4. Bölümm

126 4 0
                                    



   kafamı kapıya doğru çevirdim ve barışı gördüm bir anda ani bir refleksle ellerimi bertuğdan çektim ama o hala bana bakmaya devam ediyordu ve o sırada barış konuştu.

barış: "pardon yanlış bir zamanda geldim belli ki çıkayım ben."

barışın yanlış anlaması beni hem üzmüştü hemde sinir etmişti hemen onun çıkmasına izin vermeden kolunu tuttum ve konuştum.
barış kolunu tuttuğum elime bakınca elimi çektim ve konuşmaya başladım.

defne: "ne saçmalıyorsun barış? yanlış zaman falan yok."

barış bi bertuğya birde bana baktı ve tekrar konuştu.

barış: "hiçte öyle gözükmüyor ama defne?"

barış hala bana bakarken o sırada bertuğ söze atladı.

bertuğ: "ne diyorsun barış? bacağım kötüydü ona bakıyordu defne."

barış: "sen her sana yardım edene iltifat mı ediyorsun kardeşim?"
bertuğ: "sanane bundan kardeşim?"

barışın alnında çıkan damardan sinirlendiğini anladım ve konuşmaya başladım.

defne: "tartışmayın tamam, barış yanlış anlamalık bir şey yok. bertuğ sadece bacağına bakarken nazik olduğum için o şekilde konuştu okadar."
barış: "peki defne öyle olsun."

dedi ve bertuğya yaklaşıp konuşmaya devam etti.

barış: "seni bir daha bu kıza iltifat ederken veya yakın bir şekilde görmeyeyim, senin için iyi olmaz çık şimdi biz defneyle konuşucaz."

bertuğ yanımdan geçerken durdu ve konuşmaya başladı.

bertuğ: "teşekkürler yardımın için defne.. sonra görüşürüz tekrardan."
barış: "aynen kardeşim öyle olur hadi."
defne: "görüşürüz bertuğ."

bertuğ odadan çıktı ben ise masama geçtim ve barışa bakmaya başladım.

defne: "neydi bu şimdi? sadece işimi yapıyordum."
barış: "anlayamıcak kadar salak değilsin defne, bertuğ sana yakınlaşmaya çalışıyor yanına gelmeside tamamen seninle konuşmak için."
defne: "saçmalama barış bacağı cidden incinmişti işimi yaptım ve bitti abartma istersen."
barış: "abartmıyorum defne ama peki, ben onu uyardım bir şey olursa bana söylemen yeterli biliyorsun ama sen yine de fazla samimiyet kurma."
defne: "of barış bana bir şey olmaz olursa da söylerim tamam."
barış: "iyi ozaman şey dicektim"

dedi, iç çekti ve durdu gözlerime bakarak konuşmaya devam etti.

barış: "belim biraz ağrıyor da bakabilir misin? maçlara da az kaldı başıma iş açmasın."
defne: "tabi sen uzan sedyeye üstündekini de çıkar."
barış: "hemeeen"

dedi ve direkt kalktı, üstünü çıkardı ve sedyeye uzandı.
yanına gittiğimde vücuduna bakmaktan odaklanamamıştım o da bunu fark etmiş ki konuşmaya başladı.

barış: "sonra vücudumu daha dikkatli bir şekilde izlersin defnecim merak etme"
dedi ve güldü.

defne: "ne diyorsun barış ya gözüm kaymış"
dedim ama hala gözlerimi alamıyordum, büyülenmiş gibiydim resmen.
bembeyaz bir vücudu vardı belirgin kasları ise onu ayrı bir çekici yapıyordu.

barış: "aloo defne sana diyorum söz yakındak incelersin bir gün."
dedi göz kırparken.

defne: "of barış pardon"
ellerimle barışın beline yavaşça dokundum başta irkilse de sonra hemen alıştı.

𝐁𝐚𝐥 𝐊𝐢𝐳𝐢𝐦 | Barış Alper Yılmaz Where stories live. Discover now