Çok fazla sesten dolayı bağırarak Jimin'in kulağına yaklaştım. Bana yüzünü buruşturarak döndüğünde o da benim kulağıma doğru bağırdı.
"Sana söylemedi mi?"
Şaşırmıştım gelmiycek miydi yani?
"Neyi?"
"Şirkette bir sürü işi birikmiş sabah sekizden beri orada gece ancak bitirebilirmiş."
Dudağımı büzerek anladığımı belli ederek kafa salladım. Fena moralim bozulmuştu. En azından bana söylemesi gerekirdi. Bu gece onunla tekrardan olmayı planlanmıştım. Hatta dünden beri Jinle birlikte bunun provasını yapmıştık. Anlaşılan tüm plan boşa gitmişti.
Omzuma dokunan elle arkamı döndüm. Açıkçası ilk başta heyecan yapıp Jungkook sanmıştım ama gördüğüm yüzle suratım daha da düştü.
Onun burda ne işi vardı? Dışarıdan insan gelmeyecek sanıyordum.
"Selam Tae nasılsın?"
Yüzündeki aptal ifade bile sinirimi hoplatırken bana "Tae" demesi daha da sinirlendirmişti beni.
"Selam Minho. İyiyim, sen?"
Zorla gülümsemiştim.
"Sağ ol sorduğun için iyiyim ben de. Anlaşılan Jungkook gelmemiş."
"Bilmiyormuşsun gibi davranma. Yine senin onun üstüne yığdığın işlerle mi uğraşıyor?"
Ufak bir kahkaha atıp yanağımda makas hareketini yaptı. Sinirle elini ittirip etrafıma baktım. Birinin görmesi isteyeceğim son şey bile değildi.
"Sakin ol esmer güzeli. Ben bir şey yapmadım. Jungkook kendi işleriyle uğraşıyor. Hem ben hiç öyle şeyler yapar mıyım?"
"Ne demezsin."
"Nasıl buraya girdiğimi sormayacak mısın?"
"Merak etmiyorum."
"Eskisi gibi hala yaramaz küçük bir çocuk gibisin. Yalan söylemekte o kadar berbatsın ki."
"Ne istiyorsun?"
"Hiçbir şey. Sadece benimle ilgilendiğini itiraf etmeni istiyorum."
"Siktir git Minho! Ben senin kuzeninin sevgilisiyim. İğrenç bir miden var."
"Eski sevgilisi demek istedin herhalde."
Daha fazla dayanamadım hızla arkamı dönüp Yoongilerin masasına ilerlemeye başladım. Bu salak herif her zamanki gibi moralimi sikip atmıştı. Ne zaman sohbet etmeye başlasak konu sürekli ben ve Jungkook'un ilişkisine geliyor ve yersiz imalar yaparak beni de Jungkook'u da sinirlendiriyordu.
Zaten Jungkook hiç sevmezdi Minho'yu. Küçükken de hep onu kıskandıracak hareketler yapar babasıyla arasına girmeye çalışırmış. Yani sevebileceğim ya da muhatap olabileceğim bir insan değildi.
"Neyin var?"
Hoseok bana döndüğünde zoraki bir şekilde gülümseyip bir şey yok dercesine kafamı salladım.
Pati yeni başlıyordu. Artık adam akıllı eğlenip içkinin dibine vurmak istiyordum.
.
@cindyy.111
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.