1.1

376 48 0
                                    


Hafif bir baş ağrısı ile gözlerimi açtığımda ağzımdan birkaç küfür çıktı. Çünkü hafif olan baş ağrım uyandığım andan itibaren şiddetlenmişti.

Yüzümü buruşturup sağ tarafıma doğru döndüm tanıdık koku beynime hücum ettiğinde burnumu yastığa sürtmeye başladım.

Çok düşünmeden sadece ana odaklanmıştım ve salak gibi sırıtarak yastığı koklamıştım bir süre.

Uykum tamamen açıldığında kafamı kaldırıp etrafa baktım.

Ben buraya ne zaman gelmiştim? Üstümde neden Jungkook'un çizgili pijaması vardı?

Yataktan doğrulmaya çalışırken dün yaşananlar teker teker zihnimi ele geçirdi.

Siktir biz Jungkook'la barışmış mıydık?!

Hızlıca ayağa kalktım merdivenlere doğru yöneldiğimde aşağıdan Jungkook'un sesi geliyordu.

Sinirli olduğunu anlamak zor değildi.

Daha iyi duymak için birkaç basamak aşağıya indiğimde konuşmalarını net bir şekilde duymaya başladım.

"Ben senin kontrol edebileceğin bir köpek değilim önce bunu bir anla."
...

"Hayır istemiyorum en başından beri bu cümleyi kuruyorum ama ısrarla aynı şeyleri söylüyorsun."
...

"Kendimi tutamadım o an öyle yapmak istedim ve yaptım. Sakinleşmem uzun sürmedi zaten abartma artık."
...

" Neden bir kez olsun ona kızmak yerine her zamanki gibi benden hesap soruyorsun!"
...

"Haklısın onun arkasında ailesi var tabi."

...

"Bana deli muamelesi yapmayı kes!"

Ani bağırmasıyla yerimden sıçramıştım. Kimle konuştuğu hakkında gram fikrim yoktu ve neden bu kadar sinirlendiğini anlayamamıştım.

Telefonu kapatma sesi geldiğinde yaklaşan ayak sesleri de merdivenlere doğru yürüdüğünün habercisiydi.

Arkamı dönüp hızlı ve sessiz adımlarla yatak odasına tekrar girdim ve yatakta yerimi aldım. Nedense bilmemi istemediğini düşünmüştüm. Aynı zamanda gizlice onu dinlediğimi görmesi beni utandıracağından sanki hiçbir şey duymamış, uyuyor gibi davranacaktım.

Odaya girdiğinde rahatlamış bir nefes verdi. Belli ki beni uyandırmaktan korkmuştu.

Başımın ucuna oturduğunda elini de başıma koyup bir süre saçlarımı okşadı.

Arada bıkkın nefesler veriyor yanaklarımdan öpüyordu.

"Tae, güzelim. Uyan hadi."

Rol icabı biraz kıpırdanıp gözlerimi ağır bir şekilde açtım.

Eğilip dudaklarıma sakince kapandı. Yavaşça, sanki tadını çıkarmak istermiş gibi öpüyordu.

Bir süre dudaklarımda dinlendikten sonra geri çekildi.

"En sevdiğin ramenden yaptım."

"Jungkook..."

"Söyle yavrum."

Elimi yanağına koydum baş parmağımla göz altılarını okşamaya başladım.

"Dün gece için teşekkür ederim."

Bana sadece gülümseyerek cevap verdiğinde moralinin ciddi anlamda bozuk olduğunu daha iyi anlamıştım.

Elimi yanağından çekip dudaklarına götürdü. Öpücükleri avcumu gıdıklarken birkaç kıkırtı dudaklarımdan kaçtı.

Chicago Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin