𝑇𝑢 𝑀𝑒 𝑀𝑎𝑛𝑞𝑢𝑒𝑠 | 𝑻𝑨𝑬𝑲𝑶𝑶𝑲

0.2

Oy verip yorum yapmayı unutmayınnn

İyi okumalarr

~

Yattığı yerde doğrulurken bir yandan da boydan boya ağrıyan belini tutarak yüzünü buruşturmuştu alfa. Resmen sikilmiş gibi hissediyordu fakat hala idrak edemediği bir gerçek vardı ki gerçekten de sikilmişti...

Gözünü açıp etrafına bakındığında kendi odasından daha farklı bir odada olduğunu fark etmiş ve dün gece otelin barında sarhoş olduktan sonra geceyi bir omegayla geçirdiğini düşünerek kafasını sağına çevirmiş ve gördüğü simayla oturduğu yatağa çivilenmişti.

Alfa, ağrıyan başını ovalayarak gözünü sımsıkı kapatmış ve sarhoşluğun ertesi gününe uyanmış olduğu için halisünasyon gördüğünü umarak tekrardan gözünü açmıştı.

Yok hayır.

Birbirlerinden nefret ettikleri ve alfanın sinirini hoplatan o delta tam şuan da kanlı canlı, alfanın yanında her şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyordu.

"Tanrım! Ben nasıl bir bok yedim!" alfa, kısık sesle kendi kendine konuşmuş ve ağlar gibi bir mırıltı çıkararak başını elleri arasına almıştı.

'Belki de sadece uyumuşuzdur' diyerek fakirin umudu edasıyla kendini avutmaya çalışırken feci bir şekilde ağrıyan kalçası ve vücudundaki izler her şeyi tüm çıplaklığıyla açıklıyordu.

Alfan yaptı mesude.

Kendine ve alfasına lanet ederek ayaklanmaya çalışırken belinin en çok ağrıyan kısmına elini koymasıyla oranın daha çok acıması bir olmuştu...

Aklına gelen ihtimalin olmaması için, içinden var olan tüm dinlerin tüm tanrılarına dua etmiş fakat ona rağmen gördüğü çiçek sembolüyle işte gerçek sıçış anını yaşamıştı alfa.

"Aman tanrım, lanet olsun!"

"O sesini kapatacak mısın yoksa defolup gitmek mi istersin?" Delta, hala gözlerini açmamışken ve yanındaki kişinin Jungkook olduğundan bi haberken bu kaba konuşmasıyla alfa kaşlarını çatmış ve içinden, 'ne kaba bi herif bu, fanlarına acıyorum' diye geçirmişti.

"Aman kalmadık senin odana kaba hödük." Jungkook tekrardan sessizce göz devirerek konuştuğunda delta sinirle "Siktir git ya!" diyerek tam gözlerini açmıştı ki gördüğü yüz ile aynı o da alfa gibi olduğu yere çivilenmişti.

"Ne bakıyorsun uzaylı görmüş gibi be?"

Alfa, göz devirerek konuştuğunda farkında olmasa bile şu an da bu rahatlığı tamamiyle stresini maskelemek için ön plana çıkmıştı. Yoksa ki biraz daha burada durmaya devam ederse her an altına kaçırabilirdi.

"Ne işin var senin burada?"

'Ya keşke ben de bilsem bunun cevabını' diye içinden cevapladığında tabii ki de bir tarafları yemediği için bunu dışından söyleyememişti. Hatta o bilmiş sesi içine kaçmış ve konuşamamıştı bile.

Alfa, deltanın eline baktığında gördüğü çiçek sembolüyle ağlamamak için kendini zor tutmuş ve deltanın da anlaması için bakışlarıyla onun elini işaret etmişti.

Delta anlamaz gözlerle alfaya bakıp, gözlerini eline çevirdiğinde gördüğü manzara karşısında hızla yattığı yerden doğrulmuş ve inanamaz gözlerle elini incelemeye başlamıştı.

"Bu nasıl olur? Sen bir aflasın." delta, inanamadığını belli eden ses tonuyla konuştuğunda, hala gerçek olmaması umuduyla bahaneler üretiyordu.