Ayyy uzun süre sonra merhabalar kurgularımı tekrar okuyunca yazasım geldi.
Bakıyorum okumaya devam edenler var buyrun o zaman bölümümüz.
Oy ve yorumu unutmuyoruz bol bollll 🩷
*
"Sabit durur musun artık ama."
İsyanımla bacağımdaki eli uslanmazca tekrardan gıdıklayarak gezinirken ofladım. Omuzlarındaki bacağımla birlikte kolaylıkla havaya kalktı ve bacağıma öpücük kondurarak yatağa ilerledi.
Üç numaraya vurduğu saçları yüzünden açıkta kalan başına masaj yapıyordum.
Çünkü fazla ağrısı vardı.
Omuzlarından indiğimde yatağa bastım ve tekrardan yere indim. "Antrenmandan sonra Hande'lerle sen de yanıma geleceksin." Emir vererek konuşmamla kafasını sallayarak kendini dönen koltuğa bıraktı.
"Güzelim alışkınım ben bu ağrılara sorun yok."
"Ben fark edene kadar sırtının ağrıdığını bile söylemedin Melissa, sevgiliyi geç senin fizyoterapistinim ben bana söylemeyeceksin de kime söyleyeceksin." Yanına ilerleyerek arkasına geçtiğimde başını koltuğa yaslayarak bana alttan baktı.
Bir süre omuzlarını ovarak onu rahatlatmaya çalıştım. Bu sürede o gözlerini kapatmış rahatladığı belli olan ifadeyle öylece duruyordu.
"Heyecanlı mısın?" Sorumla gözlerini açtığında kafasını usulca salladı. "İlk defa olimpiyatlarda madalya maçına çıkıyorum, bir gariplik var ama sorun değil." Yanağını öperek elimi çektim ve dolabıma yöneldim.
Odamda kalıyordu.
Hem de her gün.
Üzerime hızlıca takımın eşofmanını geçirerek sweati giydim. Melissa da üzerine antrenman yapacakları için şort ve kırmızı tişört giydi. Spor ayakkabılarımı da giydikten sonra saçımı atkuyruğu yaparak ensemdeki yaklaşık bir kaç ay önce yaptırdığım dövmenin açığa çıkmasını sağladım.
Elleri belimi bulurken dudakları yine ensemdeydi.
Dövmeyi sürekli öpüyordu.
Çünkü onun için yaptırmıştım.
Doğum gününde.
"Seni çok özledim." Fısıldamasıyla iç çekerek sırtımı onun göğsüne yasladım. Bir kaç haftadır o kadar yoğun bir tempodaydık ki birbirimize bile vakit ayıramaz olmuştuk.
Ona dokunmayı bile özlemiştim.
Elleri usulca gerdanlığımda gezinirken dolgun dudaklarını boynuma bastırarak kuş kadar hafif sayılacak şekilde değdiriyordu.
"Melissa, antrenman." Gözlerim kapanırken bir yandan dudaklarıyla yaptığı şey yüzünden içimi değişik bir his kaplamıştı.
Beni kendine döndürdüğünde elleri dolgun kalçalarımı bulurken, benim ellerim de çoktan onun boynuna sarılmıştı. "Bebeğim benim." Dudaklarıma uzanarak öpmeye başladığında ona karşılık vererek sırtımı duvara yaslamasına izin verdim. Elleri kalçamdayken beni havalandırmasıyla bacaklarımı beline sardım.
Öpüşümüz sertleşirken ayrılmamız gerektiğini biliyordum.
Fakat hiç istemiyordum.
Dudakları boynuma değinirken beni asla duymuyordu.
"Gitmemiz gerek geç kalıyoruz."
"Antrenmanı sikeyim." Dudaklarıma son kez öpücük bırakarak beni kucağından indirdiğinde sıcakladığım için suyla kendimi serinleterek açtığı kapıdan çıktım. İlşkimizi öğrenmeyen yoktu.
