Oy verip yorum yapmayı unutmayınn oylarınız benim için çok önemlii
İyi okumalarr
~
İçimdeki huzursuz hissi bastırmaya çalışırken bir yandan da nefesimi düzene sokmak için boynumu sıvazlıyordum. Buraya gelerek iyi mi yapmıştım? Cevabını bilmiyorum. Fakat şu an da bile kurdum, eşine yakın olmamızdan kaynaklı olduğu yerde dört dönüyordu. İyi hissediyordu. Çünkü buraya deltasının isteğiyle gelmiştik.
Deltamızın.
Biliyorum bana duygusal olarak zarar vermiş birisini bu kadar çabuk kabullenmem bir hata ya da enayilik gibi gözükebilir ama biz ruh eşiydik. Bunu yaşamayan anlayamazdı. Eğer sadece ona olan duygularım olsaydı ve aramızda ruh eşi gibi bir bağ olmasaydı asla gelmezdim buraya. Asla onun peşinde koşmazdım, kendimi bir baskın kurda oyuncak etmezdim.
Ama o eşimdi.
Aramızda mucizevi bir bağ vardı ve ben olmadığım kadar iyi hissediyordum. Evet bir yerde huzursuzluk vardı ama bunun sebebi tamamen Taehyung'un tepkilerini kestiremememden kaynaklıydı.
İkimiz de yıpranmıştık.
Onun kurdunun da başından beridir kurdumu istediğini zaten biliyordum. Çünkü hangi kurt, eşini arzulamazdı ki? Aramızdaki tek engel Taehyung'un kendisiydi. Ve sanırım o da yavaş yavaş kendisini kurduna teslim edecekti. Zorundaydı da. Yoksa ölürdük.
Şimdiyse etrafında loş ışıkları olan bahçeli müstakil bir evin önündeydim.
Bahçenin kapısında koruma olmaması kaşlarımı çatmama sebep olurken takıntılı bir fanın veya anti bir insanın evi bulup ona zarar verebilecek olması içimi huzursuz hissettirmişti. Çünkü bu tarz bahçeli ve müstakil evler, dairelere göre daha güvensiz olurdu.
Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp kemirirken içimdeki garip heyecanı bastıramıyordum. Kapıyı çalmalı mıydım yoksa burada sabaha kadar bekleyip gitmeli miydim?
Gerçi ben bunları düşünürken kapının bir an da açılmasıyla öylece evin içinde duran bedene odaklanmıştı gözlerim. Hissetmiş olmalıydı benim geldiğimi.
Üstünde siyah bir atlet ve altında, dizinin biraz üstünde kalan bol siyah şortla dururken kolunun birini kapının kenarına doğru yaslamıştı. Bu şekilde gerilmiş kol kaslarını çok daha net görebiliyordum. Ve o gerçekten fazla etkileyiciydi.
İkimiz de bir şey demeden öylece birbirimize bakarken Taehyung, sessizliği bozarak "İçeri geçmeyecek misin?" demişti. Bense yanıtsız kalarak alttan alttan onu izlemeye devam etmiştim. Fakat hesaba katmadığım şey Taehyung'un, kolumdan tutup beni hızla içeri sokarak, ardımdan örttüğü kapıya yaslamasıydı.
Nefesim saniyelik kesilmişti.
Hayır saniyelik de değil. Basbayağı direkt nefesim kesilmişti.
Kapıya yaslı olan sırtım ve Taehyung'a -neredeyse- dayalı olan ön vücudumla adeta aralarında sıkışmıştım. Evet, kapı ve Taehyung'un arasında sıkışıp kalmıştım. Ve Taehyung bundan hiç rahatsız olmayarak, başını eğip yüzünü boynuma gömmüştü.
Ben de bir şey demeden -diyemeden- öylece ona ayak uydururken boynumda hissettiğim ılık nefesleri biraz olsun içimi huylandırmıştı. Fakat ben ilk defa bir şeyden huylanmayı sevmiştim.
Muhtemelen kurdunun, kurdumu özlemesinden kaynaklı bana sokulmuştu. Zaten aksi düşünülemezdi... Tamam belki bana karşı biraz daha yumuşamış olabilirdi ama yine de beni duygusal anlamda sevmiyordu. Üstelik soruma bile cevap vermemişti. Direkt evine çağırmışdı beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑇𝑢 𝑀𝑒 𝑀𝑎𝑛𝑞𝑢𝑒𝑠 | 𝑻𝑨𝑬𝑲𝑶𝑶𝑲
FanficBirbirinden hiç haz etmeyen hatta nefret eden iki farklı müzik grubunun lideri, Delta Kim Taehyung ve Alfa Jeon Jungkook aynı otelde kaldıkları bir gün yanlışlıkla birlikte olurlarsa ve ruh eşi çıkarlarsa ne mi olur?.. . . . . . GRUPLAR: Chase...