0.8

46 5 6
                                    

Olcay Alaca'dan;

"Yener!"

"Efendim abi?"

"Sana attığım konuma git, sakın oradaki ajanlara silah çekme. Sana belge ve bellek verecekler hepsini alıp bana getir."

"Tamam abi"

Odadan çıkınca sigaramdan derin nefes aldım. Bir kaç haftadır Burak'ı aradığım günler geldi aklıma. Onu görünce içimdeki özlem dahada artıyordu. Biliyordum onun haklı olduğunu sadece emin olmak için ondan kanıt istemiştim.

Kapı çalınca beklemeden sert sesimle onayladım.

Ah...tahmin etmiştim. Benim tehlike sırasında birinci olan arkadaşım. (Kendisi yeraltının en tehlikelisi)

"Buyur Kalendar. Uzun zamandır gelmiyordun, şimdi neden geldin?."

"Kardeşini bulmuşsun, tebrikler. Öğrendiğime göre özel ajan....sence malları çalan ajanların içinde ola bilirmi?"

"Hayır olamaz. Yabancı ajan şirketinde çalışıyor."

"Demek yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışan şirkette. Bekliyorum...bekliyoruz umarım bulurlar."

"Evet zaten bizim için çocuk oyuncağı ama uzaktan izlemek daha iyi. Kardeşim bu işi yapaarsa onu her daim koruyacağım. Diğer şerefsizleri sana göndereceğim sorun olurmu Kalendar?"

"İki gündür adam cezalandırmıyorum....umarım çabuk yaparlar işi. Neyse ben gidiyorum zararları telafi etmemiz gerek sende işini bitirdikten sonra gelirsin. Limanda geminin gelmesini bekleyeceğiz. Sonrasını orada söylerim"

"Tamamdır..."

Burak Alaca'dan;

Kaç saattir onu bekliyordum. Kendisini hiç görmediğim için gergindim. Umarım gerçekleri öğrense bana saldırmazdı, buna hazır değildim. Ne kadarda üvey olsada sonuçta benim abimdi bana saldırması zoruma giderdi.

Nihayet kapı çalınca beklemeden masadaki zarfları alıp koşar adımlarla kapıya ilerleyip açtım.

Gördüğüm adamla meraklı bakışlarımla onu süzdüm.

"Olcay?"

Adam bana garip garip bakınca sessizce yutkundum.

"Ah...hayır ben Olcay abinin adamıyım ve beni sizden kanıt için gönderdi."

"Tamam..."

Elimdeki zarfları ona doğru uzatarak boğazımı temizledim.

"Adınız neydi?"

"Yener"

"Bende Burak memnun oldum..."

Adamın bakışları hemen bana dönünce şaşkınlıkla dudakları aralandı.

"Soy ismin ne?"

"Alaca"

"Tamam efendim, müsaadenizle gidiyorum."

Diyip arkasına döndüğü gibi büyük adımlarla arabaya binip gitti.

Kaşlarımı catıp sinirle homurdandım. 'Tımım ifindim mısadenizle gidiyirim' tam bir odun yeminle abim böyle kalas gibi konuşuyorsa adamından ne bekliyorsun ki!

Ekin; hayırdır Burak kimin taklidini ediyorsun?

Arkamdan gelen sesle irkildim. Galiba sinirden farketmemiştim.
Kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Derin nefes alarak boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

Burak: salona gidelim orada konuşuruz-

Dolunay; abii! O yakışıklı adam kimdi??

Merdivenleri ikişer ikişer inen kızla ve dediği şeyle kaşlarımı çattım.

Ajan ve Mafya |B×B|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin