Yanımda şehzade Mehmet vardı. Hemen yanımda, o kadar masum uyuyordu ki.
Yataktan doğruldum.
Dün gece aklıma gelince , gülümsedim.
terasa çıktım.
Ben Martina venier baffo değildim artık.
BELEN 'idim.
Şehzade bana bir isim vermişti.
Belen,belen.
BELEN..
Etrafa baktım ,ben osmanlının sultanı olabilirdim.
Bu toprakların sultanı.
Terastan indim .
Üstümü giydim .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şehzade ile kahvaltı yapmaya kararlıydım bu yüzden böyle bir şey giymiştim.
Odada dolanıyordum şimdi.
Odası çok güzeldi.
Pardon odamız çok güzeldi.
Zira ben onun artık bir gece değil binbir gece kadını olacaktım.
Şehzadeye döndüm gözleri aralanıyordu.
Uyandı. Bana baktı tebessüm etti.
"Belen.. gitmemişsin.."
"Gitmemi mi isterdin ?"
"Tabikii hayır. Hatta kalıp iyi yapmışsın seninle kahvaltı etmek istiyorum."
"O zaman iyiki kalmışım."
"İyiki.." Gözlerime bakıyordu. Yeşil gözlerime. Yeşil gözlü kadınlar burada cadı niteliğini taşırdı. Ama o benim yüzüme bakarken adeta içi nur ile doluyordu.
Yataktan doğruldu.
Yanıma geldi.
"Nasıl birisin sen böyle ? Ansızın seni gördüm. Sadece seni yanımda istedim , nasıl bir büyüsün ?, sana bakarken kalbim hızlanıyor ,senden uzak kalınca kalbim yavaşlıyor ,ölücek gibi oluyorum . Ne yaptın sen bana?"