşündüğümüz gibi Hyori koydum, Tae... artık uyan nolur..." dedim, tamda düşündüğüm gibi Tae'den hiç ses çıkmadı odada yine aynı sessizlik vardı ölüm sessizliği.

Kafamı biraz olsun dağıtmak amacıyla elime aldığım telefonumdan Instagrama girip Reels'da gezinmeye başladım, Reels kafamı dağıtamayınca WhatsApp'a girip Jisoo'ya yazdım, tam tahmin ettiğim gibi yazdığım dakikada bana yanıt verdi,

Jendeukie 🎀 : Jisoo, nasılsın? Kafam çok bulandı, içim daraldı bir yazayım dedim.

Jissunnie 💪 : İyiyim Jenduk, ne oldu? neden için daraldı?

Jendeukie 🎀 : Tae'nin yanındayım...

💪 : Şimdi anladım, umudunu kaybetme Jenjen, Tae bir gün uyanacak, hatta sen bana bunları yazarken bile uyanma ihtimali var. Umudunu yitirme güzelliğim.

🎀 : Bilemiyorum Jis, gerçekten umudumu yitirmek üzereyim, 3 yıldır uyuyor...

💪 : Uyanacak güzelim, dayan biraz daha Hyori için dayanıklı ol.

🎀 : Jis...

💪 : Efendim güzelim.

🎀 : Sağol Jis, iyiki varsın...

💪 : Sende iyiki varsın. Güzelliğim, benim işim var gitmem lazım, yeni dizimin çekimleri için sete gitmem lazım.

🎀 : Tamam... Kolay gelsin.

💪 : Rica ederim, kendine iyi bak.

🎀 : Sende...

Diyip mesaj sayfasından çıktım ve Tae'nin yüzüne baktım, uzamış saçlarına, ellerine, vücuduna her karesiyle aklıma kazıdım onu...

Ve bir mucize oldu, Tae baş parmağını oynatmaya başladı sonra yavaş yavaş bedenini oynatmaya çalıştı ve en sonunda gözleri açıldı...

"TAE, SEVGİLİM... UYANDIN..." diyip odadan çıkıp doktorlara haber verdim.

"Bu bir mucize." dedi Bay Changbin. Sonrasında devam etti, "Bayan Kim, Bay Kim gerçekten uyandı." dedi gözlerimin en içine bakarak.

"Jennie... Güzel karım..." dedi Tae, Konuştu, gerçekten benimle konuştu...

"Efendim sevgilim, efendim bebeğim.." dedim, ağlıyordum, ağlamaya başladım çünkü onun sesini 3 yılın ardından ilk duyuşumdu...

"Güzel karım, ağlama bak işte uyandım, seni bırakmadım..." dedi zar zor nefes alışlarını toparlamaya çalışarak.

"Kendini zorlama, Tae, seni çok özledim..."

"Bende seni özledim, güzel karım..." dedi ve beni yanına çağırdı.

Doktorlar ise 'biz bu iki kumruyu baş başa bırakalım.' dercesine odadan ayrıldılar.

Tae'nin yanına oturduğumda, kollarıyla beni sardı...

"Kokunu çok özlemişim güzel karım..."

"Bende seni özledim Tae, her zerreni özledim..." dedim içimdeki heyecanla. Heyecanım sesimdeki mutlu tınıdan bile belli oluyordu.

"Seni seviyorum güzel karım..." dedi Tae ve beni kendine çekip büyük bir hasretle öpmeye başladı. Öpüşmemiz çok kısa sürdü çünkü Tae yeni uyanmıştı ve kasları tam olarak yerine oturmamıştı.

"Jennie.." dedi gözlerime aşkla bakarak.

"Efendim kocacığım." dedim gözlerine aşkla bakarak.

"Çocuğumuz, çocuğumuzun cinsiyeti ne? Adını ne koydunuz?"

"Kızımız oldu Tae... İsmini düşündüğümüz ismi koydum, Kim Hyori..."

"Ona iyi bak olur mu güzelim?" dedi.

"Tae, ona beraber iyi bakacağız." dedim.

"Jen-" demeye kalmadan Tae'nin kalp ritimlerini ölçen cihazdan bir ses geldi...

Tae tekrardan gözlerini yumdu...

{◇}

Hayat bir kaostu, hayat başladığın çizgiye geri dönmekti.

"Ölme sevgilim... ölme..."

Devam Edecek...

Kelime sayısı : 800 🫡

Merhaba! Geri döndüm aşklarım. Nasılsınız? Beni özlediniz mi? Bölüm atmayalı yıllar oldu biliyorum ama inanın kendimde değildim ve açıkçası biraz üşeniyordum. Her neyse bundan sonra haftada 1 bölüm ve 1 kesit yayınlayacağım.

Sizleri seviyorummm <3

By ; destinaizm_

THE MOONLIGHT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin