4. Bölüm

7 0 0
                                    

                              2003

"Anne babam ne zaman gelecek?" Diye sordu Sera. "Gelecek yarın kızım" dedi Elena. Elena Rus olduğu için Türkçesi pek iyi değildi cümleleri yarım yamalak  her kelimesini bastıra bastıra söylüyordu. "Anne biliyor musun ben babamı çok özledim" dedi Sera. "Bende  Мой ребенок(bebeğim)" dedi Elena.

"мать(anne)" dedi sera annesine seslenerek "скажи мне, красивая(söyle güzelim)" diyerek karşılık verdi Elena.
"Babam gelince dondurma yemeye gidelim mi?" Diye sordu Sera merakla.
"мы едим(yeriz)" diyerek yanıtladı Elena.

Elena ve Yamaçın tanışma hikayesi  farklıydı. Onlar böyle tanışmıştı:

Yamaç bordo bereliydi işi gereği her yere gidiyor saat kaç olursa olsun asla uyumaz dı eli kolu kulağı her zaman telefonda olurdu. Bir günlüğüne izne çıkmıştı. Rizeye ailesini görmeye gelmişti. Onu Ak ailesine yakışır şekilde karşılamışlardı. Tüm Rize onun için ayaklanmıştı. Yemekler müzikler danslar... Yamaç çok sevilen bı adamdı. Aç uyur aç uyutmazdı. Kazancının yarısını Rizeye diğer yarısını bulunduğu yerde insanlara dağıtırdı. Bu işi gizli yapmak istesede başaramazdı. Herkes onun yardım ettiğini bilirdi.

Gece yatağında uyurken telefon geldi. Saat 4:00.  Telefonu açıp "Alo" dedi. " Kıdemli Üsteğmen Yamaç Ak" Yamaç hemen yattığı yerden doğrulup "Emredin komutanım " diyerek karşılık verdi. Yeni bı görev çıkmıştı. Rusya ya gidecekti timiyle. Herkesi hazır edip sabah 8de uçağa binecek ve Rusya'ya gidecekti. Tüm timi aradı.  saat 7 de hazır olmalarını söyledi. Kimseye haber vermeden çıkmak istedi ama anasının son bir hayır duasını almadan gitmek de içine sinmedi.

"Anacum ben gidiyrum-" lafını bitirmeden
"Oyy uşağum nereye gidisun burda kalmayacakmiydun?" Diyerek sordu Ayşe Ana. "Görev anacum görev hayır duanı eksik etme hakkını helal et" dedi. Babası yoktu Yamaç 16 yaşındayken şehit olmuştu. Anası bir şehidi daha kaldıramazdı ne kadar istemesede gitmek zorundaydı bunu biliyordu elinden birşey gelmiyordu.  "Allah'a emanetsin uşağum hakkım helal olsuin dikkatli olasun" dedi.

Yamaç anasının yanağından akan gözyaşlarını sildi." Yapma böyle ana gözüm arkada kalmasın" dedi. Ayşe ana oğlunun yanağındaki elini tuttu. Dudaklarına yaklaştırıp öptü sanki bir daha öpemeyecek bir daha dokunamayacak gibi öptü kokladı. "Gözün arkada kalmasun uşağum kendine de diğerlerine de dikkat et Hadi kuzum Allah'a emanetsun" diyip alnından öptü Ayşe ana. Yamaç sevinmişti annesinin ellerini tekrar öpüp kalktı. Harekat merkezine gidip bir kaç bilgi aldı. Artık göreve gitmek için hazırdı. Rusya'da büyük bı patlama olacaktı. Bizim türk vatandaşlarımızda oradaydı onları almaya gitmişlerdi.

Büyük patlamaya az kalmıştı hava eksi derecelere düşmüş gece saat 4:00 dı.
"Siz üçünüz doğuya, siz Batıya, siz benimle gelin" diyip komut verdi herkese.
Yamacın gittiği taraf çok tehlikeliydi. Silahlarına sarılmışlardı. Başlarının üzerinden geçen kurşunlarla kara yattılar. Çatışma başlamıştı. Bu mücadeleden dönüş yoktu. Kurtarabildikleri kadar insan kurtaracaklardı. Rusya'nın askerleriyle birleştiler. "Komutanım ölecek miyiz?" Diye sordu asker." Biz ölmeyiz asker şehit oluruz" diyerek karşılık verdi Yamaç.

Hava dahada soğumuştu. Askerler donmak üzereydi. Bir yer bulup gitmeliydiler. Amaçları saklanmak değildi  ısınmaktı. Yamaç askerlerini korumalıydı. Sabaha çıkmaları gerekiyordu. Bı ev gördü silahın dürbününden herkesi o yöne gönderdi doğu ve batıya giden ekibi telsizden çağırdı ama ses yoktu. Çıkıp aramalıydı. "Ne olursa olsun buradan çıkmayacaksınız" dedi. "Emredersiniz komutanım" dedi hepsi.

Yamaç çıktı dışarı .o soğuk geceden sağ çıkması imkansızdı. Son kez anasının fotoğrafına baktı. "Özür dilerim ana bu sefer sözümü tutamadim. Allah'a emanetsin anacum"
Dedi bir eliylede fotoğrafa dokunuyordu. Ellerini açıp Allah'a dua etti. "Ey yüce Rabbim saa sığıniyrum beni anama aileme vatanıma askerlerime bağışla. Yaşamak için bı sebebim yok ama vatanıma sahip çıkmak için var. Ey Allah'ım beni kendi toptaklarimda şehit olmayi nasip eyle bu yabancı topraklarda değul." Dedi. Artık gözleri kapanıyordu.
"Eşhedü enle ilahe illallah-" bitirememisti. Devam edememişti. Gözleri kapanmıştı. Beyaz ışığa gidiyordu. 

Gölge TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin