𝑇𝑢 𝑀𝑒 𝑀𝑎𝑛𝑞𝑢𝑒𝑠 | 𝑻𝑨𝑬𝑲𝑶𝑶𝑲

0.8

Rica ediyorumm oy verip yorum yapmayı unutmayıın

İyi okumalarrr 🤗

~

Oturdukları masada stresle bacaklarını sallıyordu alfa olan. Normalde sürekli konserler verirlerdi ve fanlarıyla fazlasıyla eğlenirlerdi. Fakat şu an izleyici kısmında sadece ünlüler olduğu ve sadece dün biraz çalışmış oldukları için hata yapmaktan korkuyordu.

Üstelik Taehyung'lar da onları izleyecekti. Bu durum, gerginliğini de fazlasıyla arttırıyordu.

Yuvarlak masadaki dörtlü, streslerini birbirine belli etmese de hepsi aynı gerginliği yaşıyordu.
Şimdi ise diğer şarkıcıların şarkılarını bitirmesini ve sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlardı.

"Abi gelmese miydik acaba? Herkes çok iyi ve biz sadece dün çalışabildik."

Jimin'in masanın ortasına doğru eğilerek söylediği şeye diğerleri göz devirirken, rahat bir tavırla kadehinden büyük bir yudum alarak konuşmuştu Jin. "Bak beni delirtme çocuk. Kimin yüzünden acaba?"

"Ya ne yapabilirim unuttum diyorum. Üstüme gelme." Jimin ağlak bir ifade ile konuştuğunda Jin, önündeki pet şişeyi kaldırıp gözlerini açarak bir nevi tehdit etmişti Jimin'i. Resmen misafirlikte yaramazlık yapan çocuğunu 'nazikçe' uyaran bir anne gibiydi.

Hoseok ise zaten az sonra rezil olacaklarını düşündüğünden dolayı kendilerini daha fazla rezil duruma düşürmemeleri için onlara gözlerini açarak susmlarını işaret etmiş, Jungkook ise onlarla asla muhattap olmayarak gözlerini belli bir noktaya dikmiş dertli dertli bakınıyordu.

"Abi bana sıcaklık bastı, rahatlatın beni lütfen." Jimin elini, yüzüne doğru yelpaze misali sallarken konuştuğunda Jin göz devirerek yanıtlamıştı. "Nasıl rahatlatmamızı istersin Jimin, toplu seks yapıp sikelim mi seni şu masada?"

Jimin gözünü sonuna kadar açarak sadece masadakilerin duyacağı bir ses tonu ile, "Çüş!" dediğinde Jungkook, sinirle onlara bakarak, "Susun artık!" demiş ve tam o sırada büyük ekranda belirmesiyle Hoseok onu alttan, susması için sertçe dürtmüştü.

"Lan lan kamera bizi gösteriyor susun." Jin, gülümsediği dişlerinin arasından konuşurken Jungkook daha ne kadar kötü bir gün geçirebileceğini düşünüyordu.

Evet. Gözünü sonuna kadar açmış bir şekilde onları azarlarken dev ekranda yansıtılmıştı...

Jungkook, kendisini dev ekranda görmesiyle anında yüzüne sahte bir gülümseme takınmış ve kameranın diğer üyeleri çekmeye başlamasıyla rahat bir nefes verip ayaklanmıştı. Tam o kalktığı sırada sahnedeki sunucu kadın konuşmaya başlamıştı.

"Evet İtalyan rock grubu olan Maneskin'in hemen ardından Güney Koreli grup The Neighbourhood'u sahneye davet ediyoruz." Sunucu kadının konuşmasını bitirmesiyle hepsi birden gülümseyerek sahneye ilerlemiş ve yerlerine yerleşmişlerdi.

Jungkook, önünde sabit duran mikrofona doğru yaklaştığında yanında duran elektro gitarı alıp askılığını boynundan geçirmiş ve arkasına doğru dönüp diğerlerine bir bakış atmıştı.

Hoseok, en arkalarında duran batarist kısmına otururken, Jin ve Jimin ikilisi iki yana geçerek gitarlarını boyunlarından geçirmişti. En sonunda hepsi birbirine güven verici bakışlarını atmış ve Hoseok'un tahta çubuklarını birbirine vurmasıyla başlamışlardı çalmaya.

Sweater Weather. 

"And all I am is a man
I want the world in my hands
I hate the beach
But I stand in California with my toes in the sand..." derken bakışlarını mikrofondan çekmiş ve gözleri yavaşça karşısındaki insanlar arasından onu aramıştı.

Bir yandan şarkıya odaklanmak için dikkatini dağıtmamaya çalışıyor bir yandan da onun nerede olduğunu bulmaya çalışıyordu.

Ne garipti değil mi? Daha bir hafta önce ya sadece bir hafta önce gelip, sen Taehyung'la ruh eşi çıkacaksın ve ondan hoşlanacaksın deseler müstehcen bir tarafıyla gülerdi. Ama bir an da oluyordu her şey. Onun da asla beklemediği bir an da.

Şarkıyı söylemeye devam ederken hala gözleri onu aradığı sırada tam rap kısmına geçerken aradığı kişiyi bulmuş ve onu pür dikkat izlerken ağzından kelimeler dökülmeye başlamıştı.

"And if I may just take your breath away
I don't mind if there's not much to say
Sometimes the silence guides a mind
To move to a place so far away
The goosebumps start to raise
The minute that my left hand meets your waist."

"And then I watch your face
Put my finger on your tongue 'cause you love to taste, yeah
These hearts adore, everyone the other beats hardest for
Inside this place is warm
Outside it starts to pour."

İçindeki, adlandıramadığı yoğun hisle gözleri dolmuş ve ellerinin titrediğini hissederken panikle gözlerini ondan çekip gitarının tellerine bastırmış olduğu parmaklarına çevirmişti. Hayır hayır burada olamazdı. Şu an da olamazdı. Herkesin, özellikle Taehyung'un önünde anksiyete krizi geçiremezdi.

Şarkının müzik kısmı girdiğinde mikrofondan çekilip arkadaşlarına dönmesiyle, tek bakışıyla hepsi neler olduğunu anlamış ve endişeli gözlerle hem şarkıya odaklanmaya çalışıp hem de onun için ne yapabileceklerini düşünmeye başlamışlardı.

Jungkook geri önüne dönerken bu işi tüm profesyonelliğiyle bitireceğine dair içinden kendine olumlamalar söylerken şarkının son cümlesini de söyleyerek kapanışı yapmıştı.

Pekala bu şarkıyı kurtarmıştı. Fakat durumu düzelmezse ve daha da şiddetlenirse işte o zaman sıçmıştı...

Şarkı bittiği gibi derin bir nefes almış ve sakinleşme amacıyla kendine uzatılan suyu içip saçlarının arasına ellerini daldırıp geri atmıştı.

Sahneye doğru baktığında birçoğunun gayet normal ve tebessüm içeren ifadeleriyle karşılaştığında rahatlayarak nefes vermişti. Fark etmemişlerdi.

Fakat gözleri onu bulduğunda gördüğü endişeli bakışlarıyla duraksamış ve ona doğru bakmaya başlamıştı. Taehyung, onun için endişelenmiş miydi?.. Bu, kalbinin hızlı atmasına sebep olurken dolan gözlerini umursamadan gözlerini ondan ayırıp yerine geçmişti.

Muhtemelen yine kurdundan dolayı endişeli gözüküyordu. O, beni neden umursasın ki diye içinden geçirdi alfa.

Fakat deltanın asıl düşüncelerini bilmeden kendini üzdüğünü bir kendisi biliyordu...

~

Ben geldiiim, taekook için okuyan armiler ve beni sevdikleri için okuyan siteyler 💕💋💅

Modumuzu düşürmüyoruz tmm mı kaşarlaaar

Çünkü güçlü kaşarlar mutlu yaşarlarr hahahaayytt 💅💋💅 (iki gündür ağlama krizinden çıkamadım çaktırmayın)

Görüşürüzz...

Çin Chan Çon ile kalın...