Tanışma

10 1 0
                                    

"Seraa uyan uyan" diyip beni dürttü Beril

"Ula baa böyle yaklaşma diyirum kaç defadur az kaldi da yicen yumruğimi ha" dedim bı anda sinirle uykumdan uyandırılmayı hiç sevmem Beril de bunu bile bile her zaman beni böyle kaldırırdı.

"Ya geldik geldik" dedi gözlerimi ovuşturup açtım bı anda. "Nee gelduk mu?" "He geldukk" dedi beni taklit ederek.

Etrafıma baktım dağlar gözüküyordu kalbim haddinden hızlı atıyordu. Araba durunca indik. Bizi komutanın odasına yönlendirdiler. "Üstümüzü değiştirseydik bari baksana kokuyor muyuz acaba?" Diyip elbisemi kokladım. Beril çantadan parfüm çıkardı. 2 fıs sıktı sonra kendine de sıkıp çantayı arabaya geri koydu. Üzerimizi bile değiştirmenize fırsat vermediler. Umarım kızmadı.

Birbirimize baktık üstümüzü düzelttik.
Siyah kısa kollu badi altımızda asker yeşili geniş kot vardı. Kapıyı açmadan saçımı yukardan at kuyruğu yaptım. Beril de saçını düzeltti. Kapıyı çalıp girdik. Önce asker selamı verdik.

"Asker kendini tanıt." İlk Beril

"Erzurum, astsubay başçavuş Beril Biçer"
"Rize, astsubay başçavuş Sera Ak"

"Burda ne için olduğunuz farkında mısınız?"

"Evet komutanım" bilmesek gelmeyiz heralde. "Şimdiden söyleyelim burası eski çalıştığınız yerlere benzemez göreviniz çok zor bu şartlara hazır olduğunuzdan emin misiniz?" Berille birbirimize baktık.

"Her durumda her şartta her göreve hazırız komutanım" dedi Beril Komutan

"Hazırız deseniz yeter labalige gerek yok az öz konuşun" şuan laf sokmamak icin zor tutuyordum kendimi. "Odalarınızı biliyor musunuz?" "Hayır komutanım" diyerek karşılık verdim. Bana bakarak söylediği için.

"Bileceksiniz nerde ne yapacağınızı bilmiyorsanız burda yeriniz yok" şimdi komutan falan dinlemicem vurcam yüzünün ortasına.

Yanındaki asker kapıya doğru yürüdü.

"Mete size odanızı gösterecek 10 dakika içinde bahçede hazır olun timde ki arkadaşlarınız orada olacak" diyip kapıyı gösterdi. Tekrar asker selamı verip çıktık.

Mete dediği asker bizden önde yürüyordu.
"Ben bu komutanla nasıl idare edicem lütfen beni hep göreve göndersinler" dedim . Şuan böyle bı göreve böyle bir yere geldiğime sevinemiyordum bile. "Komutan olmasa bilirdim ona napacağımı" dedi Beril

"Komutan duymasın yoksa 3 gün uyku uyuyamazsiniz" dedi Mete. Uzun boylu yapılı kızıl bı çocuktu yüzündeki çiller onu çok tatlı gösteriyordu. "Söylemezsen duymaz" dedi Beril. Kapıyı açıp içeriyi gösterdi. "Buraya, zor koşullara sinir bozucu komutanların seslerine ve emirlerine hoşgeldiniz" dedi Mete. içeri girdik.

"15 dakika sonra sizi burdan alacağım" diyip kapıyı kapattı. Şuan kendimi koğuşta değil ilk defa hapishanede gibi hissetmiştim.

İçeri girip birbirimize baktık çığlık atmamak için sıkı yürüyorduk kendimizi
"Ay şaka Maka artık tehlikeli bı görevimiz varrrr ayy şaka gibi yaaa hala hayal gibi geliyor da Berilim" dedim sevinçle

"Bana da Sera banadaaa hayallerimiz gerçek oluyor yavaş yavaş biz artık dağa çıkacağız yani önceden de çıktık ama bu başka" dedi sevinçle valizlerimize yaklaştık.

"Burda erkeklerde kalıyor galiba" dedi Beril.
"Nasıl yani erkeklerle aynı odada mı kalacağız şaka mı bu?" Dedim.

"Umarım şakadır Sera umarım" diyip banyoya girdi. Bende duştan sonra giyeceklerimi çıkardım. Çabuk çıkmamız gerektiği için 7 dakika Beril 7 dakika ben kaldım. Çıkıp saçlarımızı topladık. Beril saçlarını alttan topuz yapmıştı bende yukardan at kuyruğu yaptım. Yeşil tişört ve askerinin verdikleri pantolanlari giyip kapının önüne çıktık tam kapıyı açacakken Mete bizden önce davranıp açtı. Saate bakıp"Dakiksiniz" dedi. Beril yanından ters bı bakış atıp geçti. Beril önden biz ikimiz arkadan yürüyorduk.

Gölge TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin