2 yaşında yetimhaneye bırakılan Han Jisung, yıllar sonra bir aile tarafından evlat edinilir ve ailenin tek ve zengin çocuğu Lee Minho, Han Jisung'a aşık olur.
(Yan shipler Hyunlix, Chanmin ve Changin)
Changbin ile Jeongin yanımıza yaklaştı, birşey diyeceklermiş gibi bir suratları vardı. Chan, Hyunjin ve ben merakla onlara bakıyorduk. Changbin Jeongin'in elini tuttu ve göreceğimiz şekilde havaya kaldırdı. İkisi aynı anda, "BİZ SEVGİLİ OLDUKK!! " dediler. Bizim gruptan topluca şöyle sesler geliyordu (bende dahil), "oooo hayırlı olsun, nasıl oldu ya, helal lan size, vay anasını, bi ben kaldım amk. " gibi sesler geliyordu.
Changbin ile Jeongin yanımıza oturarak olayları anlatmaya başladılar, hepimiz onları ağzımız açık dinledik. Jeongin'in uzun zamandır Changbin'den hoşlanmasına baya şaşırmıştım. Biraz daha konuşup evlere dağılmaya karar verdik çünkü saat 6'ya yaklaşıyordu. Hepsiyle vedalaşıp eve doğru kendi başıma yürümeye başladım, bir yandan da kulaklığımdan "Lovers Rock" şarkısı çalıyordu, ardından da "All I Want Is You" çalmaya devam ediyordu. Müzik dinlerken de bir yandan Jisung'u düşünüyordum, sanırım şuan evde tek başına oturuyordur. Daha fazla yalnız kalmasın diye adımlarımı hızlandırıp eve daha erken varmayı düşündüm. Yaklaşık 20 dk yürüdükten sonra ev göründü. Evin önüne gelince anahtarımı çantamdan çıkardım ve kapıyı açarak içeri girdim. İçeriye bir göz gezdirdim ve annemin salonda kitap okuduğunu gördüm.
"Selam anne. "
"Minho, neredeydin bu saate kadar? Niye bana haber vermedin? "
"Haa o mu, o odasındaydı git bak. Şey diyeceğim, Jisung buraları geldiğinden beri hiç gezmedi, evden okula okuldan eve geldi sadece, çık gezdir onu biraz. "
Jisung ile birlikte gezme fikri aklıma gelince biraz gülümsedim, hem yakınlaşırdık da güzel olurdu.
"Tamam anne, ben gezdiririm onu. "
"Hadi git haber ver o zaman. "
Annemin dediğini onaylayıp hızlıca merdivenlerden yukarı çıktım, odasının kapısı kapalıydı. Önce kendi odama girdim ve çantamı bıraktım, sonra da Jisung'un kapısının önünde durdum. Derin bir nefes alıp kapısını 2 kez tıklattım. İçeriden "gel. " diye sesini duydum. Kapıyı açtım, içeri girince tekrar kapattım.
"Hoşgeldin Minho, neredeydin? "
Ayy beni mi merak ettin sen, kesin benim için endişelendi yoksa sormazdı heheh.
"Hoşbuldum Hanji, arkadaşlarla kafede oturmaya gitmiştik. Bu arada birşey diyeceğim. "
"Söyle. "
"Dışarda seninle gezelim mi biraz, geldiğinden beri buraları pek gezmedin sen. Senin için de iyi olur. "
"Hmmm... Olabilir aslında. Ne zaman gezeceğiz? "
"Birazdan çıkarız, üstünü falan giyin gideriz. "
"Pekii. "
"Tamam o zaman bende gidiyorum üstümü giyineyim, görüşürüz birazdan."
"Görüşürüz. "
Jisung'un onayını alınca mutlu olmuştum, onun odasından çıkıp kapısını örttüm ve kendi odama geçtim. Üstüme biraz şık şeyler giymeliydim çünkü bu Jisung'la çıktığım ilk date olacak. Dolabımı biraz karıştırdım ve güzel bir kaç kıyafet buldum. Üstümü giyindim, biraz aksesuar ve biraz parfüm ile kombini tamamladım.
(Kombin böyle gibi düşünün)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.