2. Bölüm-1. Kısım - Dublör

70 3 0
                                    

🏳️‍🌈 İKİNCİ BÖLÜMLE DEVAM EDİYORUZ. YORUM VE OYLAMALARINIZI EKSİK ETMEYİN CANLARIM. ❤️‍🔥
❤️‍🔥BU ROMAN +18 TASVİRLER İÇERMEKTEDİR. LÜTFEN SADECE EROTİK KURGU SEVENLER OKUSUN 🏳️‍🌈

Lex'in basit bir hayatı vardı. Alexander'ın uzun ve yorucu bir telaffuzu olduğu için herkesin kendisine adının kısa haliyle hitap etmesini tercih ederdi. Basit hayatının büyük kısmını geçirdiği işyerindeki koşturmacayı bitirdiğinde aynı arazinin birkaç yüz metre arkasındaki evine geçer, dinlenip tazelendikten sonra yine işinin başına dönerdi.

Euphoria'yı bugünkü haline kavuşturmak için çok çaba sarf etmişti ama şimdi emeklerinin karşılığını aldığını görünce katlandığı o zorluklara değdiğini hissediyordu. Kulüp, sadece çevre kasabaların değil, Londra'nın da en elit mekânlarından biri haline gelmişti. Hem insanlar için hem kendisi gibi olanlar için... Eh, burayı daha ziyade kendi insanları, eroziyenler için kurduğunu söyleyebilirdi.

Onlarca kişinin çalıştığı kulüpte dolaşırken kimsenin ona patron gibi davranmasını sevmezdi. Ne de olsa buranın en çalışkan, en özverili personeli kendisiydi. O günü de bir patron gibi değil, kulübün işletmesinden mesul bir çalışan gibi geçirecekti. Zira bu gece mekânda büyük bir organizasyon tertip edilecekti.

"Sahne tasarımı ne düzeyde?" diye sordu ana salonda, çalışanların organizasyonuyla ilgilenen Riley'ye. Dans pisti, Demi'nin, yani sahne adı ile Madam Afrodit'in bu geceki özel gösterisi için hazırlanıyordu. Euphoria'da ayda iki gece sahne alan Demi, drag şovlarıyla müşterilerin eşsiz deneyimlere kapı aralamasını ve kulübün tıklım tıklım dolmasını sağlardı.

Riley, Lex'in yaklaştığını fark edince başını kaldırdı. "Hemen hemen hazır, Lex," dedi, hızlıca. "Sadece birkaç dokunuş kaldı. Işıklandırmalar Demi'nin isteğine uygun mu diye kontrol ediyordum."

Kulübün bağımsız sanatçılarından olan adamın Lex'te neredeyse sonsuz bir kredisi vardı. Tüm isteklerini olduğu gibi kabul eder, hatta müşteri portföyünü belirlemesine bile karışmazdı. Doğal olarak onun sahne alacağı gecelerde müşteriler ağırlıkla kuirlerden oluşurdu ama genel müşteri kitlesi de azımsanmayacak kadar yoğun olurdu.

Euphoria'nın her köşesi mükemmel olmalıydı, özellikle de Demi sahnedeyken. "Güzel. Adamımı hayal kırıklığına uğratmayalım. Tüm isteklerini olduğu gibi gerçekleştirelim," dedikten sonra sahneyi incelemeye koyuldu. O her defasında farklı bir dekor ve senaryo ile sahne alırdı. Bu defa da öyle gibi görünüyordu. Demi'nin bu geceki performansı, karanlık atmosferiyle gotik bir fantezi hikâyesini işleyecekti.

Sahne, baştan sona bu tarz detaylarla süslenmişti. Siyah kadife perdeler, kırmızı ve mor tonlarındaki ışıklarla aydınlatılmış, sahneye mistik ve büyüleyici bir hava katıyordu. Perde arkasında, büyük, Demi'nin drag kişiliğine uygun abartılı taş ve mücevherlerle donatılmış süslü bir taht duruyordu. Kumaşı altın ve siyah renklerle işlenmişti ve üzerinde karmaşık barok desenler göz dolduruyordu. Sahneye yerleştirilen bu taht, Demi'nin gösterisinin merkezini oluşturacaktı.

Gösterinin konseptine uygun olarak, sahne aksesuarları da özenle seçilmişti. Demi, bütün bu tasarımları kendisi oluşturuyor, üretim sürecine bile dahil oluyordu. Bir metreden büyük, antik şamdanlar, sahnenin iki yanına yerleştirilmiş ve üzerine şamdanlarla orantılı siyah ve kırmızı devasa mumlar iliştirilmişti.

Sahne zeminine, kırmızı gül demetleri serpilmişti. Tahtın sol yanında ise karanlık bir sunak içinde çürük olduğu görüntüsü verilmiş ancak tamamen zararsız bal kabakları duruyordu. O gösterisinin her detayını işlevsel olacak şekilde düşündüğü için, bu gül demetlerini ve çürük balkabaklarını gösterinin dramatik anlarında kullanacaktı.

LUSTCRAFT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin