💋
kerem-barış
kerem:
barış kardeşim
bir şey söyleyeceğim ama
lütfen sakin ol
olur mu?
ve mümkünse eylül yanında yok iken cevap ver
bir kaç haber çıkmış
tabii ki yalan ama bil diye
(iletildi, 21.45)
(okundu, 23.51)barış:
noldu lan
ne haberi
hayırdır
söyle eylül uyuyorkerem:
birisi büyük magezincilere bir şeyler demiş
artık ne kadar para verdiyse
sosyal medyadaki büyük futbol sayfaları da paylaşmışbarış:
lan oğlum taksik taksik konuşma da
anlat adam gibikerem:
eylül'ün birisi ile fotoğraflarını çekilmiş
daha doğrusu eylülün dairesi ve apartmanında
artık nasıl açıyla çektilerse
neyse
seni aldatmış gibi lanse etmişler
baya kötü yorumlar var
ama allah adını verdim sakin ol
şimdi eylül seni o sinirle görüp haberleri pat diye görmesinbarış:
ne diyorsun lan sen
yazdıklarını okuyor musun oğlum senkerem:
tuncay abi hemen görmüş araştırıyor zaten kim olduğu ile ilgili
bende sana haber vermek istedimbarış:
at bana gönderileriᥫ᭡࿐ྂ
Elimdeki telefona bakarken kanım çekilmiş gibi hissettim. Eylül, benim salonumda diğer koltukta uyuya kalmışken ben olanları anlamaya çalışıyordum ve aynı zamanda sessizde olmaya...
Çünkü haberde olan herif, siktiğimin tesisatçısıydı amına koyayım.
Neredeyse atılan bütün haberlere bakmıştım ve sadece üç fotoğraf vardı ve hepsi yakın ama belli ki gizli çekimlerdi.
İlk iki fotoğraf aynı gündendi. Fotoğrafın sağ alt köşesinde tarih vardı ve biz o zaman beraber bile değildik. Bu fotoğraflar evlerinde çekilmişti amına koyayım, nasıl olabilirdi bu? Adam yüzündeki sırıtış ile Eylül'e yakından bakıyordu, Eylül'ün elindeki telefona baktığı çok belliyken fotoğraf o kadar güzel açılanmıştı ki görünmüyordu bile. Adam, Eylül'e çok yakın duruyordu.
Ve daha kötüsü vardı.
Son fotoğraf ise benim Eylül'e formayı vermek için geldiğim gündendi. Bu sefer kapıda duruyorlardı. Eylül'ün yüzü net değildi ama adamın yandan görüntüsü netti. Orospu çocuğu, sırıtıyordu. Kanım çekilirken sertçe yutkundum. Eylül, sadece kafasını uzatmıştı kapıdan ama açık omzu belliydi. Hatırlıyordum, o gün sıcaktı ve giyindiği şeyler inceydi.
Aklıam gelen şeyle kaşlarım havalanmıştı, o gün kapı kilitliydi. Farkındalık ile gözüm seğirdi, korkudan kapıyı kilitlemişti...
Daha fazla fotoğraflara bakmak istemedim. Yorumlar ise daha kötüydü. Ağıza alınmayacak kadar kötü sözler vardı, beni hak etmediğini söyleyen yorumlar ise hat safadaydı.
Telefonu koltuğa fırlattığımda ağzımdan bir küfür kaçtı. Sert atmış olmalıyım ki, telefon koltukta sekip yere düştü. Çıkan sesle gözlerimi sıkıca yumdum.Tahmin ettiğim gibi Eylül uyanmıştı, "Barış? Noldu..." Kısık ve uykulu sesini duyduğumda oturduğum yerden kalkıp onun önüne çöktüm.
Gözlerim yüzünde gezinirken içim burkuldu. Genç bir kıza iftira atmak bu kadar kolay mıydı, anasını satayım? Hem de tacizci bir piç tarafından...
"Yok bir şey güzelim... Bir şey yemeden uyuya kaldın, aç mısın?" Uykusu yavaşça açılırken yüzü ışıldamıştı. "Ay... Kurt gibi açım, Barış." Yerinden doğrulmaya çalışırken sarı saçları sallanıp duruyordu.
Söylemeli miydim?
"Telefonun düşmüş." Yerde duran telefonu işaret ettiğinde hızlıca alıp cebime attım.
"Elimden kaydı, ne yemek istersin?" Gerçekten acıkmış olmalı ki, konuştukça içi gidiyordu.
"Ay, canım bir mantı çekti sanki...." Nazlı nazlı konuşmasına karşılık yanağından bir makas alıp oturduğu yerden kaldırdım ve beraber mutfağa ilerledik. Onu tezgaha otutturup dolaptan annemin açtığı mantıyı çıkartmıştım. Lazım olur diyip bana vermişti ama sanırım şimdiye kısmet olmuştu.
"Barış..."
"Güzelim?" Sesi çıkmadığında bakışlarım ona döndü. Saçlarıyla oynuyor, gözleri elimin altındaki mantıdaydı.
"Yaz geliyor. Staj için bir kaç yer araştırıyordum, zorunlu değil ama kendi isteğimle," Nereye varacağını merak ediyordum. Sessizce onu dinlemeye devam ettim. "Almanya'da. Kabul aldım."
Duyduğum şeyle kaşlarım havalandı. "Ne?""Yazın benim geçirmek istediğini biliyorum ama..." Lafını bitirmesine izin vermedim. Buna karşı çıkacağımı falan mı sanıyordu?
"Saçma salak konuşma kızım! Bu ne kadar güzel bir haber farkında mısın?" Mantıları suya atıp pişmesi için bırakırken bütün ilgimi Eylül'e çevirdim.
Ellerimi iki yanına dayadığımda boynuma sarılmıştı."Ama ayrı olacağız..."
"İstersen seninle gelirim, sen nasıl istersen," Burnuna küçük bir öpücük kondurmuş ardından kaçmasına izin vermeden de ısırmıştım. "Önemli olan senin işin." Omzuma bir tane geçirmesi ile uzaklaşmasına izin verdim.
Sessizleştiğimizde aklımda hâlâ o haberler dönüyordu. Sanırım yarın aydınlık kafa ile konuşmak daha mantıklıydı ama geç kalmak istemiyordum, benden duymasını istiyordum.
Ama sanırım onun kafası başka bir yerdeydi...
"Biz seninle hiç mutfakta sevişmiş miydik? Barış! Bence çok seksi olabilir..." Sorduğu soru ile hayretler içerisinde kaldım.
Şaka gibi bir kadındı.
ᥫ᭡࿐ྂ
allah belamı versin kötü bişi olmayacak
😭😭😭🥹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
34+35 ༄ barış alper
Fanfictioncan you stay up all night fuck me 'til the daylight thirty four, thirty five