Jimin, artık sürekli laylaylom tek gecelik takılan Taehyung ve Jungkook ikilisiyle bir iddiaya girer. Çünkü artık ikisini de ciddi bir ilişki sahibi olarak görmek istiyordur.
Ama birbirleriyle...
Friends, just for now
Taekook/ friends to lovers
Tex...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hi Gays
*
Gitarın elektronik sesi kulaklarıma iliştiğinde Jimin yüksek notasıyla barda ki herkesi ufak bir çığlığa boğdu. Aynı zamanda mikrofonu kavrayışı ve sarı tutamlarının tel tel alnına dökülmesi herkeste büyük bir etki bırakıyordu. Jungkook ise terden dolayı ıslanmış tutamlarıyla kafasını aşağı yukarı sallıyor, bagetlerini sert bir şekilde davullara geçiriyordu. Çene hattı ve çatılı kaşları kızları çığlık attırmak adına adeta kasılırken seksi duruşu soluklarımı ciğerlerime hapsetti. Jungkook gerçektende feci görünüyordu. Jihyo'yu bu görünüşle tavlaması çok basit olurdu. Çünkü o Jeon Jungkook'tu. Tek bakışı bile insanın içini titretiyor yaydığı aura herkesin nefesini kesiyordu. En yakın arkadaşı olmama rağmen benim bile dizlerimi titretiyordu. Büyüsü çok farklı ve oldukça çekiciydi. Gözlerimi onun üzerinden çekemiyordum. Bagetleri havada tutup tekrardan davullara geçirmesi harelerimi başka bir noktaya çekmeme izin vermiyordu resmen.
"Seninki masada tek kalmış" diyen Hoseok dirsek hareketiyle beni uyardığında, başımı arkadaşıma doğru çevirdim. Hoseok ise bana bakışlarıyla masa da tek başına birasını yudumlayan Sana'yı işaret ediyordu. Onun tek olması, benim için büyük fırsattı.
"Bardağı ver bana" dedim aklıma gelen ilk fikir ile. Fakat Hoseok'un vodka dolu bardağı uzatmasını beklemeden bir çırpıda elinden aldım. Hoseok ise kaldırdığı kaşlarıyla elimde ki vodkasına bakıyordu.
"Ya gidip kendine yenisini sipariş etsene!" dedi kendi sesini bana duyurmak adına bağırdığında. Fakat onu umursamadan elimde ki bardakla kıza doğru ilerledim. Jungkook, Jihyo'nun gözünün içine bakarak söylediği şarkıdan dolayı artık benimde bir şeyler yapmam gerekiyordu. Resmen kızı tavlamak için en iyi kartını açık tutarak oynamıştı. Beni yenmesine izin veremezdim. Sana'yı tavlamam için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bu yüzden sanki Sana'ya yanlışlıkla çarpmışım gibi omzuna kolumu geçirdim ve elimde ki vodka bardağı kızın açıkta kalan beline biraz dökülmesini sağladım. Sana ise ıslandığını fark ettiğinde dudaklarının arasından küçük bir çığlık firar ettirmişti. Daha sonra şaşkın bakışlarını benim harelerim ile kitleyip, lensli gözlerini yüzümde gezdirdi.
"Ben çok özür dilerim" dedim elimde ki vodka bardağını masaya bırakırken. Daha sonra masanın üzerinde duran peçetelerden birini alarak Sana'ya doğru uzattım. Sana ise hala yüzüme bakıyor, sanki beni tanıyormuş gibi bir yüz ifadesinde duruyordu.
"İyi misiniz?" dedim elimde ki peçeteyi göz önünde tutup dikkatini çekmeye çalıştığımda. Sana ise gözlerini ona uzattığım peçeteye doğru çevirip dudaklarını birbirine bastırdı. Daha sonra protezli uzun parmaklarıyla uzattığım peçeteyi avuçları arasına aldı.
