Yıldızları doldurmayı untmayın . İyi okumalar...
...............................................................................
-" Hadi kalk Akını mı neyi görmek istiyorsan , gör de gidelim Savaş gelmeden ."
Elini omzuma atmış bana destek olan arkadaşıma başımla onay verdim .
-" Haklısın , sen git geliyorum ben ."
Defne yanımdan ayrılalı 10 dakikayı geçmişti . Hâlâ ayağa kalkıp , cesaretimi toplayamıyordum . Tamam Akının hastanede kalmış olduğunu ilk duyduğumda kahrolmuştum , hemen onun yanına gelmek istemiştim . Peki ya şimdi ? Şimdi ne yapmak istiyordum . Ayaklarım geri geri gidiyor , yer çekimi sanki daha bir kuvvetli bastırıyordu. Eriyip yere yapışacak gibi hissediyordum ve açıkçası buna razıydım . Ben ne yazık ki henüz bir karşılaşmaya hazır değildim . Bunun için çok kinliydim.
Bu duygu hastalıklıydı ! Benim gibi birinin bile bu derecede kinlenmesi garipti . Bu şey kin miydi ? Kinden çok daha fazlası ! Bir duygunun fazlası ne oluyordu ? Grip gibi basit bir hastalık kansere dönüşür müydü ? Grip ağırlaşınca kansere dönüşür mü bilmem ama benim bu hastalığım kinden çok daha beterdi .
Annem bir köşede , Züleyha teyze diğer köşede oturmuşlar kara kara düşünüyorlardı . İki annenin evladı için verdiği sessiz savaşta bilmiyorlardı ki iki tarafta çoktan kaybetmişti . Eskiden Akının herkese karşı verdiği savaşta kazanacağına emindim . Benimle savaşmak zorunda kalana kadar... Neyseki bunu seçen o'ydu . Herhangi bir vicdan azabı çekeceğim bir durum yaşatmamıştı bana .
-" Kızım gel otur şöyle ."
Annem yanında ki boş sandalyenin yumuşak zeminine hafifçe vurdu . Oraya oturmayacaktım . Anneme en içten gülümsememi sunup içinin rahat olmasını ümit ederek konuşmaya başladım .
-" Züleyha teyze ben Akınla son kez konuşmak istiyorum . "
Züleyha teyze duyduğuna inanamamış gibi hem hayret hem de kalbinde hissettiği son ümitle karşıma dikildi .
-" Şimdi içeride arkadaşı var kızım . Dur ben çıkmasını söyleyeyim ."
Züleyha teyze beyaz kapıya yönelince ani refleksle önüne geçip onun yolunu kestim .
-" Ben hallederim ."
Züleyha teyzeyi ve bana hayretler içinde bakan annemi ardımda bırakarak Akının kaldığı odanın karşısında durdum . Dimdik ; bütün gücümle , ruhumla durdum kapının önünde . Biliyordum dimdik dursam da olayın güçle alakası yoktu . Dünya yine bütün çivilerini bana saplayacaktı .
Ellerim de erimesi için her şeyimi vereceğim kapı kulpunu indirdim . Kapının gıcırtılı bir ses olmadan açılması bile rahatsız ediciydi . Her şey gerçek üstü gibi geliyordu . Gördüklerimle şok oldum . Tam anlamıyla bir şok ! Beklediğim tablo ne bilmiyorum ama kesinlikle bunu beklemiyordum . Korkunçtu...
Bembeyaz sonu bucağı olmayan bir oda . Bir köşesine atılmış yatak diğer köşesinde bütün beyazlığa inat siyah bir sandalye . Sandalyenin üstünde elinde kıvırcık saçlarını sıkıştırmış Büşra ... Büşra bir uçta , yatakta öylece yatan Akın diğer uçta . Bunlar gerçekten arkadaş olabilirler miydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANİLYA +18
Short Story-" Elinde ki yüzükle birlikte benim altıma yatamazsın küçük hanım..." Sağ elimde değerini yitirmiş yüzüğümü çıkarıp bar tezgahına koydum . Akına son vedamı içimden yaparken Savaş çoktan dudaklarıma gömülmüştü ... ๑๑๑...